yıl boyunca yazarın sözlüğü ailesine, sevgililerine, arkadaslarına tercih edip asosyalleşmesi sonucu yılbası geceside umarsızca aynı şeyi yapması hadisesidir. yazar bilgisayar başinda yalnız olduguna değil yeni yılın ilk entrysini giremediğine üzülür en fazla.
(bkz: içimdeki sözlük aşkı bambaşka)
bir de şöyle bir durum vardır bunun tersi olaraktan; yazar kişinin evde tek başına kalmasından mütevellit (zira aile eşrafı hastalığı ağırlaşan bir akrabayı ziyarete gitmek durumunda kalmış olabilirler misal..) yapacak bir şey de bulamayınca, doğal olarak gerçekleştirdiği eylemdir.. televizyon/sözlük seçenekleri arasından sözlüğü seçmek gayet rasyonel bir eylemdir.. yani neymiş; asosyal olmakla uzaktan yakından alakası olmayan bir durum da olabiliyormuş..
çoğu kişi çatır çatır icraattayken yazarın durumun kötülüğünden dolayı damar şarkılar dinleyerek (bkz: sarı saçlarından sen suçlusun) elinde birayla zom olarak geçmişte kalan bir hatunu da düşünerek yeni yıla girmesi.
takvim denilen şeyin saçma olduğunu düşünen yazarın, bu bağlamda her günün aynı olduğunu düşünen yazarın, bir anne-babasının yanına gitmesi bir de sözlüğe gelip ne var ne yok diye bakınmasıdır.