bugün

Ruh Hastalıklarını inceleyen bilim dalı.
dünya üzerinde tavla bilmeyen insan bırakmamak üzere ögrencilere nöbet yazan ve bu nöbette hiç bi amac gütmeden boş boş oturulan bölüm
insanın davranış dinamiklerini biyopsikososyal olarak açıklamak üzerine çalışan ve normal ile normal dışı (hastalık) davranış örüntülerini sınıflandırarak tedavi etmeye çabalayan tıp bilimi. (bkz: vikipedi)
(bkz: bunun psikiyatride adı manyaklıktır)
hayalimdeki uzmanlık dalı, psikolojiden farklı olarak insan davranışlarını oluşturduğu düşünülen psikolojik ve fizyolojik sistemlerin her ikisini de düşünürek tedaviyi ve tanıyı amaçlar. ilaç yazan psikologtan çok, konuyu daha etraflıca düşünen psikologtur. sosyoloji ve diğer sözel bilimlerden beslenmesi şarttır.
Psikiyatri, insanlara "benim akıl sağlığım yerinde" dedirtmemek için tüm kapıları kapatmayı amaçlayan modern bir dindir.
kocaman bir karpuzu iğne deliğinden geçirmek gibi, milyonlarca zihinsel aktiviteyi üç-beş klinik bulguda teşhis etme çabası ve hep aynı tedavi. teoride geniş bir ruh aleminin yapısı, işleyişi ve takibi ile sorumlu olmasına rağmen genelde farmakoterapi tedavisi dışında elinden pek de bir şey gelmeyen bir alan.
sınavından önceki gece insanı uyutmayan bilim dalı.
gittiğinizde "neyin var anlat bakalım" der ve hemen akabinde iki tane depresan yazar eve gönderir. yattıkları yerden para kazanan bir orospular vardır bir de bunlar..
psikayatride önemli olan tek şey, " işlevselliğin bozulmasıdır" . yoksa her insan biraz şizofren,biraz depresif,biraz sınır kişiliktir. azcık tanım okuyup kendine tanı koyma saçmalığının aşılması gerekliliği herkese anlatılmalıdır.
genelde hastalıklar seratonin ve dopamin ile alakalı olduklarından hemen her hastalıkta benzer ilaçların etkili olduğunu görürsünüz. bazı ilaçlar ise özgül olarak bazı hastalıklarda etkilidir. Mesela bir Lityum bipolar için vazgeçilmez ilaçtır yine depakin de öyle. Ancak bunların depresif duygu durum üzerine etkisi yok diyemeyiz, buna da etkisi vardır ama azdır. Yani diyeceğim şu ki, psikiyatride hep aynı ilaçlar verilir, ama gerçekten işe yarar. tedaviler sonuç verir çoğunlukla.
kapitalizmle alakası olmayan bilim.

şizofren bir insan ile kapitalizm arasında bağ kuran adamı da tedavi etmek gerekir diye düşünüyorum.

ha şizofren deyince aklınıza john nash gelmesin, aklı uçmuş adamlardan bahsediyorum burada.
3 tip ilacı vardır.

1-anti psikotikler
2-anti depresanlar
3-duygu durum düzenleyiciler

tüm tedavi bu ilaçlar üstüne kuruludur.
en sık hastalıkları depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, okb, kişilik bozukluklarıdır.
tus'ta 62 puandan başlar 68 puana kadar çıkar.

en iyi eğitimi bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde alabileceğiniz yer.
son yıllarda freudyan psikanaliz yerine bilişsel davranışçı görüşün methotlarına, terapilerinde ağırlık veren bilimdir.

en çok bilineni: ekspojur tedavi (okb'de kullanılıyor)
doktorlarına sesleniyorum buradan lütfen adam gibi dinleyin hastalarınızı. yahu önüne gelene dayıyorlar antidepresanı. artık millet ot yerine dayıyor 150, 300 mg lık antileri. yazdıkları reçeteler sayesinde tekrar tekrar da alıyor insanlar. bağımlı oluyorlar birde.
bir daha gitmemeye karar verdiğimdir. orada anlatılanlar orada kalmıyor bir de hastalar denek olarak kullanılıyor. bir de utanmadan -deneyikliler- diyorlar. artistik bilimciler hep bu ülkeden çıkıyor galiba. ite kaka psikiyatri olmuşsun kendini ne zannediyorsun dediğimdir.
psikologlardan farklı olarak ilaç yazma yetkileri olan tıp fakültesi mezunu insanlardır. eşimdir o. *
son zamanlarda tusta popüler olmuş, değişik kafada hekimlerin seçtiği bilim dalı.
tıp ile psikolojinin harmanlanması.

daha geniş anlatım: http://tr.wikipedia.org/wiki/Psikiyatri

psikiyatri ile ilgili güzel bir dizin: http://www.psikiyatridizini.org/

bu da ilaçlarla ilgili: http://www.a4psikiyatri.com/antidepresan-ilaclar

derneği de var bunun: http://tr.wikipedia.org/w...e_Psikiyatri_Derne%C4%9Fi
psikiyatri önemli bir bilimdir, insanın sosyal davranısını inceler vs. her şeyi anlarım da ebesinin amı kadar detaylı psikiyatriyi tıp fakültesi 1.sınıf öğrencisine neden gösterirler, ne yapmaya calısırlar onu anlayamam. ulan burdan cıkıp millete terapi mi yapacağız.

+i m thousand miles away yavrum benim psikolojim bozulmus
-ayşe teyzeciğim sizde n-Asetil sistein eksik acilen size bunun semptomatik tedavisi uygularsak düzelirsiniz.
+fatal error.
hem tedavi edici, hem de rehberlik edici bir uzmanlık alanıdır. sizin için doğru kişiyi bulduğunuzda ki bunu ilk seansta anlarsınız, oldukça faydalı olabilir. korkmayın, gidin. ruhunuza değer verin.
telefonun yasak olduğu tıbbi birim. 3 gün boyunca yatmış bulundum. Cezaevi gibidir.
birsürü uydurma hastalıklarla doludur.

Psikiyatri, 1970lerin sonuna kadar bu mesleğin babası sayılan Sigmund Freudun anlayışına göre icra edilirdi. Freuda göre ruh ve sinir hastalıkları, daha çok, çocuklukta meydana gelen olayların şuur altında yarattığı çatışmaların sonucu idi.
Bu ilaçsız, konuşma ve dinleme yoğun haliyle psikiyatri diğer doktorlar ve halk tarafından pek ciddiye alınmıyordu. Psikiyatristler ve koltukları sayısız karikatür konusu oldu.
1950 lerden başlayarak ABD de ilk sinir ilaçlarının piyasaya sürülmesi ile psikiyatride yeni bir dönem açıldı. Psikiyatrinin dikkati ilaçlara ve beyne yöneldi. Hastaların hayat öyküleri arka plana atıldı. Tedavi, hastaların beyin fonksiyonunu etkileyen haplarda aranmaya başlandı.
Bu arayış şu teoriye dayanıyor: Ruh ve sinir hastalıkları beyindeki kimyevi dengenin bozulmasından kaynaklanıyor.
Ne var ki, sayısız araştırmaya rağmen bu kanıtlanamadı. Ama sanki de hastalık kesinlikle beyindeki kimyevi bir bozulmanın sonucu imiş gibi, doktorlar hastalarını ilaçla tedavi etmeye başladılar. Ağır yan etkileri olan bu ilaçların etkili olup olmadığı tartışmalı olmasına rağmen
365 ruh hastalığı var
Halk arasında da, ilaç tedavisinin güvenli ve ruh ve sinir hastalıklarını tedavi etmede en etkin yol olduğuna dair güçlü bir inanç var. Bu inancı yayan ilaçla tedaviden parasal çıkarı olan ilaç şirketleri ve konunun profesyonelleridir. Bunlar ne kadar çok ilaç satılırsa o kadar çok kâr ederler, bir. Ne kadar çok insan ruh hastası tanımına sokulursa o kadar çok para kazanırlar, iki.
Gerçekte, akıl ve ruh hastalıkları diye sınıflandırılan rahatsızlıkların büyük bir bölümü uydurmadır, yani hastalık değildir.
Şu anda, adı verilmiş 365 ruh hastalığı; var. Ne var ki, bu hastalıkların büyük bir bölümünü belirleyen bilimsel gerçekler değildir. Komitelerdir.
Bu acayip işin öyküsü şöyle.
Amerikan Psikiyatri Derneği (APA) 1952den beri ruhsal bozuklukların teşhis ve tedavisi için bir el kitabı yayımlıyor. Akıl Bozukluklarının Tanısal ve istatistiki El Kitabı isimli bu yapıt Türkiye dâhil bütün ülkelerde psikolojinin kutsal kitabı addedilir.
Akıl ve ruh hastalıkları, APA tarafından tayin edilen komiteler tarafından belirlenir. Komiteler,hastalıkları belirlerken herhangi bir bilimsel araştırmaya atıfta bulunmak zorunda değildir.
Gerçekte var olduklarına dair kanıt eksikliğine rağmen hastalıklar mantar gibi çoğalıyor.
El Kitabının 1968 baskısında 182 ruh hastalığı vardı. Bu sayı 1980de 265e, 2000de 365e çıktı. Yeni baskıda herhalde yuvarlak olarak dört yüze ulaşılır.
Hiperseks sendromu,Sinirli bacak sendromu,Tıkanırcasına yeme bozukluğu,Utangaçlık,muhtemelen hastalık olarak sınıflandırılacak.
Normal olmak gittikçe daha zor hale gelecek diyor Harvard Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Marcia Angell.
Bu bilgilerin ışığı altında, psikiyatriyi genelde, olmayan hastalıkları iyi geldiği tartışmalı ilaçlarla tedavi etme mesleğidir, diye tanımlayabiliriz.