bugün

adı sanı pek duyulmayan harika bir edebiyat dergisi. resim seçimleri harikadır. edebiyata ilgisi olanların çok zevk alacakları, olmayanların da sadece resimlerine bakarak bile kendilerini iyi hissedebilecekleri süper ötesi dergi. basım yeri samsundur ama türkiye'nin hemen her ilinde bulabilirsiniz. genelde illerin en marjinal kitapevlerinde bulunmaktadır. şurdan bir şeyler bulabilirsiniz http://www.yolcudergisi.com/
1998 senesinde yayın hayatına başlayan samsun menşeili edebiyat kültür sanat dergisi. ilk çıktığında iki ayda bir yayımlanıyordu.
çok eski sayılarından birisinde gördüğüm harika söz: taşları ve otları koklayan derviş kılıklı bir adam dedi ki; allah yoksa özgürlükte yok. bu söz şuurumuza indirilmiş bir darbedir. *
''ölü taklidi yapmadım hiç bir cellada'' başlığını atmışlar son sayılarında. farklı bir edebiyat dergisi gerçekten.

--spoiler--
Modernite denilen soğuk yüz, yaklaşık üç yüz yıldır kullanabileceği ne varsa içini boşaltıp nemalandıktan sonra kendine bir evren inşa etmektedir. ilk ortaya çıktığı dönemlerde materyalist eğilimleri ağır basan bu algı biçimi, kutsal olan ne varsa hayatın dışında bırakarak seküler bir ahlakı, totaliter ve tanımlayıcı bir konsepti, insanı yalnızlaştırıcı ve öteki olarak belirlediklerine karşı müdahale edici bir tarzı ifade eder. Allahsız bir zamanda insanı insan yapan (eşref-i mahlukat) değerleri devre dışı bırakarak, tamahkar, tahammülsüz, içeriksiz ve makinalaşmış bir türü icad etmenin peşindeki modernite, her korkudan bir tanrı yontarak yaşadığımız dünyayı put galerisine dönüştürdü. Gündelik yaşamı yirmi dört saat esasına göre yeniden organize ederek klişe/tekdüze bir hayat tarzını dayattı. Böylesi bir tarza itiraz edebilecek kim ve ne varsa zaman dışı, tarih dışı ve dünya dışı ilan edilerek sistem düşmanı olarak gösterildi.
--spoiler--
yolculara pusula olabilecek dergi.
--spoiler--
bir çok zorluklara inat samsun merkezli olarak yayın hayatını sürdüren ve türkiye’de önemli bir okur potansiyeline sahip olduğunu bildiğimiz yolcu dergisi, kendisini “ söz dergisi” olarak tanımlıyor.

derginin içeriği ve görsel yapısına bakıldığında, yayınlanan ürünlerin fotoğraflarla kompozisyon haline getirildiğini ve derginin bu tarzının özellikle genç okurlar tarafından ilgi çekici bulunduğunu söylemek gerekiyor. bir çok edebiyat dergisinin hayli sıkıntılı bir süreçten geçtiğini düşünecek olursak, yolcu dergisi, satış rakamları göz önünde tutulduğunda hayli yol kat etmiş.

içeriğini kısa denemeler, şiir ve öykü oluşturan derginin ana çizgisini oluşturan bölümlerde ise okura seslendiği bölümler yer alıyor. bunlardan en önemlisi, “morgun son delikanlısı” isimli deneme-öykü kitabı yeni piyasaya çıkan genel yayın yönetmeni ferhat kalender’in kaleme aldığı ve kendine has üslubuyla yazdığı seyir defteri. her sayıda derginin manifestosu kıvamında yazılan seyir defteri’nde 43. sayıda şöyle deniyor; “yıllardır batıcı jargonla batılılarla iş tutanların bu günlerde işin ucu kendilerine dokununca tüm ilkelerini reddederek besledikleri batının çanağına tükürdüklerini keyifle seyrediyoruz.

tanrılarının ihanetinin acısını tepeden baktığı ülkesinin çocuklarından çıkarmaya kilitlenmiş bu organizmaya ‘itirazın dili’ni, bu kutlu dili, yürüdüğümüzde bizimle birlikte seyrü sefer eden gökyüzünün dilini, dokunduğumuzda soylu anlatılarını damarlarımıza süren bu toprakların dilini hatırlatmanın vakitlerine erdik şimdi. biliyoruz şaşıracaklar. çok şaşıracaklar. doğayla ilişkilerini vahşi determinizmle, insanla olan ilişkilerini pragmatizmle koyun koyuna kurgulamaya iman etmiş bir zihne, aşktan adaletten ve merhametten söz düşürmek aptallaştıracak onları. yaşam çizgileri sürekli çatışmaktan nemalanma üzerine kurulu, bu toprakların çiçeğine, ağacına, dağlarına türküsüne yabancı, hayatlarının hiçbir gününü nahif bir şiir inceliğinde yaşamamış olanlar sahici sorular soramaz, hiçbir soruna derman olamazlar.
--spoiler--