her ikisi de aynı anlama gelen ama aslında farklı mekanizmaları olan iki kelimenin benzerliğini kullanan kafa karışıklığıdır.
elma düşer çünkü yer çekimi var. tamam ben de görüyorum elma düşüyor ama bunun nedeni "kütleçekim" manasında yer çekimi değildir. basınçtan ya da yoğunluktan dolayı da düşüyor olabilir. ayrıca kütle çekimini kanıtlayan tek bir deney yoktur. bir dağın kenarına toz kadar bir cisim koysanız zerre kadar o dağa yanaşmaz. hani kütle çekim nerde? git havada yap aynı deneyi, gene çekmez. çekmez oğlu çekmez. kütleler birbirini çekmez.
eğer çekiyor olsaydı laboratuvar ortamında çekerdi. mesela diyor ki gravitasyon parçacığı var. var mı? var. her parçacıkta var mı? var. o zaman iki atomu yan yana koyduğum zaman çekmesi lazım. niye çekmiyor? aynı parçacık. küçük öyle mi? dünya büyük. ama dünyanın merkezi uzak, beriki tam dibinde. tam sıfırına değdiriyorsun gene sıfır. uzaklığın karesiyle ters orantılı değil mi bu ziktimin kuvveti. öteki tam dibinde. epsilon kadar yaklaştırıyorsun gene sıfır. nerde gravitasyon? yok. o zaman kütle çekimi nerenden uydurdun ha it oğlu it !
"O ziktimin şeyi" uzaklığın karesiyle ters orantılı ama, senin karşılaştırdığın atom ve dünya arasında biraz uçuk bir kütle, yoğunluk ve hacim farkı var. Ki elektronlar atomların çevresinde yörüngede paşa paşa dönüyorlar.
edit: genel bir şey yazmak istemiştim, acaba olayı mı yanlış anladım?
öyle şey yok. işin bir sistematiği olur. kütle ve yoğunluk çokken etkisi varsa azken de etkisi olmalıdır. az da olsa gözlenmelidir. sıfır ya tamamen sıfır. kendinizi kandırmayın.