Ne zaman denizler çöl,
Çöller deniz olursa
Kayalarda nilüfer,
Çöllerde çam biterse
Güneş doğmayı unutur
Ay çimenlerin üstüne düşerse
O zaman seni unutur
Bir başkasını severim
Yavuz bingöl tarafından seslendirilen mükemmel eser.
Sevgiliye olan muhteşem bir aşkın sıradan bir aşk olmadığının sadece dizelere dökülmüş halidir.Sevdasını dağa taşa suya ağaça çiçeğe söyleyen bir eserdir.
Bulutlar dayansın diye adını dağlara verdim
toprağa anlatsın diye sesimi sulara verdim
her mevsim uyansın diye sevdamı bahara verdim
dört yana savrulsun diye kokunu rüzgara verdim.
sadece çok çok zorunlu hallerde kullanılması gereken fakat herkesin peynir ekmek gibi kafasına göre lafzettiği söz verme eylemi.
yemin oyuncak değildir.
bulutlar dayansın diye adını dağlara verdim
toprağa anlatsın diye sesimi sulara verdim
her mevsim uyansın diye sevdamı bahara verdim
dört yana savrulsun diye kokunu rüzgara verdim.
öğrencilerin bir konuya giriş cümlesi: "yemin ederim ki..." ya da "vallah ben yapmadım."
aynı zamanda öğretmenlerin duymaktan nefret ettikleri söz dizisi.
içerisinde bugüne kadar yaşananların insan havsalasını ciddi anlamda zorladığı dizi. düne kadar yaşananları bi gözden geçirelim hep beraber.
şimdi...
bir tuba ünsal var. ne iş yaptığını bilmiyorum. paso çiçek ekiyor. bu bi adamı sevmiş, adamdan hamile kalmış. sonra adamın aslında evli olduğunu öğrenmiş ve de adamı terketmiş.
sonra...
bu tuba ünsal onu küçüklükten beri seven bi avukatla evlenmiş. avukat da bunun asıl sevdiği adamdan hamile olduğunu bile bile "gönül sevince katlanır." dercesine evlenmiş. ama sonra tuba'ya kötü davranmaya, düvmeye, zorla sahip olmaya falan kalkışmış. tuba bunu da terketmiş.
sonra...
bu tuba'nın asıl sevdiği adamın karısı var bir de. bu da başkasıyla aşk falan yaşıyor. sonra kocasıyla boşanıyorlar. bu aşk yaşadığı adam da para avcısının teki. ayrıca tuba'nın asıl sevdiği adamın yanında çalışan başka bi şıllıkla da sevgililer. hatta bu şıllık aynı zamanda tuba'nın asıl sevdiği adamın(lan yeminle adamın adı aklıma gelmiyor) babasıyla da bi dönem düşüp kalkmış.
sonra...
bu tuba'nın asıl sevdiği adamın bi oğlu var. sonra bu oğulun aslında bunların öz oğlu olmadığı, evlatlık olduğu ortaya çıkıyor. çocuk bunları duyuyor ve de öz sandığı üvey babasını tabancayla vuruyor.
sonra...
bu tuba'nın eski kocası avukat, tuba'nın asıl sevdiği adamın karısının boşanma avukatı oluyor. alavere dalavereyle bunları boşuyor falan. bu arada fiks olarak tuba'da ölümcül bi hastalık peyda oluyor. telaşlanmayın bu sefer lösemi yani kan kanseri değil, beyninde sikindirik bi tümör var sadece.
sonra...
hani bu tuba'nın asıl sevdiği adam vardı ya. hah! bi de bunun eski karısı vardı. işte onun da bi sevgilisi vardı. işte bu ipnetor da zamanında tuba'nın en yakın arkadaşını evlilik vaadiyle kandırmış, hamile bırakmış ve de kızın intihar etmesine neden olmuş. işte bu kız, tuba, bi de bu ipnetor hep sınıf arkadaşıymışlar eskiden. ha bi de bu intihar eden kızın abisi de tuba'nın tümör doktoru olmuştu.
tekrar şimdi...
bunları ben dün kardeşimden öğrendim. daha unuttuğum olay da vardır kesin. ne kadardır bu dizi yayınlanıyor, kim izliyor bilmiyorum ama bu kadar entrikanın yalan rüzgarı'nda vuku bulması bile 8 sene falan sürmüştü, onu biliyorum.
son olarak bu dizinin yapımında emeği geçen herkese "oha" diyorum ve entryimi bitiriyorum.