yıldızların kaymadığı bir gerçektir. dünyanın çekim alanına girmiş ve atmosferde sürtünme etkisiyle ışık çıkarması sonucu görülen meteor ya da meteoritlerdir.
küçükken bir yıldız kaydığında birisinin öldüğünü zannedip çok üzülürdüm ayrıca yıldızlara da sinir olurdum. ancak bir süre sonra anladım ki bu inanış: sadece gökyüzündeki yıldızların bizim yansımamızın olduğuna inanan bir romantiğin hikayesi. şimdi bakıyorum yıldızlara; gökyüzünden bir yıldız kayıyor. belki bir yerlerde birisi-biriler yıldızın kaymasından uzaktan yakından bağınlantısı olmayan bir sebepten dolayı ölüyor. biz yine acımızda suçluyacak bir şeyler arıyoruz ve suçu yıldızlara atıyoruz. ben sadece dilek tutuyorum, bir gün bir şeylerin güzelleşiceğine inanarak...
eşkiya filminde "yıldız kaydığında anla ki bir eşkiya buradan göç eder" tarzı bir söz üzerine etkilenip her kayan yıldızda bir eşkiya öldüğü için ayak üstü fatihayı okumaya başladığım meterolojik olay gibi gözüksede bazılarına göre göz yanılmasıdır.
bazen şimşek çakmış gibi bir ışıltıyla gerçekleşen durumdur. bazen de yavaşça süzülerek. temiz hava'da ve özellikle sabaha karşı 4.30 sularında sıkça görülür. bazı gecelerde ardı ardına kaymasına meteor yağmuru denir.
ışıklı şehirlerde yaşamanın neticesinde görülmesi imkansız gökyüzü hadisesidir, bazen görmek için kasan manyak insanlar uçaklarla kayan yıldızları karıştırabilirler ,kayan yıldız yanıp sönmez. *
hiçbir spiritüel manası olmayan, sebebi, sonucu fiziksel olarak bilinen alelade bir gök olayı... yine de galiba bizi hayvanlardan ayıran en önemli şeylerin başında gelir; onların hayatlarında nokta kadar iz bırakmayan alakasız bir fenomenin bile, bizler için, bir dilek tutarak ''daha güzel'' bir dünya'nın hayalini kurabilmemize vesile olması.
dün gece saat iki buçuk civarında gökyüzünü salak salak izlerken gözlemlediğim olay. kesin benden başkası da görmüştür. kimbilir kim gördü sözlük. birbirini hiç tanımayan insanlar, çok azımızın tanık olduğu olaya şahitler ama bunun farkında değiller. ışık hızında mı kaydı bilmiyorum ama anlık bi geçişti. o anda dilek dilemek zorunda hissettim kendimi. aklıma bir şey de geldi ama kitlenip kaldım orda. neyse. hı bi de ne demişti sıla ablamız?
dilek tutmadan kaydı bütün yıldızlar
gökyüzüm yerde sanki
galiba bu aralar sevenim yok benim.
insanın içinde çocuksu bir sevinç uyandıran olaydır.o kadar ihtiyacımız var ki isteklerimizin gerçekleşeceğine inanmaya,düşen bir göktaşından bile medet umar olmuşuz.bu yüzdendir ki şahit olunan her yıldız kaymasında içimizde oluşan dilek tutma isteğine sevinmek mi lazım yoksa üzülmek mi bilinmez.