yeni anayasa taslağı

    7.
  1. eğitim ve öğretim hakkını tanımlayan 45. maddenin 6. fıkrası için iki farklı alternatif getirilmiştir. Bunlar şu şekildedir:

    Alternatif 1
    (6) Kılık ve kıyafetinden dolayı hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamaz.
    Alternatif 2
    (6) Yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir.

    Şimdi asıl olarak ilginç kısım şudur ki, yüksek öğretim öğrencilerinin ne giyeceğini anayasaya taşıyan komisyon, yüksek öğretim öğrencilerinin siyasi partiye üye olma ve ifade özgürlüğü kapsamını ise anayasada değil kanunda düzenlemeyi seçmiştir.
    4 ...
  2. 4.
  3. hazırlayan komisyon şu şekildedir:

    1. Prof. Dr. Ergun ÖZBUDUN (Komisyon Başkanı)
    2. Prof. Dr. Zühtü ARSLAN
    3. Prof. Dr. Yavuz ATAR
    4. Prof. Dr. Fazıl Hüsnü ERDEM
    5. Prof. Dr. Levent KÖKER
    6. Doç. Dr. Serap YAZICI

    Bu kişilerin ortak özellikleri ise akademik düşünceleri dahil her şeylerini radikal, yeni şafak ve zaman gazetesi dışında bir yerde kamuoyu ile paylaşmamalarıdır.
    4 ...
  4. 19.
  5. hukuktan anlayan, anlamayan herkesin fikir sahibi olduğu anayasaymış demek ki. siyaset ve futboldan sonra milli ilgi alanımıza hukuk da girdi. hayırlısı.
    2 ...
  6. 5.
  7. okuduğumuz da anlamış oluyoruzki eskisinden hiçbir farkı olmayan anayasadır. Gözlatı rejimi, hakların sınırlandırılması rejimi kesinlikle değişmemiş. Değişen tek şey egemenliğin ulusalüstü kurumlarla paylaşımı ve bağımsız kurumlar (yök,mgk, rtük vs.) ile yürütme arasındaki ilişkilerin düzenlenmesidir. Eski anayasada yer alan haklar ne genişletilmiş ne de sınırlandırma ölçütleri sınırlandırılmıştır. Kısacası yürütmenin deli gibi herşeye müdahale edebilidiği (milli güvenlik halinde zorla fikri ve bedeni olarak çalıştırılmak dahil) bir sistemdir.
    2 ...
  8. 32.
  9. referandumda evet oyu verenin, yedi ceddine vicdanen hesap vereceği, anayasa taslağıdır. gelecek nesillere karanlık ve parçık pırçık olmuş bir türkiyeden başka bir şey vaadetmeyen anayasa taslağıdır. anlayanadır tabi.
    2 ...
  10. 17.
  11. demokrasiyi dillerine doladıkları halde içine sindirememişlere bol gelecek gömlektir.

    ahmet kaya'nın "kürdüz ölene kadar" diye şarkı yapmaya hakkı vardır, ve o sivri dilli halk adamıdır, halk ozanıdır.

    Ama bir Türk bunu yapsa en ala "faşist"'tir, "kafatasçı"dır.

    yılmaz güney'in ,film çekimi için gittiği yumurtalıkta savcıyı, karısına laf ettiği için boğuşma esnasında ateş alan silahı ile yanlışlıkla!!! iki gözünün ortasından vurduğunda, onu "bende olsam ben de vururdum" diye savunmaktır demokrasi. Çünkü o bir halk adamıdır, emekçidir.

    Aynısını bir ülkücü yaptığında sormayın gitsin. işte budur bizim demokrasi.

    Abdullah çatlı'nın emriyle bahçelievlerde katledilen gençler haketmişlerdir öyle canice katledilmeyi. Çünkü onlar anarşisttir. Komunisttir.

    Ve "sen"sindir ben milliyetçiyim diyerek sağlayacak adaleti. Budur işte bizim demokrasi.

    Sadece bizim demokraside vardır, demokrasi diyerek ağlayarak parti ve kişileri şakşaklayıp, kanına dokunduğunda asker gelsinde düzeltsin diye ağlamak.

    Demokrasi ve özgürlük büyük gelir bizim millete, kendisine dokunmadıkça yılan ezmez başını.

    sokakta binlerce kapkaç, cinayet, ahlaksızlık almış başını gitmişken, ilk işidir hükümetin düzeltmek anayasayı, daha özgür kılmak için başbakan ve insanını...

    sivildir artık anayasa ama Türk Ceza Kanunu duruyordur öylece yanında. Bu işte demokrasi dedikleri...

    hapisten yeni çıkarsın ve vurursun sana yan baktı diye adamı... Mahkeme sonuçlanıncaya kadar serbestsindir gezersin sokaklarda.

    Veya acımadan kesersin adamın kafasını, gömersin ormanlık alana, mahkemede bir "pişmanım" lafına cezan hafifler...

    Senin yakınının başına gelmedikçe "demokrasi, demokrasi" diyerek aval aval dolanıyorsundur sen ortada.

    bir yakının başına gelince de "asın bu adamı, bu nasıl adalet" dersin...
    hıçkıraraktan...

    işte budur bizim demokrasi...

    Önce ben...
    2 ...
  12. 15.
  13. tepki görmesi normaldir bu ülkenin insanları sivil anaysalara alışık değildir. askerlerin hazırladığı anayasalarla doğup büyümüşlerdir.

    fazla özgürlüğü kaldıramaz bizim insanlarımız.
    "evde hazırlayıp vereceksin anayasayı ellerine o zaman gıkları çıkmaz işte" bile dedirtebilecek insanlardır bizim insanlarımız.
    sen, ben, o. uzatmayalım biz işte.
    2 ...
  14. 31.
  15. yök duruyor, mgk duruyor skmişim böyle sivil anayasayı. hala taslak halinde olması dışında umut veren hiçbir şey yok. ama anayasa böyle hazırlanmaz diyen bir güruh var meydanlarda, nasıl hazırlanacağını bir onlar biliyor, bize de söylemiyorlar. bir söyleyin mna koyim neymiş şu mutabakat dediğiniz şey. bir tane aklı başında adam da çıkıp türbandan, imam hatip'ten sıyrılıp "böyle anayasa olmaz, bizim teklifimiz şudur" demiyor. bir çıkın öneri verin yahu. oturmuşlar köşelerine:

    - böyle olmaz
    - peki böyle?
    - öyle de olmaz. mutabakat isterim, ben demeden mutabakat da olmaz.

    deyip duruyorlar. nedir kuzum derdiniz, yoksa bir öneriniz susun biraz susanlar konuşsun.
    1 ...
  16. 6.
  17. madde 33/9'da bahsedilen "Uluslararası Ceza Divanı'na taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez" ifadesi hukuk diline uygun değildir, zira hiçbir milletlerarası kişilik bir mahkemeye/divana taraf olamaz, ancak onu kuran sözleşmeye taraf olabilir. Bu madde "Uluslararası Ceza Divanı Roma Statüsü'ne taraf olmanın ... " şeklinde değiştirilmelidir.
    1 ...
  18. 2.
  19. vatandaşlık tanımı bölümünde öngörülen şekliyle ulus devlet anlayışını yerle bir eden ve sevr anlaşması ile anadolu'da var edilmeye çalışan çeşit çeşit etnik yaratımın önünü açan bir anayasa olması korkutucudur. ama en azından alternatiflerden ikincisi şimdikine daha yakın ve güzeldir. ülkeye olan bağı sadece vatandaşlığa indirmek yanlıştır. türklük duygusu sadece vatandaşlıkla ölçülemez.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük