su an baskentinde oldugum 3aydir icinde bulundugum;8 ay daha burda kalacagim ilginc ulke.neresinden baslasam havaalani turkiyenin en kotu havaalanindan bile kotu olan; insanlarinin tamami arapca konusan; baskenti sanaa sirasiyla buyuk sehirleri aden,taiz,marib, mukalla,moka,ibb damar,hudeyde olan ulke.kimse tam olarak nufusunu bilemez sehirlerinin sayisini bilemedigi gibi. isteyen gelsin sorsun.Ali Abdullah Salih devlet baskanidir bu ulkenin 20 seneyi geckin bir suredir. diktator gibidir. iyi is yapacaksaniz etrafindan otlanmaniz gerekir bu adamin, olunceye kadar demokratik yemende!!! baskan kalacaktir. koltugunda koku bulunmustur.bu yarimadanin en fakir ulkesidir yakinda Londrada para dilenecektir..genis petrol kaynaklari vardir.ADEn ve marib ten cikar bu lanet sey. efendim gecelm insanlarina. cok iyi insanlari vardir ama fakirdir geneli. en alt tabakasi ahdam denilen zenci yemenlilerin olusturdugu bi tabakadir.hindistanin dokunulmazlar tabakasi gibi. devlet bunlara ev vermistir ama bunlar biz bunlari istemioz tavirindadirlar.dilenirler ki bu isi copculuk yapmaktan ustun gorurler.diger tabakalarin da hepsi gat cigner ki bu gat lanetimsi bir seydir . bir yemenli bu gat icin senede 2000000(iki milyon) yemen riyali harcar ki bu da 10 000 dolar eder. gozunu sevdigim yemenlisi bunu cocuguna harcasa cocugu burda kral olur ama hala yemeklerini elle yer. bunlar boledir sabahlari kuru fasulye oglen tavuk pilav aksam yine kuru fasulye yerler.
son yüz yılın en büyük kıtlığı yaşanıyor bu ülkede.
milyonlarca çocuk açlıktan ölme tehlikesi altında.
yüzlercesi de halihazırda her gün hayatını kaybediyor.
çocuklara silahı doğrultan ışid ya da esad olunca dünya ayağa kalkıyor da abd ya da onun köpekleri doğrultunca sözde hümanistler dilsiz şeytan kesiliveriyorlar.
bir dramın dram olabilmesi, bir ölümün ses getirebilmesi için the times'a kapak olması gerekiyor koduğumun dünyasında.
yoksa hepsi söylentiden ibaret, soyut kavramlar sayılıyor.
hükümet ile Husiler arasında 13 Aralık 2018'de imzalanan Stockholm Anlaşması'ndan bu yana, Batı Sahili cephesinde yaşanan çatışmalarda 1600 Husi militanı öldürüldü.
Yemen'de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin son 5 yılda düzenlediği hava saldırılarında Husiler tarafından kaçırılan 210 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.Açıklamada, Husilere ait hapishanelerdeki 71 kişinin de işkence sonucu hayatını kaybettiği belirtildi.
100.000 den fazla anadolu gencinin Yemenin osmanlı topraklarında kalabilmesi için zmanında gözlerinin bile kıpramadan şehit düştügü ancak bugun türk eserlerinin hiç birinin kalmadıgı ülkedir.
Bu günlerde Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonu ile ülkede fiilen yönetimi elinde bulunduran Ensarullah Hareketi ve 2011 yılında devrilen Ali Abdullah Salih'e bağlı silahlı kuvvetler arasında şiddetli bir savaşın yaşandığı, fakir, gariban, halkının yüzde 90'ı keş ülke.
yine elim değmişken şu ülkedeki savaşın arka planını bir paylaşayım sizinle.
Yemen, batı hint okyanusunun en stratejik bölgesinde yer alması, dünyanın en hareketli deniz yollarından kızıl denizin girişindeki babül mendeb boğaz ve limanına hakim olması, zengin petrol ve doğalgaz gibi yeraltı kaynaklarına sahip olması ve daha sayabileceğimiz, birçok nedenden dolayı tarih boyunca büyük devletlerin hep hakim olmaya çalıştığı ama barışçıl olmadığı sürece tam anlamıyla ele geçiremediği bir coğrafya.
neyse başınızı ağrıtmayayım, bu ülkenin yönetimini 33 yıldır ali abdullah salih isimli şahıs elinde bulunduruyordu.
Bu herif yemenin kabileci toplum yapısını çok iyi çözmüş onları etkilemesini bilen ve hepsini idare etmesini becerebilen nadir bir adam.
Bu arada yemenin yarısından çoğunun sünni diğer kısmının zeydi (şii mezheplerden) olduğunu, Salihin kuzey ve güney yemeni birleştiren fiili lider olduğunu ve aslında kuzey yemenli olduğu için de suudi arabistandan çok mısıra yakın olduğunu, ancak özellikle kıral abdullah döneminde Suudi arabistanla ilişkilerinde bir iyileşme olduğunu belirtmekte fayda var.
Evet günümüze gelecek olursak, başta suud olmak üzere körfez ülkeleri, yemenlileri hep aşağı görmüş, onlara köle muamelesi yapmış ve dolayısıyla onların açlık ve tokluk arasında kalıp kendilerine muhtaç olmasını sağlamaya çalışmıştır. Suudi arabistan özellikle doksanların başından itibaren yani kuzey ve güneyin birleşmesinden sonra bu ülkede yeni bir karta oynamaya başlamıştır; selefilik kartı.
Suud, anti sufi ve anti şii, radikal cemaatleri maddi olarak beslemiş büyütmüş ve ilerde kullanmak üzere hazırlamaya çalıştı.
Buna karşın yemenin stratejik önemini kavrayan ve dünayadaki şiilerin merkez devleti konumundaki iran ise yemenin kuzeyindeki Saada kentini merkez edinen zeydi mezhebine mensup fakir bir cemaatin mensuplarını (liderinin adı Bedreddin el-Husi'dir) besleyip büyütmeye başladı doksanlardan itibaren.
iran bu cemaatin yüzlerce gencine burs vererek çeşitli ülkelerde sudan'da, mısır'da, lübnan'da ve iran'da okumalarını ve yetişmelerini sağladı.
iran'ın bu sessiz sedasız ve masumane ! çalışmalarını farkeden suud, cumhurbaşkanı salihi, husilere saldırsın diye sıkıştırmaya başladı.
Bu sırada Salih ise nüfusu 25 milyon olup, 75 milyon ferdi silaha sahip bu psikopat ülkeyi kabilelerin desteğiyle ve onlara verilen gayrı resmi özerk yaşantılarla idare etmeye çalışıyordu.
Salih'in emrinde 3 ayrı yapıda görev yapan bir ordu vardı; bunlardan biri ülkenin çeşitli bölgelerine dağılmış, kalabalık yapmak için var olan, kabilelere bağlı güçler, Kardeşi Muhsin el-Ahmer komutasındaki kuzey kuvvetleri ve oğlu ahmed komutasındaki cumhuriyet muhafızları/özel kuvvetler.
Hasılı kelamc 2004 yılında Husilerin ya da asıl adıyla Ensarullah hareketinin merkezi konumundaki Saada kentini ziyaret eden Salih burada ABD ve israil karşıtı slogan attığı gerekçesiyle birgünde 600 kişiyi içeriye atınca Husilerin tepesi attı ve yönetimle restleşmeye başladılar.
Salih kuzey ordusunun komutanı ahmer ile beraber suudi arabistanın da desteğiyle saada kentinde husi avı başlattı. Husilerin lideri öldürüldü. Husilerle Salih/ahmer arasında 2011e kadar 6 savaş yaşandı ve bunların bir kısmında Suud doğrudan cephe savaşı yürüttü ancak Husiler yenilmedi.
yıl 2011e geldiğinde ise Kuzey ordusunun komutanı, Salihin kardeşi (üvey) muhsin aynı zamanda Yemen'deki müslüman kardeşler teşkilatının yani ihvanın siyasi kanadı olan Islah partisinin de kurucularındandı. Muhsin salihten sonra yönetim sıranın kendisine geleceğini düşünerek ön plana çıkmaya çalışıyordu.
Ancak sessiz sakin, ilerliyen aynı zamanda birleşik arap emirliklerinde büyükelçilik görevini yürüten oğul ahmedin babasının yerine geçmesi daha muhtemel bir hal almaya başlamıştı.
evet 2011 yani arap baharının en şiddetli günlerinde salih karşıtı gösteriler ihvanın Islah partisinin öncülüğünde artarak onu yönetimi bırakmaya zorluyordu, salih kendisine bağlı bir kısım askeri gücü göstericilere salınca, kardeşi muhsinin güçleri buna engel oldu ve ıslahı yani kurucusu olduğu partinin mensuplarını korudu.
Salih kardeşinin ihanetine! uğramıştı, durum bununla kalmadı salihin evine saldırı düzenlendi, ancak salih yaralı olarak kurtulup suudda tedavi altına alındı.
Sonunda devrim oldu, salih devrildi, onun yerine husilerin de dahil olduğu bütün muhalif gruplar Abdurabbu Mansur Hadinin geçmesi üzerine, yani körfez ülkelerinin önerdiği adamın, üzerine anlaşmaya varıldı.
Her kafadan bir ses çıkarken, ülkenin çalkantılı bu döneminde, en teşkilatlı ve yetişmiş adama sahip muhalif güçlerinden Husiler, fırsat bu fırsat diyip yönetimde söz sahibi olmak istediler.
Husilerin fazla istediğini düşünen devrim mimarı Islah hareketi, husilerin bu isteklerini kabul etmeyince husiler ani bir hareketle Islah'ın kalesi konumundaki Amran kentinde kontrolü ele geçirdi ve gücünün sınırlarını anlatan bir mesaj verdi.
(Bu arada Husilerin savaştıkları yıllarda birçok savaşçısının eritrede iran tarafından kiralanan adalarda eğitildiğini ve çok iyi savaş tecrübesine sahip olduklarını hatırlatmakta fayda var)
Husilerin mesajını anlamayan Islah ve Muhsin el-Ahmer, yer yer Husilerle savaşmaya kalkıştı ama Husilerin güçlü propagandası ve barışçıl(!), silahsız (!), ani örgütlenmeleri yüzünden bir cephe savaşına giremeden başkent sanaya kadarki bölgeyi kaptırdı. Bu kerteden sonra ülkedeki diğer kentler de Husi yanlıları tarafından teker teker ele geçirilince Hadi istifa etti, hükümet istifa etti.
Husiler bir diyalog çağrısı yaparken Hadi, yeni Suud kıralı Selmanın da yönlendirmesi üzerine çaktırmadan güneydeki aden kentine sığındı ve güneyli ayrılıkçılarla birlikte bu enti geçici başkent ilan edip Husileri darbe yapmakla suçladı, istifasının da geçersiz olduğunu ilan etti.
Husiler bırakır mı? bırakmadılar güneye kadar inip adeni de aldılar, tam herşey husilerin eline geçmişken birden Suudi arabistan öncülüğündeki arap koalisyonu, bizim de dışarıdan detseklediğimiz, kararlılık fırtınası adı altında bir askeri harekat başlattı. daha sonra hadi yanlılarını silahlandırdı, adeni geri aldı ve Sudan, BAE, Suud, senegal, Pakistan ve Mısır'dan deniz ve kara birlikleriyle ülkeyi güneyden işgale başladı.
Gerisi bildiğiniz gibi savaş devam ediyor, husiler her tarafta direniyor, aynı zamanda Suudun güneyine de etkili saldırılar düzenliyor.
Suud ve yancıları da güneyde ilrlemeye-gerilemeye devam ediyor.