Dünya ikiye bölünmüştür, denir Tolkien'ın yapıtı söz konusu olduğunda: Yüzüklerin Efendisi'ni okumuş olanlar ve okuyacak olanlar. 1997 ile birlikte, çok sayıda Türkiyeli okur da "okumuş olanlar" safına geçme fırsatı buldu. Kitabın türkçe basımı Yüzüklerin Efendisi'ne duyulan ilginin evrenselliğini kanıtladı.
Yapıtın bu başarısını taçlandırmak için üç kısmı bir araya getiren bu özel, tek cilt edisyonu sunuyoruz: Hem hâlâ okumamış, "okuyacak olanlar" için, hem de bu güzel kitabın kütüphanenizde gelecek kuşaklara devrolacak kadar kalıcı olması için Yüzüklerin Efendisi yirminci yüzyılın en çok okunan yüz kitabı arasında en başta geliyor; bilimkurgu, fantazi, polisiye, best-seller ya da ana akım demeden, tüm edebiyat türleri arasındaki tartışmasız bir önderliğe sahip. Bir açıdan bakarsanız bir fantezi romanı, başka bir açıdan baktığınızda, insanlık durumu, sorumluluk, iktidar ve savaş üzerine bir roman. Bir yolculuk, bir büyüme öyküsü; fedakârlık ve dostluk üzerine, hırs ihanet üzerine bir roman.
silmarillion'u okumadan önce okumuştum. o kadar etkileyici değildi kitapları filmlerini izlediğim için kitapları okumak işkence gibi geldi çünkü zaten biliyordum neler olacağını. ama hurin'in çocukları ve silmarillion mükemmel kitaplardı.
herkes yüzüğü kimin götüreceğini tartışırken frodo nun ben götüreceğim demesi ve sonra herkesin froda ya yoldaş olmak için birleşmesi serinin en nirvana sahnesidir.
yüzüklerin efendisi kitaplarının modern dönem edebiyatı ile karşılaştırmasında müthiş bir taraflı anlatım mevcuttur. burada epik kahramanlar ve olağanüstü özgecilikleri, kardeşlik, erdem ve cesaret davranışları göze sokuluyor. fakat bugün geldiğimiz noktada postmodern edebiyat ve anti-kahramanlar revaçta. insan davranışlarının rasyonalize edilemeyeceği; toplumsal ideolojilerin geçersizliği ve bireysellik gibi hususların üzerinde durulmaktadır.
işte bu nokta game of thrones ile the lord of the rings arasındaki temel farkı göstermektedir.
Doğduğumdan beri düzenli izlediğim tek filmdir.24 yıllık hayatımda belki 5000 film izlemişimdir(imdb top 100 dahil) hiçbiri bunun verdiği tadı vermedi.
artık böyle filmler çekilmiyor bu filmler gerçek ortamlarda oyunculara makyaj yapılarak çekilirdi. şimdi ise kapalı kapılar ardında stüdyolarda efekt kullanılarak çekiliyor. peter jackson hobbit filminde bunu yaptı ve hobbit filmi bu film kadar güzel olmadı üzülerek söylüyorum ki bir daha böyle filmler göremeyeceğiz. böyle bir film uzun bir süredir gelmedi gelmeyecek. dünyamızdaki bilgi ve hayal ürünü bilgisi o kadar hızlı gelişmiyor çünkü.
Bu film daha çıkmadan öyle reklamı yapılmıştı ki; herkes meraktan en azından kıyısından köşesinden izledi. izlemeyeni dövüyorlardı zati. Ben fantastik filmleri severim; ama bunun sadece yarım saat bilemedin kırkbeş dakikasına tahammül edebiliyorum. Acaba ben mi anlayamıyorum, diyerek çok denedim, beceremedim. Herifin biri bir yerinden element uyduruyor, millet "kınanmayayım" diyerek seviyor gözüküyor, olay budur. Pan'ın Labirenti bile bu filmi ezer geçer. Anlattığı konunun bir tutarlılığı var hiç değilse. Kitabı kendi dilinde edebi bir değer taşıyor olabilir; ama konu rezil. Yok orta dünya yok bilmem ne. Bir de kitabına harita çizmiş dümbelek herif. Bence bir Amak-ı Hayal ya da puslu kıtalar atlası'nın yanına yanaşamaz. Keşke filmleri çekilebilse; ama bu sanırım imkansız. ikisi de fantastik eser kategorisinin nirvanasıdır bence. Nokta.