hastayken;
atesinizi kendiniz olceceksiniz,
gecenin bir yarısı uyanıp ballı limonlu karısımlar hazırlayacaksınız kendinize,
endiselerinizi, korkularınızı kendiniz cozeceksiniz.
guclu olacaksınız,
tas gibi.
hasta olmayın,
en buyuk tavsiye bu.
yazdıktan sonra dusunce balonunda beliren ampul : en mantıklısı bu durumu kabullenmemek, aslında oyle olmadıgını bilmek. ayrıca hangimiz yalnız degiliz ki? degil mi ama... yine mi... hayda, hoba, hobide de gubidi. yasasın...lay lay lom.
çığlık atmayı, yakarmayı ve bunun gibi şeyleri bir kenara bırakın. sizi duyacak kimse olmayacak. kendinize sağlam sorular sorun ve bilin ki, ilerlemenin yolu sağlam sorulardan geçer. neden yalnızsınız? diğerlerine ne kadar çok benziyorsunuz? yalnızlıkta ne bulabilirsiniz, vb... ve eğer ki "yeni başlayanlar için yalnızlık" başlığı altında içinizi rahatlatacak bir şeyler arıyorsanız, ya yolun gerçekten çok başındasınız, ya da ümitsiz vaka.
yeni başlıyan için çok keyifli gelir. önceleri sonuna kadar değerlendirir, belki sinemaya gider tek başına kendine yemek ısmarlar gününü gün eder kendisi ile. ama sonra cicim ayları biter, yanlızlık zulm olur, şiddetli geçimsizlik başlar kendinle kapışırsın, ama kaçacak yer yoktur yanlızsındır. bunuda aşarsan artık son mertebeye gelmişsindir. artık istesende insanlarla sağlıklı iletişim kuramazsın, kimseyi kendine yaklaştırmazsın, belki sevgilin bile olur ama asla aranıza almazsın onu. artık istesende istemesende yanlızsındır.
hayırlı uğurlu olsun.....
öğrenilecek en önemli şeylerden birisi şudur; ilk başlarda, hatta çok çok uzun bir süre zaman boyunca, kendini bu yalnızlığın içerisinde sanata adarsın. edebiyat hayatın anlamı gibi gelir, hele ki şiir yazmak sana bütün cevapları veriyordur, resim yapmak, kolaj vb diğerleri... ancak bir süre sonra bütün bu sanat denen şeyin aslında sadece vakit geçirmek amaçlı olduğunu, göründüğü kadar da yüksek bir yaşamın getirisi olmadığını farkedersin ki; işte asıl o zaman kendinle bambaşka bir bilinç ile yapayalnız kalırsın. **
yalnızlık başlı başına şişmanlama sebebidir. hele hele yeniş başlanmışsa bol bol yenir. insan hıncını bira, fındık, fıstık, vodka'dan çıkartır. gece ile gün arasındaki sınır da belli olmadığından, bol bol yatılır. bazı zamanlarda ise hiç yatılmaz.
hayattan soyutlamaya başlar bazen insan kendini. kenarına, kovuğuna, battaniyesine çekilip kocaman açılmış yeşil gözleriyle etrafı korkuyla seyreden kara bir kedi gibi. insanlar delirmiş de siz akıllısınız gibi. her gün "tuhaf bir gün" gibi. her hareket saçma.
şöyle saçma sapan şiirler yazarsınız;
"Duruyorum.
Sabit.
Değişmeden.
Seyirci kalarak.
Duruyorum.
Herkes koştururken.
Ben, sabit.
Bekliyorum.
Neyi beklediğimi bilmeden
Kim? Nerde? Ne zaman?
Duruyorum.
Duygularımı donuklaştırmış.
Gözyaşlarımı kavanozlara koyarak.
Bir gün litrelerce boşaltmak üzere."
günlerin gelmesini beklersiniz. güzel günleri ileride ararsınız.
dediği gibi.
Yalnızlık duygusunu her ınsan bazı zamanlar hıssedebılır yalnızlık bazen ınsanı kendıne getırır bazense bıtırır.En kotusude kalabalıklar ıcınde yalnız hıssetmek olsa gerek kımsenın senı anlamaması zorlu olan yalnızlık budur yoksa bı ortamda etrafında kımse olmayabılır fakat onun sonu mutlaka gelıcektır.
eğer yalnızlığı bir sevgilinizin olmamasına bağlamıyorsanız, yalnız değilsiniz.. * sevgili dediğin nedir ki? ne büyük aşklar başlar. aşkımla canımla başlar, allah ın belasıyla biter. aksi varsa söyleyin biz de ona göre bi sevgili yapalım kendimize. *
yalnızlığın geleceğini anladığınız an, $arkı, klip falan indirin. bunları yorumlamak, büyük bir ar$iv sahibi olmak ve en önemlisi ezberleyene kadar dinlemek için bolca zamanınız olacak..
birşeylerin ters gittiğinin farkına varmaycaksınız merak etmeyin. yavaş ve derinden, sessiz sedasız hayattan kopacaksınız. sonra uzun süre saçmasapan işlerle uğraşacaksınız*, değişeceksiniz biraz, garip şeylere yorarak hepsini, değişeceksiniz başlangıçta farkına varmadan. ansızın birgün yalnızlık korkusu* saracak, insanın doğasından gelen, özünüzde biryerlerde sızlayacak aniden. anlatılmaz yaşanır cinsinden bir his olacak bu, zaten yaşayanın da bi bok anlamadığı. grip gibidir aslında yalnızlık, ilaç içsenizde içmesenizde bir süre sonra geçer.**sadece destek alıp almamak mesele. bu dönemde doktora giderseniz, depresyon tanısı alacaksınız, zaten yazılmış bir seneryodur bu yıllardır psikiyatrikliniklerinde oynanan yalnızlara. gitmezsenizde sorun yok, kendiniz kuracaksınız kendi tiyatronuzu bir süre. ama bir süre sonra tek korkunuz yalnızlık olduğunda ve bu soruna yöneldiğinizde, çözüm için adımlar atmaya atmaya başlayacaksınız, bir adım daha, bir adım daha.. ve kalabalığa karışacaksınız.. **
kendinizi şiir yazarken bulduğunuzda "ben bu şiirleri kime yazıyorum" diye düşünüp zaman kaybetmeyin , yazmaya devam edin, ilham perisi kaçmadan. kaçarsa da üzülmeyin yalnız olduğunuz zaman yaratıcılığınız artar ayrıca ilham perisiyle çok yakın komuşu olursunuz.
kendinize yetmeye çalışın kendinizi oyalayın ve eğlendirin.
örneğin mutfakta yemek yaparken, yemek programı sunuyormuş triplerine girin ve kendi kendinizle röportaj yapın.