bugün

aman da aman hayatta hep yara almış, pek bir daralmış, darbe üstüne darbe, sancı üstüne sancı, hep aldatılmış, hep kandırılmış, sonra da savaşmaktan vazgeçip yorgun düşmüş kişilere denir.
kemal tahir'in ödüllü romanıdır. 1978'de trt'nin teklifi ile dizi film olarak televizyona uyarlansa da, 12 eylül darbesi ile kemal tahir vatan haini olarak görülür ve dizi yakılır.
kemal tahir romanı.
Osmanlı Devleti nin mütarekeyi imzalamasından 1920 ortalarında Milli Mücadele nin güçlendiği döneme kadar olayları bir Osmanlı yüzbaşısı ve ittihat ve Terakki üyesi olan Yüzbaşı Cemil in hikâyesi üzerinden anlatan romanında kemal tahir, Yol Ayrımı nda yan karakterlerden biri olarak karşımıza çıkan Cehennem Topçu Cemil i Yorgun Savaşçının baş kahramanı yapmıştır.
Cemil, bir yandan aşık olup evlendiği teyze kızı Neriman ile her şeyi bırakıp uzakta bir köyde yaşamayı isteyecek kadar bıkkın; diğer yandan Anadolu ya geçip Milli Mücadele de ön saflarda yer almayı isteyecek kadar da cesurdur bir karakter olarak karşımıza çıkar.

''Cemil birdenbire atıyla bir dev ölüsü çiğniyormuş duygusuna kapılarak ürperdi. iki gündür çoğu tırısla yol kesen hayvan, sanki yürümüyor, başını iki yana yorgun yorgun sallayarak bu dev ölüsünün üstünde dolap çeviriyordu. Ölen dev, Osmanlı imparatorluğuydu...''

kemal tahir in romanından uyarlanan ve yönetmenliğini (bkz: halit refiğ) in yaptığı dizi, trt yapımcılığında gerçekleşmesine ve trt nin tüm kademelerinden olur almasına rağmen 1983 yılında trt genel müdürü tarafından yaktırılmıştır.
trt sansürünün en belirgin örneği olarak yorgun savaşçı dizi çalışmasından söz etmek gerekir.
ünlü kemal tahir romanı. dizinin kopyalarının tamamen yok edildiğine inanmıyorum.
romanda sadece bir kahraman öne çıkarılmaz bu vesile aslında kurtuluş savaşı tek adamın değil bir sürü kahramanın mücadelesi ve başarısıdır.
kemal tahirin ünlü romanı. ustalıkla yazılmış tarihsel bir romandır. kurtuluş savaşı öncesini anlatır. çerkes etemden bahseder. yunan işgalinde ki anadoludan bahseder. ihanet içerisindeki, işbirlikçilerden bahseder. mutlaka okunması gereken bir romandır bence. romanı okuduğumda bir süre, romanın baş karakteri yzb. cemille kendimi özdeşleştirdiğimi hatırlıyorum.
* ''ittihatçılar vaktiyle ne derlerdi? 'millet karıdır. hükümet onun eridir. erine karşı gelen karının cezası şeriatta yazılı.' derlerdi. memurdan, zaptiyeden yanıp yakılsak, erine karşı gelmiş karı gibi bizi terslerdiniz. bunca yıl karı gibi kullanılmış milletten sen bugün ne hayır beklemektesin?. kendi zaptiyesinden, bunca yıl ödü yarılan millet, toplu tüfekli düşmanın karşısına ordusuz, silahsız nasıl çıkabilir bakalım?''

* ''konuşmak önceden gerekti reşat bey...taa önceden...balkan savaşından, seferberlikten önce...aslını ararsan, sultan hamid gibi gölgeli bir padişahı indirmeden önce gerekti. başımıza gelenlerin suçu kimin? yunan'ın değil haşaaaaa... yunan ortada, kurban olduğum allah'ın el ulağı. suçlar, ittihatçı kudurganların. 'hürriyet' diye kara yılan gibi ıslıklanarak kopasıca kafalarını kaldırdılar. yedi kralı parmağında oynatan peygamber halifesini it leşi gibi gavur içlerine sürdüler. yanımıza mı kalacaktı? orduya sen ben davası bulaştırdılar. balkan'ın üç buçuk zibidi hükümetine bizi yendirdiler. durdukları yerde yetmiş iki buçuk millete savaş açtılar. yenildik. kafkas'ın karında, çölün ateşinde, gavur içlerinde, çanakkale boğazları'nda milletin erkeklerini bire kadar kırdırdılar. yanımıza mı kalacaktı? işte gavur yürüdü geldi, islam ülkesine doldu. neye sustun reşat bey,karşılık gelsin! eskilerde siz böyle susan takımından değildiniz.''

* ''savaşın başında kafkasya'yı alayım derken kaybettiğin doksan bin kişiyi bir türlü yerine getirememişken, galiçya'ya, romanya'ya makedonya'ya yüz yirmi bin seçme insan yollamışsın! düşman ırak'ta karşına taze tümenler yığarken, iran'a serseri dolaşsınlar diye birlikler salmışsın! filistin'de kuvvet dengesi bire on senin zararına artarken, eline geçeni batum üstünden bakü'ye göndermişsin! bunları yaparken zarar yalnız navlun parası değil...milyonlarca insan ölmüş, sakat kalmış...şehirler, kasabalar haritadan silinmiş...kıtalar büyüklüğünde vatan parçalarını tehlikeye atmışsın!''

* ''berbat ettik bir çuval inciri...ne diyorlar? 'dağdan inen ayıların politikacılığı bu kadar olur!' diyorlar, 'altı yüz yıllık imparatorluğu on yılda batırdılar bu eşkiya bozuntuları.' diyorlar. 'balkan bozgunu ortada leş gibi yatarken dünya savaşına tepesi üstü atılmak nasıl bir kudurganlık!' diyorlar. 'her biri arslan postuna bürünmüştü. önündeki kapıyordu, ardındaki tepiyordu. yetiştiğine yetişiyordu da yetişemediğine pabucunu atıyordu bu orospu çocukları...' diyorlar. 'yiğitliği kimseye vermezlerdi. meğerse çakallardan yüreksizmiş bu hanım evlatları!' diyorlar.''

*'' biz umut olmasa da vuruşmayı seçtik. almanya'nın anadolu'ya yerleşmesini istemeyen ingiliz biraz arkaladı bizi. hürriyeti bu yüzden o kadar kolay ele geçirdiğimizi anlayamadık. kendi gücümüzle kurtardığımızı sandık anayasayı... sonra alman politikasına dönünce gök tepemize yıkıldı. gerisi bir kaygan yokuşta, uçuruma doğru yuvarlanmaktan başka bir şey değil... en güvendiğimiz dayanak islamlık, karşımıza çıktı. getirdiğimiz hürriyetten biz sürekli zarar görürken, ayrılık isteyenler faydalanıyorlardı. gittikçe daha akılsız, daha kıyıcı olmamız bundandır. bir anadolu türk'ü kalmıştı yanımızda... onun da ne halde olduğunu görüyorduk. imparatorluğa yeni bir dayanak lazımdı. almanlar tam bu sırada turancılık masalını dayadılar. biz de mu masala, denize düşenin usturaya sarıldığı gibi sarıldık. türk'e doğru atılmaktan başka çıkar yol kalmamıştı önümüzde... oradaki türkler'in anadolu türk'üne hiç benzemediğini anladığımız zaman da iş işten geçmişti.''

* ''girmemenin yolu yok inancına varılmadan hiçbir savaşa girilmez. hatta yüzde yüz kazanılacağı önceden bilinse bile...o zaman girmemenin yolu yok kesinliğine nerden varıldığını araştırmak lazım gelir. abdülhamid olsaydı girmezdi. çünkü abdülhamid de girmek olmaz yatkınlığındaydı. bu bizim işimiz taa başından beri, kazanması hiç olmayan batakçı kumarıdır. tek zarda aldığımızı tek zarda verdik!''

* ''biz subay milleti iki bölüğüz...çoğunluğumuz paşa da olsak aslında teğmenlikten yukarı çıkmamış sayılırız. komutan olmak başka şey...enver paşa'nın sarıkamış'ta gözcü kollarının başına geçmeye kalktığını söylerler. bunu korkmazlığına tanık gösterirler. aslında, teğmen kaldığını ispatlar. başkomutan vekili olmuş ama, komutan olamamış.''
kemal tahir'in 1968 yılında yayımlanan kitabı. Aynı yıl bu romanıyla Cumhuriyet gazetesinin yılın roman ödülünü kazanmıştır.
1979 yapımı, sinema tarihinde ilk yakılan eser olarak geçen dizi film. kemal tahir e ait olan bu eserin, yönetmenliğini Halit Refiğ üstlenmiştir. oyuncu kadrosu ise Can Gürzap , Meral Orhonsay , Atilla Tokatlı , Nevzat Okçugil , Muharrem Gürses , Haluk Kurtoğlu , Erkan Yücel , Selçuk Özer , Ünal Gürel , ibrahim Şirin , Zihni Küçümen , Erol Amaç , Şahin Çelik , Nisa Serezli , Giray Alpan , Çetin Öner , Nurinisa Yıldırım , Yüksel Gözen , Ekrem Gökkaya , Yıldırım Gencer , Nüvit Özdoğru , ismet Arasan , Gökhan Mete , Nubar Terziyan , Hulusi Kentmen , Serpil Akıllıoğlu , Dursun Çağdaş , Ayton Sert , Niyazi Er , Nur Subaşı , Zeki Tüney , Muhteşem Durukan , Yücel Erten , Müşfik Kenter , Mete Sezer , Turgut Özatay , Süheyl Eğriboz yer almıştrır. usta aktör müşfik kenter bir bölümünde binbaşı nuri karakterini canlandırmıştır.
1. dünya savaşında ki osmanlı hakkında;
--spoiler--
evet doktor. çapımızdan büyük bir işin altına girmiştik. en sonunda öyle bir noktaya gelmiştik ki, durmak, ilerlemek, hatta pes etmek bile elimizde değildi. savaşı kazsak bile galibiyeti taşımaya gücümüz yetmeyecek ti. işte ben buna tam çıkmaz diyorum.
--spoiler--
geniş bir özeti için:

http://aytntsdmr.blogspot.com.tr/2009/03/1.html
milli mücadelenin ilk yıllarını anlatan kemal tahir romanı. işgal altındaki istanbul'un hüznü, karamsarlığı sinmiştir kitabın sayfalarına. ana karakter cehennem yüzbaşı cemil'i, ittihatçilerin gizli toplantılarını, bazı subayların anadolu'da ateşlenen bağımsızlık savaşına katılmak için yaptıkları planları, kendi ülkesinde ingiliz askerlerinden saklanarak yaşamak zorunda kalan türk subaylarını, mağlup bir başkentin halini gayet güzel aktarmış yazar.
bu sene araştırıp sunumunu yapacağım kitaptı, araştırdım araştırdım hatta alıp okumayı da düşündüm. sonra dönem sonu diye hoca iptal etti. Okumak için hevesim kaçmıştı. Konusu itibari ile okunması güzel olacağını düşündüğüm kitaplar arasında yer almalı.
Kemal tahirin yine roman karakterleri üzerinden geçmiş tahlilleri yaptığı muazzam roman. ittihatci, topçu yuzbasi cemil in üzerinden birinci dünya savaşı sonrası zamanı anlatıyor. padişah ve istanbul hükümeti işgalcilerin kuklası olmuş. durmadan fetva geliyor milliciler farmasondur, vatan hainidir diye.

Kemal Tahir in usta üslubu ve jarhona hakimiyeti mükemmel. tarih seviyorsanız, ittihat terakki ye merakınız varsa, Çerkez Ethem işinin aslı nedir bilmek istiyorsanız, okuyun.