"lanet olsun bu fiziğe, atom mühendisliğine!" dediğim anlar haricinde şu hayatın saçma akışının sahip olduğu anlam ile ilgilenmem. birileri sürekli bir yere gidiyordur, birileri sürekli sürüdeki koyunlara "daha fazlasını iste, daha çok tüket" diyordur ve yine birileri derme çatma kulübesinde kumandası bantlanmış televizyonunun düğmelerini kullanarak asla sahip olamayacağı hayatları röntgenliyordur. bunlar, üzerinde düşünülmeyecek kadar normal olaylar benim için.
yılbaşı dediğimiz saçmalığa ise tepkisiz kalamıyorum. takvimden kaynaklanan skimsonik bir güne asla hak etmediği bir anlam yüklemeyi kabul edemiyorum. şu hayattaki en kötü şey, birini aslında olmadığı kadar önemli biri olduğuna inandırmaktır . biz de bu 31 aralık'a çok başka davranıyor asla hak etmediği bir değer veriyoruz.
noel'in saçmalığına değinmek istemiyorum . pagan kardeşlerimiz beni anlayacaktır. ayrıca bu yaptığınız tam bir saçmalık. adem'in günahı yüzünden hepimiz günahkar doğduk, isa bizlerin günahları için öldü...oh my jesus...hangi kafa ile bakıyorsunuz dünyaya benim mel gibson karizmasında ve yine mel gibson yobazlığı ve fundemantalist cahilliğini aynı bünyede toplamış canlarım? isa mesih geri geldiğinde sizin gibi apokaliptik cahillere, "we can change" deyip de değişemeyen günahkarlara ancak güler lan!
neyse geçin noel'i de gelin yılbaşına. yılbaşında eğlenmek nedir lan? oturun evinizde victoria's secret izleyin, yok yere küresel bellekte yer ediyorsunuz: sapık türkler diye. yok "alkoliklerdi" , yok "onlar da istedi"...bırakın lan bu sapıklık örtbas hareketlerini!amacınıza hiçbir anlam veremiyorum. bir çeşit düş görmek istiyorsunuz. uyandığınızda-ayıldığınızda hepsi gitmiş olacak ve siz hansel ile gratel çakmaları o şekerden evi yediğinizle kalacaksınız. bir skim olmayacak ertesi gün. yine sıradan , sefil, fakir, önemsiz insanlar olacaksınız. en büyük hastalık nevroz canlarım. en büyük ilüzyon da sizin uydurduğunuz o saçma bahaneler. hayatınıza anlam yükleme çabalarınız, nature- mort'tan kurtulmak için debelenmeleriniz nafile. sizin için üzülüyorum canlarım.
şayet insanlar "off yılbası geldi eglenmek zorundayım ne yapacagımı bilemiyorum çok müşkül durumdayım bankadan kredi mi çeksem acaba, nasıl ederim nerelere giderim mahvoldum vs." demiyorsa çok da kasmamak gerekir.
bu tip aktivitelerde günün anlamından çok bahane olması önemlidir. Her gün barda, klüpte olanlar için demiyorum ama çogu insan yılın kaç gününde çıkıp eglenme bahanesi bulur? Ertesi günü tatil bir belli gün. Herhangi bir haftasonu degil. 20 sene oncesinden bile belli 20 sene sonraki yılbaşı. planlar yapılabilir, çıkmak için belki içmek için belki bir gece olsun farklı yaşamak geç yatmak veya uyumamak için!
Yani illaki bir kutlanacak özelliği oldugundan degil, bugunu de bahane yapalım demiş insanlar, ihtiyaç duymuşlar yogun çalışma hayatının arasında boyle bir molaya, iyi de olmuş.
Maneviyat katmak isteyenler için ise yeni umutlar, hani şu hiç başlamasa da o an için insanın içine her şey çözülecek hissiyatı yaratan "bu pazartesi rejime başlıyorum" gibi "yeni yılda x yapacagım" umutları. Bunlar insan olmak için, insan olan için önemli psikolojik öğeler; kafa dagıtmak ve umut etmek (ve bu umut için bir başlangıç noktası yaratmak).
Yaşlandığı için mutlu olan insanların yaptığı anlamsız bir kutlama çeşidine şaşmak durumudur. Yav insan yaşı ilerledi bir yıl daha kaybetti diye bu kadar k..nı başını yırtarak içki şişelerinde boğularak alem mi yapar.