genellikle derinlemesine, yalın ve çarpıcı anlatımıyla dikkat çeken yazım şeklidir.. içinde sıkca küfre rastlayabileceniz bir o kadar da kendinizi romanın kahramanıyla benzer durumlarda hissedebileceğiniz farklı bir türdür..
Edebiyat kalıplarının içine tüküren ve yaptıkları şeyle özgürlüğün tadına varan adi kelimelere saygınlık kazandırdıklarına inandığım yazarların yaptığı eylem.
tabuları yıkan, hayatın gerçekleriyle yüzleştiren, hayata farklı ve gerçekçi bir bakış açısı getiren edebiyat türü.
asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
küfürbazların,
günahkarların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların,
dili, sesi...
yeraltından notlar. niye? çünkü aykırı. çünkü popülerleşse bile bir isyan, bir dalga geçme hali var. bir kendi kendine konuşma hali, yalnızlıktan. bir kendini aşağılama şimdiki insanların hiç yapamadığı.
popüler olana karşıdır yeraltı edebiyatı. en güzel olmayı zengin olmayı şöhretli olmayı önemsemez hatta sevmez. hayatı farklı tatlarda arar. hislerde arar. bazen cinsellikte bazen içkide sigarada kendini yollara vurmada arar. insan doğasına yakın düşünür. dayatılanlara karşıdır. içinden geldiği gibi olmayı -iyi yada kötü- sever. küfretmeyi sever.
"..dibe vurmuşların.. hayalperestlerin.. dili, sesi.."
klasik bir yeraltı okuyucusu olarak chuck palahniuk la başladım okumaya ve devamı geldi. ayrıntı yayınlarının çıkardığı yeraltı edebiyat serisi kitaplarının dili genelde hafiftir edebi olarak değerli değillerdir. esas olay örgüsüyle fikriyle kurgusuyla etkiler insanı
okuması keyiflidir kolay okunur.
(bkz: dövüş kulübü)
(bkz: görünmez canavarlar)
(bkz: gösteri peygamberi)
(bkz: beyaz zenciler)
ama türk yeraltı yazarlarını okumak şahsi fikrim çok daha keyiflidir çünkü edebi olarak daha tatminkardır. daha çok şey katar insana hemen bitirip bir köşeye koyamazsın. hakan günday gibi. ne kadar kendini yeraltı yazarı olarak tanımlamasa da bir çok görüşe göre öyledir. kinyas ve kayradaki o dibevurmuşluğu o ruh halini çok daha derin hissedersiniz. küçük iskender bana pek hitap etmedi açıkcası ama onun kitapları çok daha doludur. murat uyurkulak la bu yıl tanıştım "tol" u okudum ve inanılmaz sevdim yeni kitabı bazukayı da edindim "har" ı da en kısa zamanda okumayı istiyorum.
yeraltının en büyük temsilcisi bukowskinin tanrım dediği john fante kesinlikle okunmalı.
(bkz: toza sor)
notos derginin bu ay ki sayısı yeraltı edebiyatı üzerine ilgilenenlerin almasını tavsiye ederim.
bilgi çağının sert rüzgarıyla artık o eski gizemli kimliğini kaybetmiş, sadece adındaki yeraltı tabiri ve eserlerindeki ağır konularla genel çizgiden ayrı kalmayı başarabilen edebiyat türü. eskiden yeraltı edebiyatına ait bir şeyler okumak istediğimizde ikinci el kitapçılara gider, istediğimizi söyler ve dükkan sahibinin kitaplıkları çekip alternatif evrene açılan kapıyı ortaya çıkarışını izlerdik. bugünlerdeyse yeraltı eserleri şaşaalı kitap marketlerin en ön raflarında, sıra sıra...
kitap okumayana kitap okumayı sevdirecek nitelikte; bazısı zorlamayan, dili hafif, sadece eğlendiren nitelikte; bazısı düşündüren, yalın anlatımında derin mevzular barındıran, küfür eder nitelikte; bazısı okumak için; bazısı ölene kadar başucu kitabı olacak nitelikte yapıtlardan oluşan edebiyat türüdür.
sivri dili nedeniyle kimilerinin fazla "açık sözlü" ve hatta "ahlaksız" bulabileceği bir türken aslında görüp görülebilecek en asil, en realist ve en "hayata bakış açısını değiştirme potansiyeline sahip" türdür. kendi içinde asalet ve ahlaksızlığı bir potada eritir diyeyim ya da, çok da güzeldir, yeraltı edebiyatına aşina biri yadırgamaz yani bu durumu. yine de herkes okumasın isterim bu tür kitapları, kemik bir kitlesi olsun, kendi yağında kavrulsun.
post-modernizm menşeli sanat akımı.ulusal ve milli motiflerden ziyade altkültüre ait imajların ve izleklerin önplana çıkartıldığı paternalist sistemin görmezden geldiği insanların sahneye taşındığı marjinal sanat hareketi.daha çok altkültüre mensup dışlanmış ve hiçleştirilmiş çevreler ve bu çevrelerin imgelemleri bu hareketin tematik kurgusunu şekillendirmektedir.Türk edebiyatında şiirde (bkz: küçük iskender)ve (bkz: ah muhsin ünlü) romanda (bkz: hakan günday)ve (bkz: perihan mağden) bu hareketin en janjanlı figürleridir.
şiddet,cinsellik,yabancılaşma,kimliksizleşme psikozu,bunaltı psikolojisi bu sanat olgusunun başat temleridir.
başka hiçbir tür insanı bu denli içine, derinine götüremez. evet hepimizin içinde çirkinlikler, cinsellik, şiddet, haykırış ve çığlıklar. Darwin'in maymunları yeterince insanlaşamadı, yeterince ilüzyon kavanozlarına sıkıştırılamadı, medeniyeti sadece dış çeperinde aldırdığı istenmeyen tüylerinde... yeraltı edebiyatından herhangi bir eser okurken kendimi yaşıyor, kendimi okuyor gibi hissediyorum ve bana bu kadar haz veren başka bir edebiyat türü yok.
tavsiyeler: Chuck Palahniuk- tüm eserleri Charles Bukowski - tüm eserleri Semra Topal - Yara
asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
küfürbazların,
günahkarların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların,
dili, sesi...
yeni yeni ilgilendiğim bir tür edebiyat..
aslında edebiyat diyemem, oldukça fark var aralarında. bu konuda ayrıntı yayınlarının 30 kitaptan oluşan serisi, meraklıları için okunası kitaplarıdır. yeraltı edebiyatı ile ilgili kitaplar 2000 adet basıldığından bulunması pek kolay değildir.
genelde sıradan insanların hayatlarını konu alır, dibe vurmuşluk ve savrulmuşuk vardır biraz. dili oldukça sivridir, alt kültürden izler taşıdığı için marjinallik ve illegallik temal olarak alınır.
alkol-uyuşturucu-seks illa olur diyemem ama 'savrulmuşluk ve dibe vurmuşluk' olduğundan bunlar lazım tabi..(genelde)
bildiğim en meşhur 3 yazarı;
kalitelileri çok iyi, kalitesizleri de berbattır. bazıları okuyanın hayatını değiştirmeyi başarırken bazıları ise ilkokul kitaplarının bozuk türkçeyle yazılmışlarını andırır.
genelde ayrıntı yayınlarından çıkan kitaplardır bazıları psikolojik buhranlara sürükler ancak aslına bakarsanız çoğunda okuyucunun duygularını sömüren bir hava görürsünüz tiksinirsinzi, bir yazarın kendini okuyucuya yarandırmaya çalışması kadar kötü bir şey yoktur ay beni beğensin bak böyle acılar var derken bunu gözümüze gözüme varoluşsal sorunlarını dürtmesi itici durur, sağlam yeraltı edebiyatı okudunuz mu ama hayran kalırsınız mesela tutunamayanlar süpersonik bir örnektir, sonra dostoyevski gibi yazdıklarının hepsi olay yazarlar vardır onların yeri apayrıdır.
kitap kapaklarına yapılan başarısız kolajlara rağmen delicesine kendini okutturan kitaplar yayınlayan, yeraltı edebiyatı ismini tam anlamıyla yansıtan ve hakeden, ayrıntı yayınlarının bir kolu. ayrıca kendilerini ilk sayfadan insana şöyle tanıtırlar:
asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
günahkârların,
küfürbazların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların...
dili,sesi