bugün cumhurbaşkanı'nın herhangi bir milletvekilini görevden alma yetkisi yoktur.
yeni anayasa ile milletvekilini önce bakan yapıp sonra görevden alarak devre dışı bırakabiliyor.
üstüne bu cumhurbaşkanı yardımcısı meselesine neden bir sınırlama ve alt üst ilişkisi getirilmedi?
üstüne bütçeyi yapacaksın da ne olacak? oy isterken bir türlü, oy alınca bir türlü mü yapacaksın bu bütçeyi? sen yapmadın, başkası yapmaz mı? ne malum?
ben hayır diyeceğim. bu eleştirilerimi 2018'in nisan'ı için hazırlayacakları yeni anayasa taslağında hale yola koyarlar, o zaman belki evet diyebilirim.
hayır çıkarsa;
öneri 1 : chp dahil bütün partileri bir araya toplayın, bir hafta boyunca halka açık yeni anayasa taslağı için görüşme yapın. kavgasız gürültüsüz olsun.
öneri 2 : bir internet sitesi hazırlayın. insanlar eski maddeler yerine yeni maddeler yazıp göndersinler. bunları değerlendirin. ek öneri kısmı olsun, insanlar gönüllerince yazabilsinler. bunların arasından seçmeler yapın.
öneri 3 : yeni anayasa oynamasında her madde için ayrı ayrı evet ve hayır kağıtları oluşturulsun. hangi madde %50+1'i geçerse kabul görsün, hangi madde %50-1'de kalırsa red yesin.
10. madde son fıkra, 16. maddede belirtilen 123 değişikliği beni düşündürüyor.
ayrıca yürütme konusunda tek başına kararname çıkarabilecek olması, cumhurbaşkanı yardımcısı üst sayısının belli olmaması ve bütün cumhurbaşkanı yardımcılarının aynı anda aynı yetkiye sahip olacak olmaları, mahalli idarelerin bütçesini bakanlar kurulu yerine cumhurbaşkanının yapacak olması, devlet denetleme kurulunun kanunla değil de cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenlenecek olması, vergi-resim-harç ve benzeri mali yükümlülükleri bakanlar kurulu yerine cumhurbaşkanının tayin edecek olması, ve bakanlar kurulunun doğrudan cumhurbaşkanına bağlı herhangi bir öneriye veya denetlemeye uğramadan cumhurbaşkanı tarafından vekiller arasından atanabiliyor olması sizi rahatsız etmiyorsa hayırlı işler.
milletvekili birisi cumhurbaşkanı tarafından doğrudan bakanlığa atanarak, sonrasında da bakanlık görevine son verilerek vekillik görevinden uzaklaştırılabilecek. maaşına zam işine son mantığı.
Insanlar ısrarla bir konuyu kaçırıyor. Bir çok insan siyasal sistemi şekli bir zorunluluk olarak görüyor. Böyle düşününce anayasa kağıt parçasına dönüşüyor. Yani hukuk üstünden örnek vermek çok tutarlı değil .
Reisçi seçmen şunu bir anlasa aslında her şey çok güzel olacak .
Kenan Evren gibi biri çıkıp cumhurbaşkanı olursa ahmet Necdet Sezeri mumla ararlar.
ülkemiz, yeni anayasayla birlikte cumhurbaşkanının iki dudağının arasında olacaktır.
yeni anayasa madde 10: "...teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması cumhurbaşkanı kararnamesiyle düzenlenir."
yeni anayasa madde 16: "...123 üncü maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak" ibaresi "kanunla veya cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle";..." şeklinde değiştirilmiş.
madde 123 neymiş bir bakalım..
MADDE 123. – idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.
idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.
Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.(değiştirilen madde. yeni halini bir kez daha vereyim, "...123 üncü maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak" ibaresi "kanunla veya cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle";...")
Hic kibar ve saygili olamiycam. Teklif edilen maddeleri okuyup anladiktan sonra evet diyorsaniz ya ailenizde yesil sermaye zenginligi var ve cikarcisiniz ya da tam bir embesil.
Onun bunun makalesine gerek yok. Açın tasarıyı açın 2907 nolu kanunu koyun önünüze kelime kelime inceleyin. Sonra imza atılan uluslararası kanunları inceleyin. Bu değişikliğe değil sosyal demokrat en aşırı sosyalistler bile hayır diyemez. Gönül rahatlığı için bir tek Saadet partisi Hayır der o kadar.
cumhurbaşkanımıza güven ve sevgileri sonsuz olduğu için bu yetkileri en iyi şekilde kullanacağına inanıyordur. kendisi bu kadar istediği için ondan sonra gelecekleri de düşünmüştür herhalde diyordur.
yukarıdaki düşünceye sahip olmaktır. şahsen babam olsa vermem... insanlar nasıl bu kadar güveniyor anlamıyorum.
--spoiler--
hayır diyenlerin 1982 anayasasını canhıraş biçimde savunmalarını izah etmesi gerek.
--spoiler--
hayır diyenler 82 anayasasını savunmuyor; 82 anayasasından bile geriye gitmemize engel olmaya çalışıyor. anayasa hukuku eğitimi almış bir sözlük yazarı olarak şunu rahatça söyleyebilirim; 82 anayasasının sorunu parlamenter sistemi öngörmesi değil; temel hak ve özgürlükleri baskılayıcı maddeler içermesidir. parlamenterizm o anayasadaki belki de tek olumlu özelliktir.
anayasa hukuku konusunda eğitim almayan hiçkimse bu taslaktaki tuzakları göremez. bu durumda iki yola başvurur; ya bu işten anlayanlara kulak vermek ya da "reisin takasına" binmek. umarım ikinci yola başvuranlar azınlıkta kalır.