Hristiyanların dini bayramıdır yılbaşı. Müslümanlarca kutlanması sakıncalıdır.
Hadisi şerifte söyle buyrulmuştur "Her kim kavme benzerse o onlardandır" hadisi şerifi çok şeyi açıklamaktadır, yılbaşının kutlanmaması ile ilgili olarak.
Bizler bütün peygamberlere ve kitaplara inanırken onlar peygamberimize (s.a.v) kabul etmemektedir ve kuranı kerimi sövmektedirler.
Allahu TealaMümtehine Süresi 1 ayetinde şöyle buyurmaktadır;
Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah'a inandınız diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır.
yılbaşının benim için diğer günlerden hiçbir farkı yok. dört haneli bir sayının birler basamağının değişmesinden başka hiçbir anlamı yok. dolayısıyla barış, kardeşlik, sevgi, huzur, mutluluk, aşk, para diye zorlamanın hiç gereği yok. 2012 nasıl geçtiyse, 2013 de öyle geçecek. lakin; 'biz de öyle olacağını biliyoruz ama kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor' dersen, kendini avutma ve kandırma hakkına sahipsin tabii. bu noktada ivedik'in sözü mevzuyu bitirir; 'gelgelelim, ruhlar aleminde de yaşamıyoruz'. realist insanın hali de bir başka oluyor sanki.
Şu sıkıcı ve inek gibi çalıştığımız dünyada dostlarımızla bir araya gelmeye vesile olan yegane günlerden. Bir nevi özlem giderme bahanesi.
Zaten eve haç aldık, mum da aldık, evi de illuminati işaretleriyle donattık, yetmedi papaz getirteceğiz, beraberce ayin yapacağız, isanın kutsal ekmeğinden yiyeceğiz, sırf Hıristiyanlara özentiliğimizden.
Eleştirenlere bakıyorum da hepsi nasılsa atıp tuttukları Hıristiyanların isimlerini, yerlerini nick seçmişler. Yobaz ikiyüzlülüğü mü, psikolojik rahatsızlık mı, ilgi çekme hastalığı mı yoksa bilinçsiz bir hamle mi nedir bu...
diğer günlerden farkını hala bulamadığım,gereksiz rezillik çıkarılan,eğlence diye eller havaya ya giden ilginç karakterlerin kafalarında ki kukuletalarla seviştikleri gece.
ha bide kırmızı don olayı var. o ne olsun biliyormusun sözlük? girsin onlara!
ne biçim bir şeymişsin özellikle de bu yıl. inatlarım, hırslarım yüzünden evde odamda bir başıma şarap içerek geçiyor. belki de bu kadar önemsenmemeliydin. bir yerlere gidebilirdim, bir şeyler yapabilirdim. yarından sonrasından umudum var sadece.
yeni yılın ilk günü. farklı ülkelerde farklı ritüellerle kutlanır. çinliler kötü ruhlardan arınmak için, yeni yıldan önce her yeri köşe bucak bambu dalları ile süpürürler, bu yüzden yeni yıl kutlamaları boyunca asla temizlik yapmazlar. aksi halde mutluluğu evden süpürmüş oluyormuşsun. yılbaşı gecesi saat 23.00'de tüm kapı ve pencereleri açarak, mutluluğun evin her köşesine girmesini isterlermiş. italyanlarınki ülkemizde de pek meşhur, kırmızı iç çamaşırı giymek. bunun sebebi de mutluluk getirdiğine inanmalarıymış. mutluluk evrensel bir dil. yılbaşı da bu sebeple güzel.
akıl gelişimini tamamlayamamış conconların eğlenmek için bulduğu en güzel bahane. hayır eğlenmek kötü bir şey değil kardeşim. lotodan para tutturursun bunu kutlarsın, yeğenin olacağı haberini alırsın ya da yeni bir iş bulursun kendine toplarsın çevrende kim var kim yok. bunları kutlarsın da neden insan hanede bir rakamın değişmesine delicesine sevinir veya biraz daha yaşlandığının farkına varmayı. yahu neden insanlar kutlarlar ölüme biraz daha yaklaştıklarını hatırlamayı?
hayır yine hristiyanlarda noel denen bir şey var da size noluyor amk? bu kadar mı özenti bu kadar mı aşağılık olur bir toplum. ya da bütün toplumlar, bütün insanlar.