Bazı liseli ergenler canınızı gerçekten çok sıkabilir. Bunu iyi biliyorum çünkü bütün bir günümü onlarla beraber geçirmek durumundayım.
Adam karşıma geçmiş 'ben zaten onunla yiyişmek için çıkmıştım ya' diyor.
Karşısındakine duyduğu bir sevgi yok sadece sözde sevgilisinin bedeni onun ergen hormonlarını tatmin ettiği için seviyor ki bu gerçek bir sevgi bile değil.
Çıkmak diye bir kavram var artık. Beraber hamburgercide yemek yemek ve 'yiyişmek' gibi aktiviteler içerisinde bir erkek ve bir kız çıkmış oluyor ve hepsi yaz aşkları gibi kısa sürüyor çünkü sırf bazı duyguları yaşamak ve egolarını tatmin etmek için yapıyorlar bunları.
Yaşlı insanların gençliğe acıyan gözlerle bakmasının en önemli sebeplerinden birisi de aslında bu yeni nesil aşkları.
Hepimiz babalarımızdan, dedelerimizden onların zamanlarındaki gerçek aşk hikayeleriyle büyüdük ve şimdiki ergenlerin yaptıkları öyle acınası şeyler ki...
Gerçekten insanı aşktan soğutuyorlar. Yahu aşk denilen kavram bu kadar düştü mü?
Bundan on yıl sonraki ilişkileri düşünmeyi hiç istemiyor insan bu yeni nesil zırvalıkları yüzünden.
Sevgiler klişeleşmiş, dostluk diye bir şey zaten kalmamış ve birbirleriyle 'yiyişmek' için çıkan ergenler fing atıyor sokaklarda.
E nerede kaldı iyi günde ve kötü günde beraber olmak adına verilen sözler? Hani delikanlılık ? Hani annesinin biricik hanım kızıydın sen ? Ama bu oğlan çocuğu seninle 'yiyişmek' için çıkmış ?
Ne kadar iğrenç bir kavramdır ya bu 'yiyişmek' dedikleri şey. Yahu desenize şuna sevgilinin dudaklarını öpmek, öpüşmek vs.
Bazı değerleri korumak bizim elimizde ve suç hepimizde. Kendisiyle 'yiyişmek' için çıkan sözde sevgilisine izin veren kızda da, onu sadece bedeni için seven oğlanda da.
iğrençsiniz eli sikinde gezen ergenler ve merak ediyorum ne zaman adam olacaksınız diye ve ne yazık ki siz bile kendinizi düşünmezken ben buralarda sizin için kaygılanıyorum...
yeni nesil aşkınlıkları, hatta şaşkınlıkları ve hatta taşkınlıkları olabilirler vesselam fakat bugün başlayıp yarın biten karışıklıklara aşk denmez, yazık olur.
tanışırsın, mesajlaşırsın veya mesene de görüşürsün. sıralama değişik de olabilir. sevişirsin, arada bi buluşup sevişmek için binbir ortam yaratırsın, özlersin, özlediğini sanırsın falan. gel zaman git zaman, evine yerleşirsin, her gece sevişirsin. sonra biri 'ben ayrılmak istiyorum' der, öbürküsü; 'azına zıçim, ne biçim adamsın, lan piç' der (belki piç demez fazla olur diye), biter. bi müddet acılar içinde kıvranırsın. acılarını vitrininde sergilersin 'böhüü böhüü!' diye. dersini alıp, ezber ettikten sonra, yeni limanlara yelken açarsın.
okuduktan sonra bi zılgıt çek hatrım için.
hayatın git gide berbat ve çekilmez bir şey olmasından mütevellit, insanların içine girdikleri bunalımlardan çıkamama, bocalama ve hatta bundan zevk almaya başlaması sonucu bitebilen aşklardır. aşk da çağımız hastalığına yakalanmıştır. depresiftir.
kaçan kovalanır mantığıyla süren, seversen sikilirsin sikersen sevilirsin sözünü doğrular nitelikteki aşk(!)lardır. amma velakin gece yolcularının da söylediği gibi "eğer aşk buysa, sevgi buysa istemiyorum" dedirtir kişiye ki uzak durulasıdır. ama önce aşk mıdır yaşananlar yoksa ego tatmini mi bir düşünmek lazım.
mıç mıç mıç insanı deli eder bu * aşıklar. sürekli telefonla konuşur,sürekli mesajlaşır,bi de üstüne üstük aynı evde yaşamaktadırlar. ne kadar sıkıcı ne kadar boş. hayatları tamamen birbirlerine bağlı. sen bir bireysin tek başına farkında değilsin. bu kadar da olmazki... tamamen hastalıklıdır kangren olmuştur kolun kesilmesi gereklidir.özetle ziyan çiftlerdir...