göreve geldiği gün ile uludağ sözlükte eleştirilen yazıların aynı gün olduğu kişi. hayır eşinin başı açık. tubitak'da görev yapmış. yurtdışında da hatrı sayılır bir tahsil durumu var. adam küfürbaz ve pipo tiryakisi. ilk günden ne ile eleştirilmiştir anlaşılamamıştır.
ha biz aynı boku erdoğan teziç göreve geldiğinde başka bir ortamda da yaptık millet olarak. o görevi tamamladı ve eleştirildi veya yüceltildi. ama bismillah daha adam tek satır yazı imzalamadan nedir daha atanma günü eleştirilme gayesi?
diyeceğim abdullah gül atadığı için eleştiriliyor herhalde.
tbmm başkanı köksal toptan'ı ziyaretinde skandal türden bir konuşmaya imza atmış yök başkanı.
ne demekte görüntülere takılan bu diyalogta yeni yök başkanımız?
--spoiler-- köksal toptan: yök ile ilgili söyleyeceğiniz varsa... yusuf ziya özcan: hayır, yok hocam. mümkün olduğu kadar bu işten kaçınıyorum. köksal toptan: arada sırada bu konularla ilgili katılım için cevap da vermek lazım. yusuf ziya özcan: hem sayın cumhurbaşkanı tavsiye etti, hem de sayın başbakan. "aman hocam" dedi, "bir şey söylersin ipimizi çekerler" dedi...
--spoiler--
başbakan'a bu diyalog soruldu, kendisindeki sessizlik, pasifik okyanusunda yoktu...
ne demişler? "aman hocam, bir şey söylersin ipimizi çekerler" ne diyor yani? sesli düşünme... sessiz ol, icraatını derinden yap...
ister istemez akla şu sözler geliyor, "demokrasi bir tramvaydır istediğiniz yerde inersiniz" daha farklı bir cümle de gelmiyor değil, "gerekirse laik paltomuzu giyeriz" ne diyorlardı? "ben değiştim" diğer taraftan ne diyorlar? "aman hocam, ürkütme koyunları"
milletimiz mi? içeride gerici, dışarıda verici olanların çaldığı kaval ile uyumaya devam etsin...
hocayi taniyan biri olarak, basbakanin bu lafinin aslinda "tamam hocam, ozgurlukcusun. ama bu basin ve bu halk, daha din ile uzaktan yakindan alakanizi gormeden sizi fetocu olarak atfetti. bir de basortusu icin ozgurluk ongordugunuzu soylerseniz, sizi aczimendi bizi de seriatci yapip ulkenin agzina ederler. dikkatli konusun." anlamina geldigini bildigim, o nedenle guvendigim hocadir.
(bkz: en iyisi)
(bkz: über alles)
iktidarın kemalist oligarşiden asil ve asıl millete geçmesi süreçlerinin, süreçleri evet, önemli şahsiyetlerinden olacak ve tarih onu hayırla yad edecek, mileti yadına atan modern zaman paganlarını ise derk değil terk edecek zihinler, gör(meye)ceksiniz siz...
meclis başkanı'nın karşısındaki acıklı duruşu ve ettiği (bence skandal niteliğindeki) laflar sebebiyle bir iki kelam etmek istedim sayın özcan hakkında;
kendisinin, 15 seneden fazla bir süre doçent olarak kaldığını, akademik yeterliliği uygun görülmediğinden ilk seferde profosörlüğünün reddedildiğini, hiç bir idari görevde(rektörlük, dekanlık) bulunmadığını öğrenmiş bulunmaktayız. hayatında bir fakülteyi bile idare etmemiş bir insana, sırf siyasi iktidara yakınlığı nedeniyle ülkenin temel taşı konumundaki bir koltuğu hediye etmek tam da akp'ye yakışacak bir ciddiyetsizlik örneğidir. destur bismillah ettiği ''bütün yasaklar kalkmalı'' gibi falconotti çığlıkları türünden laflar ve hemen arkasından kameraların karşısında söylediği ''sn. cumhurbaşkanımız ve sn. başbakanımız bana ağzını sıkı tut dedi'' utanç ibaresi ne kadar bilimsel yetiden ve bilim adamı karizmasından yoksun bir insan olduğunu gösteriyor. dinciliğin bir virüs gibi yayıldığını ve artık bürokraside önemli bir yere gelmenin en başta koşulunun eşinin türban takması olduğunu bu ülke aydınları bilmiyormuş gibi sözüm ona sosyolojik tespit adı altında söylediği ''serbest bırakılırsa azalır'' lafıda tam bir demogoji örneğidir. siz dincilere bir taviz verirseniz orada kalamazsınız, arka arkaya istekler gelir, bunun sonu yoktur. kızların ayrı sınıflara girmesinden tutun, namaz saatlerinde ders olmamalı taleplerine kadar hepsi birbirini sıralayacaktır. bunu anlamak için kahin veya alim olmaya gerek yok. bakın iran islam devrimi dönemini yaşamış bir iranlı komutan neler söylüyor;
''Önceki Genelkurmay başkanlarımızdan Orgeneral ismail Hakkı Karadayı, 30 Ağustos Zafer Bayramı´nın 74. Yıldönümü münasebetiyle verilen resepsiyonda, şu anısını aktarıyor: - iranlı komutana dayanamayıp sordum: "Peki, siz hiç böyle bir irticai gelişmenin farkında olmadınız mı?" iranlı komutan şu cevabı verdi: - "Sayın general, devamlı bir çiçeğe bakarsanız, o çiçeğin büyüdüğünü göremezsiniz. Örneğin, bir gülün nasıl açtığını bile fark edemezsiniz. işte bizde de öyle oldu.
Peki, hiç mi kavrayamadınız, algılayamadınız?" Bu kez şöyle bir cevap verdi: "Biz onların, her gün hiç fark ettirmeden, ama yavaş yavaş santim santim, sanki yeni bir şey olmuş gibi getirip ortaya koydukları dini şeyleri, halkımızın temiz duyguları diye düşündük. Sonuçta böylesine bir durumla karşılaşacaşımızı hiç tahmin edemedik. Ama baktık ki, her geçen gün halkımızın temiz duygularından kaynaklandığını zannettiğimiz dini ve masum istekler gibi görünen şeyler, irticanın ta kendisiymiş." Komutan böyle tarif edince, "Demek ki, siz görevinizi yapmamışsınız" dedim. Ardından da sordum: "Peki, Humeyni için Tahran´da 500 bin kişiyle miting yapılmaya başlandığında da mı fark etmediniz?" Komutanın verdiği o cevap, hiçbir zaman kulaklarımdan silinmedi. Bana şöyle dedi:
- "Sayın general fark ettik. Fark ettik ama iş işten geçmişti"''
başta masum görünen istekler zamanla ayrıcalıklara, imtiyazlara ve en sonunda dayatmalara dönüşür. yanıbaşımızda bu kadar güncel bir örnek varken türkiye kamuoyunun ve özelliklede kadınlarımızın bu derece gaflet uykularında olması tarihi bir trajedyanın son perdesi...
devlet üniversitelerin paralı olması gerektiğini herkesin üniversite mezunu olamayacağını belirtmiş yök başkanı. efendim her yerde böyleymiş abd'de falan... şimdi türbanla ilgili söylediği sözler muhafazakar görüştekilerin hoşuna gittiği için bu sözlerine de kayıtsız destek çıkacaklar da olacaktır. ama devlet üniversitelerinin paralı olması belli bir sınıfı başa getirip arkada kalanları da onların altında çalıştırmak anlamına gelmektedir. siyasi görüş ne olursa olsun durum böyle.
abd'de olan durum da aynen budur. abd'de belli ailelerin çocukları sayılı üniversitelere girer hatta o üniversitelerin çeşitli cemiyetlerine. üniversitedeki ya da cemiyetteki yerleri doğdukları günden rezerve edilmiştir. sıradan çocuklar burs alabilmek için çırpınırken ve çok sınırlı sayıda olanı bunu kazanabilirken bu insanlar paraları olduğuu için üniversite eğitimi alabilirler. sonuçta aşağıdaki haberde de okuyacağımız gibi üniversiteye herkese gitmemiş olur.
abd ve türkiye arasındaki toplumsal ve ekonomik farklılıkları gözardı ederek onlarda paralı biz de para alalım anlayışı bizi sınıf ayrımlarına sürükler. adaletsiz olan gelir dağılımı dengesizliği daha da büyür.kaldı ki avrupa'da da birçok ülkede üniversite eğitimi parasızdır. dilerim yök başkanlığına kadar yükselmiş bir kişi demeçlerinde gözünün gördüğü belli bir sınıfı değil de anadolu'nun her köşesindeki her gelir düzeyinden üniversite eğitimi almak isteyen insanı dikkate alır.
Yök başkanı diyor ki:Eğer türban üniversitelerde serbest olursa çoğu türban takmayı bırakır.Bu cümleden çıkabilecek anlamlar nelerdir:
1)Türban takanlar bunu sırf yasak olduğu için,sisteme muhalefet için yapıyorlar.Bunlar aslında cumayı tatil etsen namazı da bırakırlar demek gibi birşey!
2)Türban serbest olunca bunun dinsel olması durumu ortadan mı kalkacak?Bu durumda türban takanlar bunu siyasi bir tepki olarak kullanıyorlar.Samimi değiller.Amaca ulaşınca yelkenler fora öyle mi?
Yukarıda bazı arkadaşlar yök başkanının bilimselliğinden bahsediyor.Bu insan başka bir demecinde türban yasağı görmezlikten gelinebilir dedi.Hukuksuzluk bu kadar yüksekten dile getiriliyor.Mahkeme kararları görmezlikten geliniyor.O zaman ben kafama göre mahkeme kararlarını uygularım ya da uygulamam.Bu "dinibütün" kesim acaba Avrupa insan Hakları Mah. türban bir haktır kararı çıksa,ya bunlar taraflı,bunlar hristiyan bu karar ne kadar yararımıza da olsa etik değil,bunu kabul etmeyiz mi diyeceklerdi?Bence de hayır!!!
Tarihsel açıdan olaya bakarsak(bakamayan arkadaşlar yakın dönem tarihi açısından 50 dönemi siyasetine bir göz atsın)siyasiler "demokrasi"den "beni halk seçti.O zaman istediğimi yaparım" cümlesini çıkarmaktadır.Bu çıkarım demokrasiyi anlamamaktır ve önce demokraasiyi yok eder.Bu ülkede bu kafa yapısı yüzünden 60 darbesi yapıldı.Yapılmayabilirdi.Ama her ülkenin refleksleri farklı farklı!Şu da bir gerçek:Az gelişmiş ülkelerde tarih tekerrürden ibaret.
hayır hayvan diyeceğim olmayacak, sığır diyeceğim sözlük beni atacak. onun için şöyle bir şey diyorum. cins adam. garip adam.
" Herkesin üniversite mezunu olmaması gerekir. Amaç, sadece belli sayıda insanı üniversiteye taşımak olabilir. Okullar bedava. Hiçbir yerde görülmemiştir." diyerek üniversitelerin de paralı olması gerektiğini savunan, üniversitelerde aç, sefil, perişan şartlarda okuyan onbinlerce öğrenciye, ülkenin yerlerde sürünen eğitim düzeyine rağmen böyle bir laf edebilen, mantalitesine hayran olduğum adam.
adam deyince aklıma geldi " biz ona Yök başkanı olamazsın " dememiştik...
türkiye gerçeklerinden son derece uzak, vahşi kapitalizmin oyuncağı. sosyoloji bilimi ile bütün diplomalarını, ödüllerini, makalelerini vs. hemen imha etmesi gereken. gerçi makaleleri falan da parayla yazdırmıştır. baksanıza para herşeymiş zaten.
tahtakale'de bir esnaf'mış gibi konuşan kişilik, bunun amacı ülkeye faydalı bireyler yetiştirmek değil, bu bireylere bir bok öğretmeden kaz gibi yolmak.
iki nesil sonrasını düşünemeyen adam. düşünerek böyle yaptığına inanmak istemiyorum. o yüzden düşünemediğini söylüyorum.
eğer, üniversiteler paralı olursa, iki nesil sonra türkiye şöyle bir yer olur; ana-babası ve nine-dedesi üniversite okuduğu için üniversite okuyabilen insanlar ve anası-babası ve ninesi-dedesi üniversite okuyamadığı için üniversite okuyamayan insanlar. ve gittikçe şiddetini artırarak devam eden bir döngü.
hadi bu sistemin tarihte nerelerde görüldüğünü bulmaca oynayalım. hani hindistan dolaylarında, hani xxxx* sistemi diye geçer?
yök'ten, yök'ün başına bu zihniyetiyle geçen insanlardan, yök'ün başına bu zihniyetteki insanları geçirenlerden, yökün başına bu zihniyetteki insanları geçiren insanları halkın adamları zannederek onlara oylarının yarısını veren insanlardan utanıyorum. ama türk olduğum için gurur duyuyorum, allah türkü korusun ve neoliberalizmi yüceltsin. bi de hepinizin belasını versin.
halk çocuğudur(!) en sonundan halktan biri(!) halkın değerlerine uzak olamyan biri(!) yök başkanı olmuştur. arkadaşlara da tavsiyem: lüftfen kızmayınız, zira "halk" tarafından seçilmişlerin atamasıyla gelmiş bir yök başkandır. halkın istediği oldu. halk'ın değerlerine saygılı olunuz. halk'ın seçilmişleri en doğrusunu(!) bilenlerdir.
devlet üniversitelerini PARALI hale getirmeye çalışan tayyip erdoğan piyonudur.
üniversitelerin paralı olması konusunda ısrar edip fakir için devlet bursu olduğunu söylemiştir. *
düşüncelerinin türk eğitim sistemine köstek olacağını belirttiğiniz takdirde örümcek kafalı sözlük yobazlarının boka üşüşen bok sinekleri gibi eksi butonuna saldırmalarına vesile olan adam.
bu adamı destekleyen sevgili sözlük yazarları. üniversite okurken harçtan, barınmaya, yemeden, içmeye götümüze kol gibi giriyor her şey. bir de siz bu adamı destekliyorsunuz. çok paranız varsa afedersiniz alın da birazını dürüp dürüp götünüze sokun. bırakın fakiri fukarası yine okusun, ekmeğini taştan çıkarsın.
sorumluluğu kapasitesini aşan hemen her gün sokakta denk gelebileceğiniz insanlardan bir diğeri.
"(parasız eğitim) bu (türkiye dışında demek istiyor), dünyanın hiç bir yerinde yok"
bu lafı özel durumlarda kullanabilirseniz ancak sistemler söz konusu olduğunda bu lafı edemezsiniz.
neden?
açık, "bu (türkiye dışında) dünyanın hiç bir yerinde türkiye'de yoktur" her ülke kendine özgü koşullarla sistemlerini oluşturur, yerleştirir ve zaman içinde düzenler. bu, o ülkede yaşayan insanların edimleri ve tavırları ile belirlenir. ancak küçük amerika olacağız derseniz baştaki "kü" bir süre sonra elinizde kalır, geriye ne kalıyorsa sizin olur.
Vakıa ki iskandinav ülkeleri dünyadan ne zaman dışlandı? valla benim haberim yok, orada da eğitim ücretsiz. hadi diyelim ki yok, o zaman bile "biz de var işte anasını satayım" dersiniz.
başkalarını örnek almak çocukların işidir, sorumluluk sahibi insanların değil. çocuk bir profesörümüz var, üstüne üstlük yök başkanı ve aldığı sorumluluk çocuk hülyalarının çok ötesinde.
diyecek o kadar laf arasında birini seçip buraya oturtamayacağıma göre bırakayım dağınık kalsın, hem küfretmemiş de olurum böylece.
"üniversitler paralı olsun" derken yanında "devlet üniversitelere verdiği parayı öğrenciye burs olarak versin" de demiş. adamın amacı üniversitelerde dönen yolsuzlukları azaltmak ve avrupa ve amerika'da olduğu gibi üniversitlerin maddi açıdan daha özgür olabilmelerini sağlamak.
üniversitelerin devlete daha az kambur olmasını isteyen insandır. politikası ne değil ne değildir ilerde görülecektir lakin özellikle bazı kesim insanların daha sabırlı beklemeleri gerekmektedir.
