edit: 1 senedir konuştuğum yaklaşık 6 ay önce de buraya yazdığım senaryo gerçekleşiyor. anasını satayım entryleri bulamadım ama özeti mealen şöyle bir şeydi "cemaat ile recep efendi arasındaki köprülerin atılması yakındır. burada her allahın günü recep tayyip erdoğan övgüsü giren tosuncuklar ters köşeye yatacaklar" demiştim...
o kadar entry silmek zor; nickleri terkedip kaçıyorlar sanırım... kaç gündür hızlıları ortada yok...
ama bir takım yeni kürtçüler çıktı meydana... maskeler çıkarılıp yenileri takılıyor...
türk siyasetinde ise kartlar yeniden dağıtılıyor...
davutoğlu vs gül maçının sonucuna dikkat etmek lazım...
bu arada cemaatin tasmasını elinde tutan güçlerin dokunulmazları
birand, the altans, menopoz gülay ve daha niceleri bu aralar coşkuyu arttıracaklardır...
yiğit efendi, ezgi başaran, nagehan&rasim ve sair piyonları da zor günler bekliyor.
başbakanın hastalığı sırasında yerine kimin geçeceği ile ilgili yazdığı yazıyla alakalı gerçekleştiğini düşündüğüm eylem. ışık hızıyla yağ yakan bu arkadaşın rte görevine dönünce ilk yaptığı icraatlerden olması beni şaşırttı doğrusu.
habertürk de çok enteresan ve zevkle izlenen sansürsüz programının da yapımcısı ve sunucusudur. muhtemelen çok yakında bir başka tv de karşımıza çıkacaktır. siyasi kimliği yada görüşleri başka bir şey reyting etmesi yani para etmesi başka bir şeydir. birileri onu değerlendirir.
ciner medya grup başkanı mehmet kenan tekdağ'ın yaptığı açıklamadır efendim. fethullah gülen'den özür dilensin ülkemize gelsin bu ayıp artık bitsin diyen bulut özürü de ayıbı da gördü.
ayrılmasın takiben habertürk'teki değişim açıkça görülmüştür. zir mehmet altan'ın yazısı "mehmet altın" şeklinde verildi ve mehmet altan ahmet altan'la karıştırılarak "taraf gazetesi genel yayın yönetmeni" şeklinde verilmiş. bulut'un ahı tutmuş.
yaptığı tarafsız progmlarda türkiye'deki sağlıksız üretim yapan şireketlerin foyalarını meydana çıkarmaya çalıştığı için bu şirketlerin çok güçlü lobileri tarafından istenmeyen adam ilan edilmesi ile görevine son verildiğini, rant kavgalarının bu ülkede hiçbir zaman bitmeyeceğini almanyadaki, fransadaki gıda ürünlerinde kullanılan şeker oranının bizde çok farklı olmasının 2001'de yürürlüğe giren şeker yasası ile 11 yıldır devam eden yüz karası bir durum olduğunu söylemiştir. Habertür'teki görevinden ayrılmasını da buna bağlıyorum.
