bugün

dünyanın en yaratıcı küfürlerini dibine kadar sülalesiyle hak eden insandır.

ayrıca içlerinde 1 gram dahi beşiktaş sevgisi yoktur.

alın tepe tepe kullanın beşiktaş'ı, şu andan sonra mevcut beşiktaş, benim beşiktaşım değil çünkü!

hani banker bilo diyor ya, "el birliğiyle öldürdünüz garibi, namuslu bilo öldü, yaşasın namussuz bilo!" diye

aferin, el birliği ile öldürdünüz koca çınarı.

allah hepinizin belasını versin..

ayrıca kongreye gelmeyen 5279 kişinin de allah bin türlü belasını versin!
beşiktaşlı olmadığı kesindir. demirören'in karşısına adam gibi bir rakibi çıkamadığından ona oy vermek zorunda kalmış da olabilir. ama yine de kendisi hakkında pek mubattle bahsedemeyeceğim insadır. beşiktaşlı değildir.
(bkz: fenerbahçeli)
(bkz: galatasaraylı)
(bkz: gaziantepli)
Gece yatarken kafasını yastığa koyacak ve neden böyle bir şey yaptığını kendine izah etmeye çalışacak insandır.
beşiktaşlı duruşu diye birşeyin olmadığını gösteren insandır. yoktur artık öyle bir duruş. madem duruş var bu duruşa kaç vuruş diye sormak istiyorum. sizler beşiktaşı zarar ziyana sokanlarımı seviyorsunuz. üstelik kendine borçlandırarak. yazıklar olsun size.

beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur.
oyunu satanında a.s.
açık konuşayım; orospu çocuğudur. (götümüze de girerse girsin)

hayır hayır, annesinin olayla bir alakası yok. muhtemelen annesi düzgün bir insandır fakat kendi yaptığı orospu çocukluğudur. gelmiş geçmiş en kötü başkanın tekrar seçilmesine sebep olduğu için başka bir tanımlama gelmedi şu an aklıma. çok sinirliyim sözlük.
milyonlarca beşiktaş taraftarının çığlığını duyamamış satılık insandır. zira bir çoğunun aidatı tüpçi tarafından ödenir. sırf el kaldırsınlar diye. bir de acaba biz bir hayali bir hiçi mi sevdik sorusunu sordurdular ya bana alayının hemuğagom. murat aksu hayranı filan değilim ama bugün ey tüpçü senin paran bu kulubü seven insanların yüreğinin yanında bir hiçtir demeliydiler. demediler.

not: bir de taraftar bir şekilde bu olaya tepkisini göstermelidir. stk diyorsan beşiktaş taraftarından büyüğü mü var?
tayyipe oy veren zihniyetle aynı zihniyete sahiptir.
Bugün için bir Fenerbahçeli, 10 yaşındaki çocuğuna tuttuğu takıma olan sevgisini gururla anlatırken muhakkak önce kulübünün zenginliğinden bahsedecektir. Kulübüne gelen yıldız futbolculardan, Türkiye'nin en konforlu stadyumundan, ezelin rakibi Galatasaray'ı Kadıköy'de her daim yendiğinden bahsedecektir. Galatasaraylı Uefa kupasını, süper kupayı anlatacaktır çocuğuna. Galatasaray Lisesi ve tarihinden övünçle bahsedecek, aristokrat kesimle aynı takımı tutmanın keyfinden illa ki dem vuracaktır.

Şimdi burada bir duralım. Bir Beşiktaşlı taraftar, 10 yaşındaki çocuğuna ne anlatır? inanılmaz Avrupa başarılarını, müthiş yıldız transferlerini, paralı pullu başkanlarını, taraftarın götünü alttan ısıtan koltuklara sahip stadyumunu mu anlatır? Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan ne zaman bunlar oldu ki bundan sonra olsun?

Yıllarca elimiz kalem tuttukça, dilimiz döndükçe anlattık. Beşiktaş mahalli ruhtur. Beşiktaş, son barikattır. Fevzi'nin ayağının altından kayıp giden şampiyonluktur, 93 yılında 8-0 ile çalınan şampiyonluğa alnı ak yüreği pak bakabilmektir, yuhalandığı anda formasını çimlere serip giden Baba Hakkıdır, Vefaspor ile kupa şampiyonluğu maçında elle gol attığını gidip hakeme söyleyebilen Şeref Beydir, 1984 yılında Süleyman Seba başkan olduğunda tahta merdivenleri çürümekten çökmüş yıkıntı binanın eline tutuşturulan anahtarıdır, Malmö maçında Recep'in kendi kalesine gömdüğü şahane voledir, 3-0'dan 3-3'e gelen Valerenga faciasını sabah uyandığında oğluna nasıl izah edeceğini bilemeyen babanın naif hüznüdür, 7-1'lik Trabzonspor galibiyetinden sonra sahada yıkılıp kalan Lemi'nin omzuna dokunan Rıza kaptanın elidir.

Şimdi bugün bu şanlı geçmişe sırtını dönen, utanmadan gidip Yıldırım Demirören zihniyetine oy veren binlerce kongre üyesi Beşiktaşlıysa, ben artık Beşiktaşlı değilim. Futbol sahaları, federasyon masaları çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse futbol, futbol leş ağızlarla saldırmaksa ahlak bekçilerine, futbol purolarına ateş arayan zengin piçlerinin zevkiyse, televizyon kanallarında al kanımızı içmekse futbol, futbol tırnaklarıysa tribün ağalarınızın, futbol mızraklı ilmühalse, futbol polis copuysa, teşvik primleriyse futbol, kara lekelerinizse futbol, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan ben artık Beşiktaşlı değilim.

Yıldırım Demirören yönetiminin bugüne kadar yapmış olduğu her şeyin hesabını kongrede vereceğine inanıyordum. Basit ve ucuz pazarlıkların bu kulübü ele geçiremeyeceğine, hazretlerine en güzel cevabın kongrede verileceğine inanıyordum. Tarihin görüp görebileceği en kötü başkanı bu kongrenin karşısında bir rakip varken seçmesi benim için bir mucizeydi. Ama ne yazık ki yanılmışım. Buradan Yıldırım Demirören'e oy veren bütün kongre üyelerini lanetliyorum. Kirli menfaatlerini oy pusulalarına bulaştıran herkesin anasından emdiği süt burnundan gelsin. Şu hayattaki tek masumane sevgimizi de elimizden aldınız. Bu kulübü bir daha dönüşü olmayan karanlık bir girdaba soktunuz, Allah bin türlü belanızı versin.

Yıllardır çeşitli ortamlar vasıtasıyla elimden geldiğince bizden sonra gelen Beşiktaşlı arkadaşlarımıza Beşiktaş'ın ilkelerinden, geçmişinden, kutsallığından bahsettim. Ama bugünden sonra ben 10 yaşındaki herhangi bir çocuğa Beşiktaş'ın hangi kalesinden, erdeminden bahsedeyim? Biz bu takımı skor için sevmedik ki? Gol attığında beni sevindirmeyen, gol yediğinde mideme yumruğu indirmeyen bir Beşiktaş'ı ben kime niye anlatayım?

Yıldırım Demirören ailesi bu kulüpten elini çekene kadar, onlar bu kulüpte hüküm sürdükçe, onlar kendilerine Beşiktaşlıyım dediği sürece ben artık Beşiktaşlı değilim. Şimdi ateşten gömleği giyme vaktidir...

bu yazı http://eksibesiktas.blogs...010/01/yazklar-olsun.html linkinden alınmıştır.
yazarı jokond arkadaşıma tamamiyle can-ı gönülden katılıyorum.

edit: herkesin okuması gerektiğine inandığım için böyle bir çalma işlemi yaptım. yoksa pek adetim değildir.