yazılan entrylerde genel olarak aşağılayıcı bir post-modern tavır görülüyor.halbuki dalga geçmeye başlamadan evvel düşünmemiz gereken 21.yüzyılın teknoloji devri ve tüm geçmişin adeta sıfırlanıp,eskide kalan ne varsa atıldığı bir döneme tekabül etmiş olduğudur.böyle bir gerçek ihmal edilirse çağın gerisinde kalmış sözünü yenilmekten başka asıl zavallı durumuna düşen kişinin kendisi olur.evet o liseliler ya da daha büyükleri ya da bu zihniyette olanlar ismi farketmez,günümüz teknoloji döneminde ''serbestleşme''dediğimiz bir akımı yaşamaktalar.nedir peki bu serbestleşme?kısaca elektronik etkileşimle cereyan eden artık kimine göre virüs kimine göre yozlaşmış bir akım diyebiliriz.bütün bunların ayrıntısına birazdan değineceğiz ama biraz daha gerilere dönüp bir bakalım,bundan yüzyıl önce kadın siyasi ve sosyal anlamda ne yerdeydi?O zamanki işlenen töre cinayetler,tecavüzler ve yasak aşklar ne düzeydeydi?şu an hep geriye bakarak özlediğimiz leyla ile mecnun aşkı var ama onun artık tarihe gömüldüğünü ve kanaatimce iyi olduğunu söylemek istiyorum.zira bir sevgilinin peşinde yıllarca koşmak ve onu elde edememek,ömrünü bu yolda feda etmek,hangi akla hizmettir?bir sevgili uğruna kendine verilecek tek ömrü heba etmek?şu anda bana kızılabilir,sen hiç aşık olmadın mı ya da asıl aşk odur,adam sen de diye düşünenler de olabilir ama ben onlara günümüz rekabet dünyasını sakın unutmamasını salık veririm.ayrıca bir yandan da giderek ilerici bir fikir yapısına yaklaşıldğı kanaatindeyim ki bu da başka bir entry ve başlık konusudur.
şimdi konuyu biraz daha toparlamaya çalışalım:günümüz toplumunu bana iki kelimeyle tanımlayın deseler benim vereceğim hep bunu hep de sonraki yılları kapsayabilecek şu cevap olur: çabuk ihtiyaç. bunca gelişmelerden sonra yukarıda dem vurduğum rekabet dünyasından bahsettik.bundan on yıl önce üniversite mezunu kolayca iş bulurken ve emeklilik yaşı daha düşükken şimdi baktığımıza sadece bu on yılda neler görüyorsunuz?.insanlar aç ve işsiz.skinner'i okuyanlar bilir insanın en temel ihtiyacının besin olduğu konusunda diretir de durur ve bu konuda kesinlikle haklıdır.böyle bir dünya aşkı daha doğrusu cinselliği daha sonraki planlara itmek elbetteki insanın isteği dışında olacaktır ve böyle de olmalıdır.70'li yıllarda insanlar aşka,şiire,kendine daha çok zaman ayırabiliyorlardı ama şimdi üniversite bitiyor,doktarasıydı,mastırıydı o kadar şey üst üste geliyor ki,her geçen yıl doğacak bebeklerin masraf ve yapacağı eğitim süresi uzuyor,işçide aranan niteliklerin kalitesi yükseliyor,çöpçülerin bile bir kaç sene sonra en az lise mezunu olması istenecek.bundan beş sene sonrasını bir hayal edin:şimdi ingilizce bilmeyen zor iş buluyor,o zaman ne olacak?ülkemizdeki ingilizce öğretimi ne düzeyde?bizimki gibi ülkelerin de daha fakir olacağı zaten aşikar.işte sizin de düşünebileceğiniz tüm bunları yeni nesil aşklarının nasıl bir çerçeve içinde geliştiğine tanık göstermek istiyorum:sizce böyle çabuk ve hızlı hizmetin bir virüs gibi yayılmaya başladığı bir devirde bir seks için evlenmeyi beklemek akıllıca olur mu?insanlar pratiğin peşinde ve bu yüzden ''çıkıp''cinsel tatminlerini en kısa ve karlı şekilde sonlandırıyorlar.artık seks lüks ve değerli bir yaşam aracı değil,herhangi bir şekilde giderilmesi gereken ihtiyaç ve bu yüzden liseliler hemen çıkıp işlerini hallediyorlar.sonuçta bu daha da çirkinleşmiş veya daha ilerici bir hal alabilecek bir yapıya doğru hep gidecek,daima gidecektir,gelişecektir,aynı yolda değişecektir.kitap kokusunu e-kitaba değişmeyen benim gibi ''eski'' kafalılar da olacaktır ama yüzyıllar içinde bu da değişecektir,kafamıza kitap çipi koyacaklar binlerce kitap hafızamızda olacak.bu ağır eleştirdiğimiz çıkma olayı daha da değişecektir:insanlar artık çıkma yerine direkt seks yapar mısın diye soracaktır,ya da buna göre makineler olacaktır karşınızdakinin niyetini anlatan ama asıl olacak olan şudur ki geçmişle yaşarsak geçmişe gömüleceğiz.şu nesil iyidir bu nesil kötüdür demeyi bırakıp yeniliklere açık olmalıyız.anadolu insanının kafası da değişecek,töre cinayeti de kalkacak yeter ki isteyelim.
bu arada bir konuya da dem vurmak istiyorum,bu lise aşklarını yaşayamamış sözlükte pek çok liseli var ve dediklerime bakarak da aha bak eğer biz bunu yapmazsak çağın gerisinde kalacağız niyetine de bürünmesinler.çağ öyle bir ilerleyecek ki hangi kızla yattığını ağzın sulana sulana anlaymaycaksın,o senin için bir ritüel olacak,aşık olmayacaksın belki de evlilikler bile olmayacak olsa bile bu kontratlı olan evlilikler daha da ilerleyecek kim bilir neler istenecek senden ve çok uzak değil 20 yıl sonra türkiye'de ''abazan'' bile olamayacaksın,sorumluluk ve yükümlülüklerin yüzünden.şimdiden yaşamanın tadına bak.
artık sadece ismiyle var olan bir duygudur.Aşk, kalplerden silinip, dillere düşmüştür.her şeyin hızla tüketildiği günümüzde, o da bu durumdan nasibini almıştır.
eski aşklara göre bi hayli yol katetmiş,kendini geliştirmeyi başarmış,yenilikçi aşk modelidir.dedemizin sevdiği kızı görmekte dahi zorlandığı aşkları efsane sayan bünyelere farklı gelebilir.
kızların da erkeklerin de en geç 15'inde kirlenmesine, yozlaşmış, beyinsiz insanlar olmalarına sebebiyet veren iğrençlikler silsilesi. ciddiyetsiz, birisi para diğeri pipi için ister. kötüdür, çok boktur. bu sözde aşkları savunup haklı bulabilmek için ya lisede okumamak, ya bu gençleri hiç gözlemlememek ya da gerizekalı olmak gerekir. modernlik ne demek yahu? çağa ayak uydurmak her gün başka biriyle "çıkmak", kol kola gezmekle mi oluyor? kimin elinin kimin götünde olduğu belli olmayan bir dünya mı modern? sen kız kardeşine, sevgiline de mi izin vereceksin her erkekle sürtüşüp yiyip içmesi için? vay anasını. ilerde kızın evleneceği adamı da düşünsen be hacı? yazık değil mi ona da, belki çok sevecek kızı? ama o ne yaptı? parası olana gitti, eğlendi gezdi tozdu. yaa. olmuyor işte.
çocukluktan tabi ki hoşlanırsın, elbet sevgilin olur ama bunun da bir adabı vardır arkadaşım. sevgiline karşı saygılı olursun. belki herşeyin üstünde olmaz, ama onu yukarda tutarsın; kardeşini sevdiğin, aileni sevdiğin gibi seversin. kendini onsuz düşünemezsin. eğlence aracı ya da fahişe gözüyle bakmazsın. ilişkiniz duygusal olur. ilerde bir gün kadın olduğunuzda, ya da büyüyüp adam olduğunuzda hayatınız düzenli olur. ayrılsanız da, bitse de. eskiden ergenlik aşklarını kimse umursamazdı. hangimiz aşık olmadık ki? onunla büyüdük işte, bir yerden sonra bitiyor; evlenip çoluk çocuğa karışıyoruz. eh, öyleydi. ama artık yeni nesile sokayım ben, hele ki modernlik olarak görülebilecekse bu ilişki türü.
Aslında niyetleri sex yapmak olan 2 kişinin adına aşk diyip yaşadıkları olaydır. Bu olayda, aşk denilen şey sex yapmak için bir araç olarak kullanılır. Yani bir nevi prezervatif gibi.
mıç mıç mıç insanı deli eder bu * aşıklar. sürekli telefonla konuşur,sürekli mesajlaşır,bi de üstüne üstük aynı evde yaşamaktadırlar. ne kadar sıkıcı ne kadar boş. hayatları tamamen birbirlerine bağlı. sen bir bireysin tek başına farkında değilsin. bu kadar da olmazki... tamamen hastalıklıdır kangren olmuştur kolun kesilmesi gereklidir.özetle ziyan çiftlerdir...
kaçan kovalanır mantığıyla süren, seversen sikilirsin sikersen sevilirsin sözünü doğrular nitelikteki aşk(!)lardır. amma velakin gece yolcularının da söylediği gibi "eğer aşk buysa, sevgi buysa istemiyorum" dedirtir kişiye ki uzak durulasıdır. ama önce aşk mıdır yaşananlar yoksa ego tatmini mi bir düşünmek lazım.
hayatın git gide berbat ve çekilmez bir şey olmasından mütevellit, insanların içine girdikleri bunalımlardan çıkamama, bocalama ve hatta bundan zevk almaya başlaması sonucu bitebilen aşklardır. aşk da çağımız hastalığına yakalanmıştır. depresiftir.