istanbul'u teslim almak için giden azalar arasında yer alan, Türk Milleti'ne Türkçülük'ün ne olduğunu anlatan ve bu yolda birçok yazı kaleme alan ünlü düşünürdür.
Üç Tarzlı Siyaset yazısı mutlaka okunması gerekir ve bu yazıdaki irdelemelerin dikkatlice incelemesi şarttır.
Türkçülük akımını geliştiren büyük türkçü kişilik. Kazanlı bir türk'tür. Atatürk'ün fikir babalarından birisidir ve gerçek bir atatürkçüdür. Türkçüyüm diyen her kişinin eserlerini okuması farzdır..
Bugün ölüm yıl dönümüdür. Tini şad olsun. iyi ki var olmuşsun üstad.
Büyük Türkçü Yusuf Akçura 2 Aralık 1876'da doğdu. Türkçülük akımının önde gelen düşünürü ve tarihçisidir. Harbiye Mektebi'nde okudu. 1897'de darbe girişimlerine katıldığı için tutuklandı. Taşkışla Divanı Harbi kararı ile müebbet kalebentlik cezasına çarptırıldı. Karar sonrasında Padişah fermanı ile Trablusgarp'a sürüldü. ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin 1899'da yaptığı girişimler sonucu Trablusgarp kenti içinde serbest dolaşma izni aldı. Kısa bir süre sonra da Fransa'ya kaçarak, Paris'teki Jön Türkler'e katıldı; burada Siyasal Bilgiler yüksekokuluna devam etti. 1903'te "Osmanlı Devleti Kurumlarının tarihi Üstüne Bir Deneme" adlı teziyle okulu bitirerek Rusya'ya döndü. Kazan'da öğretmenlik yaptı. Bu dönemde Mısır'da çıkan Şürayı Ümmet ve Türk gazetelerinde çok sayıda imzasız makalesi yayımlandı. Bunlar içinde, 1904'te Türk Gazetesinde çıkan "Üç Tarz ı Siyaset" başlıklı dizi makale özel önem taşır. Bu makalede imparatorluğun önündeki seçeneklerin "Osmanlıcılık", "Panislamizm" ve "ırk esasına müstenit Türk Milliyetçiliği" olduğu, bunlardan en uygununun da sonuncusu olduğunu belirtiliyordu. Akçura, II. Meşrutiyet'ten sonra istanbul'a geldi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Darülfünun'da ve Mülkiye Mektebinde siyasal tarih dersleri verdi. Türkçülük akımına daha çok düşünce düzeyinde katıldı. Türk Derneği ve Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu'nun başyazarı ve editörü oldu. Akçura, Osmanlı Türkleri ile Osmanlı Devleti dışındaki Türklerin yalnız dil ve tarih alanındaki ortak geçmişlerine dayanarak bir birlik yaratamayacaklarını savundu. Önemli eserleri arasında; "Üç Tarzı Siyaset", "Ali Kemal" ve "Ahmed Ferid" beyleri cevaplarıyla birlikte (1907; yb 1976), "Şark Meselesine Dair tarihi Siyasi Notları"(1920), "Muasır Avrupa'da Siyasi ve içtimai Fikirler Cereyanlar"(1923), "Siyaset ve iktisat hakkında Birkaç Hitabe ve Makale" (1924), "Osmanlı imparatorluğunun Dağılma Devri"sayılabilir. Ayrıca Türk Yılı (1928) adlı derlemesi Türkçülük hareketinin kaynaklarını ve gelişimini inceleyen kapsamlı bir çalışmadır. Mevkufiyet hatıraları ise (1914) Rusya'daki etkinlikleri ve tutukluluğu üzerine bilgi verir. Hakkında en önemli yapıt, François Georgeon'un Aux Origines du Nationalisme Turc; Yusuf Akçura (1980) adlı kitabıdır. Yusuf Akçura 12 Mart 1935'de istanbul'da öldü. Yusuf Akçura'nın kendi kaleminden çıkan hâl tercümeleri şunlardır: 1 — 1905 de Osmanlı türkçesi ile "'Mevkufiyet Hatıraları" (I. Duma'ya (Parlamentoya) seçilmesini önlemek için bahane ile tevkifi). 2 — 1911 de "Başımdan geçenler" O renburg'da Matbaai Hüseyiniye'de basılmıştır. 3 — "Defteri A'malim" Harbiyede I. defa tutuklu iken yazılmıştır. Birinci defter çocukluk hatıralarını kapsar. II. defter kaybolmuştur. Rahmetli yazar ve millet hadimi Muharrem Feyzi Tugay, Akçura'nın rahmetli eşi Selma Hanımefendiden I. defteri alarak "Yusuf Akçura'nın Hayatı ve Eserleri" adlı kitabını yayınlamıştır (1937 de hazırlanan eser, Akçura'nın vefatından on yıl sonra 1944 de Zaman Kitabevi tarafından yayınlanmış olup 141 sahifedir). 4 — Türk Yılı'nda kısa bir hâl tercümesi. M. F. Togay zikri geçen eserinde Akçura'yı şu cümlelerle tanıtır: "Yusuf Akçurayalnız Türkiye'nin değil, bütün Türk dünyasının malı olmuş bir varlıktır. Dahilde ve hariçte Türklüğü hayatım her zaman tehlikeye koyarak zindan ve mahbeslerin her türlü izdir ap ve işkencelerini göz'önüne alarak son nefesine kadar çalışmış fedakâr bir Türk müverrihi idi". Y. Akçura, "Şeyhuhet = ihtiyarlık" sayılmayacak, topu altmış yıllık ömründe yalnız Osmanlı imparatorluğunu değil bütün dünyayı sarsan vak'aların tanığı olmuştur. 1877 (1293) Osmanlı Rus Harbi, 1897 Yunan Harbi, 1904 Rus Japon Harbi, 1911 Trablus Harbi, 1912 Balkan Harbi, 1914 18 I. Cihan Harbi, 1919 21 istiklâl Harbi, arada isyanlar ve inkılaplar. Y. Akçura, kendisini Akçura yapan gerçek benliğini bu mücadeleli devirde bulur. O, Türkiye'nin son kale olduğunu ve Türklüğün bir bütün teşkil ettiğine çoktan inanmıştır. Bu yalnız duygusal bir düşünce olmayıp, ilmî kanaat düzeyine ulaşmıştır. O, son nefesine kadar milletinin savunucusu olmuştur.
Türk inkılâbının öncülerinden, Türk milliyetçiliğinin simge isimlerinden istanbul Mebusu Yusuf Akçura, TBMM adına istanbul’u işgalci itilaf Devletleri’nden teslim alan antlaşmayı imzalıyor, 6 Ekim 1923.
"Arap genci ile benim islamı anlayışımızda çok fark var. Ben islamı umumi bir din diye anlıyorum. Arap, islamla birlikte Araplık da yayılsın diyor, Müslüman olan her kişi Arap olsun, bütün Müslüman dünyası bir Arap padişahlığına dönüşsün diyor."
Her Türk gencinin fikirleri hakkında bilgi Sahibi olması gereken büyük Türkçü.
Laik bir insandır. Zaten türkçü ülkenin dine / dindara değil ülkenin yararlı insanlara ihtiyacı olduğunu düşünür, çok camiden çok okul, kütüphane ister.
Bence her Türk gencinin görüşü ne olursa olsun okuması gereken bir şahsiyettir. Okumadan her ortamda tarih konuşan siyaset konuşan insanlar gerçekten zavallıdır.
kemalizm ideolojisinin sac ayaklarindan biridir demek, fikir babasidir demekten daha dogru olur. hatta turkculugun demirbaslarindan demek daha dogru olur.
(bkz : üç tarz- ı siyaset) isimli makalesi türkçülüğün manifestosu olarak kabul edilmektedir.
sanıldığının aksine mustafa kemal atatürk' ün siyasi düşünceleri üzerinde ziya gökalp' ten daha fazla akçura' nın etkisi olmuştur. 1935 yılında uçmağa varana kadar milletvekilliği yapmıştır. türk ocaklarının kurucusudur. türk tarih tezinin yazılmasında en önemli katkı kendisinindir.
önemli bir tarihçidir. (bkz: edward said)' den yıllar önce şu sözü söylemiştir; dünya tarihini avrupa merkezli ele alan egemen tarih anlayışı siyasi olarak illetli, bilimsel olarak hurafedir.
1908 yılında yayınladığı ''üç tarz ı siyaset'' başlıklı yazısı ile islam birliği ve türk birliği hakkındaki fikirlerini açıklayıp , olumlu ve olumsuz taraflarını ortaya koymuştur. bu yazı türkçülüğün manifestosu olarak kabul edilmiştir. ayrıca yusuf akçura diğer yazılarında türkçülüğü savunmuştur. türk tarih kurumunun ilk başkanlığını yapmıştır. birinci türk tarih kongresini yönetmiştir. bu kongrede tarih üzerine verdiği konferans çok önemlidir. daha sonra istanbul üniversitesinde siyasi hocalığı yapmış ve milletvekili olmuştur.