bugün

içinde annelik içgüdüsü barındırmayan, duygusal değil rasyonel düşünen asil ruhlu bir kadındır.
ağzına s.tığımın kadını. zamanında çöpe atılacak bir prezervatif bulsaydı o çocuğa gerek kalmazdı şuanda.
bebeğin cinsiyetini beğenmemiştir. ya da bebek özürlü doğmuştur. illa da suçlanmaması gereken annedir.
avusturyanin salzburg kentinde, bir genelevinde yasanilan olay. romanyali genc kadin cocugunu dogduktan sonra sok ile cöpe atarak öldürmüstür.
'o zaman niye doğurdun be kadın' denilmesi gereken, anne demeye dilimin varmadığı varlıktır.
benim annem.. annemin adı gül-ten'di. güle karşılık ten.. babamı hiç tanımadım. cansuyuma, ilk nefesime, annemin kokusuna doyamadım. biraz hikayemden bahsedeyim, size..

yumurta ve sperm bir oluyormuş, ben oluyormuşum. ilk aydan beri başım ve vücudum bir. beynim gelişmeye başlıyor önce, gözlerim, ağzım, burnum.. kulaklarım küçücük bir nokta kimsenin tanımlamaya cesaret edemediği. elma çekirdeği kadarım, gizleri taşıyorum, annemin rahmi büyüyor lakin hissetmiyor.

ikinci ay; annemin kanı artıyor, gerekli olacak ben doğunca. ağlıyor, sık sık. ağlama anne demek istiyor benim kalbim var dakikada 150 kere çarpıyor, pıt pıt.. çilek büyüklüğündeyim ama daha çok küçüğüm..

üçüncü ay;organlarım çalışmaya başlıyor, artık bir idrar torbam bile var. ama dur miden bulanmasın yutkunmaya başlıyorum, tekmeleyebiliyorum artık. sık sık yapmalıyım bunu..

dördüncü ay; saçım, kaşlarım, seninkiler gibi simsiyah kirpiklerim. parmak izim var, ellerim, ayaklarım hepsi benim anne! hıçkırıyorum. bir avokado kadarım. parmağımı emmeye başladım bile!

beşinci ay; en eğlenceli dönemim. tekmeliyorum, durmadan dönüyorum. cinsiyetim belirlenmiş. "kızım" diyorsun. göz kapaklarım hala kapalı. ama konuş benle anne, duymalıyım sesini..

altınca ay; hala tanışamadım havayla, ufak solunum denemelerim de olmasa iyice sıkılacağım şu daracık yerde. öksürebiliyorum, beni hissediyorsun galiba.

yedinci ay; kırmızı ve kırşık cildim, kulaklarını dayasan karnına duyabilirsin beni. otur dinlen yorma kendini, halsizsin, izin ver neşelendireyim izin ver uyanayım, uyuyayım, fark et beni.

sekizinci ay; sırf senin hatırına bir ay daha katlanacağım bu sıcak yere. tekmelerim ama kusura bakma. artık pembeyim. tam 40 cm boyum!

dokuzuncu ay; artık daha sessizim. hareket edecek yer kalmadı ki. tırnaklarım tamamlandı uzuyorlar, boyumla birlikte. artık dünyaya gelmeye hazırım..

ağlamayacaktım, söz vermiştim. ama tutamadım kendimi ilk nefesime karşılık ödemem gereken bir bedeldi. ne güzel kokun, tadın, dünya ne güzel!

nereye gidiyoruz anne? beni nereye götürüyorsun, evde kalsak olmaz mı, soğuk değil mi dışarısı?

gittin. bıraktın beni. yüzümü yalayan bir arkadaşım oldu, bıyıklı, yavru henüz. sahi onu da mı annesi atıverdi, buraya?
sonra o siyah geliyor, tırnaklarıma benzer uçları, önce burnum kırılıyor hani şu birinci ayımdan beri benimle olan, nefes alamaz oluyorum, iyice bastırıyor üstümüze kadın, anne kadın sana benziyor sonra gözlerini gördüğümü sanıyorum ama gökyüzü bu diye fısıldıyor arkadaşım. dünyadan gitmeye hazırım bu sefer..

gidiyorum ama affetmeyeceğim ne seni ne babamı ne gökyüzünü. bebek kokusuyla geldim çöp kokusuyla gidiyorum!
insani duygularını yitirmi$, bir katilden daha $erefsizce kendi yavrusunu,kendi canını, kendi benliğini atmı$tır aslında çöpe..bakamayacaksan niye hamile kalıyorsun..peki kabul edilebilinir hale geldi evlilik dı$ı hamilelik aldırabilirdin, bir yurdun kapısına bırakabilirdin bir cami avlusuna bırakıbilirdin..bunlar affedilebilir suçlar..hiç mi vicdanın yok anne! dünyanın en kutsal varlığısın sen..geleceğin temellerini ta$ıyorsun sen anne!
o çöp kokusu sende hasıl olan annelik kokusundan daha güzel kokuyordur..hani atalarımız derler ya...*
anne değildir. insan değildir. hiçbir şeydir. allah'ın cezasıdır.
Masum bebeğini karnındaki çöplükten çıkarıp, dışarıdaki çöplüğe atan canavar modelidir. Maddi sıkıntılardan dolayı bebeğini, evlatlık verirsin, kimsesizler yurduna bırakırsın o başka...
anne sıfatını hakedemiyecek olan insansıdır.
bildiğin salaktır. madem çöpe atacaksın ne diye beklersin o kadar.
en kötü duyguların insanıdır.
bebeğinin kan içinde, huzurlu, gözleri kapalı bir şekilde uyuduğunu görüp, sağlıklı nefesini göğsünde hissedip, yumuşacık ellerini elleriyle tutup da...

bunu yapabiliyorsa,
insan sıfatına haiz değildir.
bunu yapan insan olamaz işte o kadar. *
duygusuz insandır. insan yavaşça bırakır, atılır mı lan öyle?!
(bkz: anne mi)
ulan daha kullanılırdı o, yesyeni bebek çöpe atılır mı?**
Bi defa ana değildir, zaten insanda değildir. hayvanlar zaten yapmıyor.
anne gibi kutsal bir sıfatı haketmeyen kaşarın tekidir. çöpte olması gereken kendisidir zira bu hareketiyse kalbinin bir çöpten ibaret olduğunun ispatını yapmıştır.
anne mi? ne annesi yaratık denilmesi gereken yaratık değil midir bu efenim?
ruhunda temizlik yapması gereken insanımsıdır.
zira bir anne bebeğini öpmeye bile kıyamaz atmak şöyle dursun.
Esenyurt’ta annesi tarafından çöp konteynerine atılan yeni doğmuş bebeği kağıt toplayıcı buldu. Hastaneye kaldırılan çocuk yapılan müdahale ile hayata döndürüldü. Minik bebeğe doktorlar tarafından "Umut" adı verildi.
http://www.sozcu.com.tr/2...begini-cope-atti-1494236/
Doğrusu için,
(bkz: yeni doğan bebeğini çöpe atan orospu)
Her ne şart yada koşulda olursa olsun hayvanların dahi tabiatına aykırı düşen bu durumu insanlık bir eylem olarak karşılamak iyi niyetliliğin evrim geçirmiş hali olacaktır. Özetle bunu yapan canlı şerefsiz olarak zihinlerde hakettiği yeri alacaktır.
büyük ihtimalle ruh hastası olan insan. sinirlenmeden evel "ne oldu da bu kadar hasta ruhlu oldu?" diye düşünüp üzüldüm.