sevgili günlük; bugunlerde dante gibi aynaya baktıgım da kulak kepçemde siyah bir kıl gördüm sonuç olarak bu durum somut olarak yaşlanma belirtisi zaten çocukların bana amca demesinden şüphelenmiştim.
hem de öyle borçlanmak, ki yüzde eksik olması istenen kırışıklıklara bakamamak. saça su vurup havluyla kuruturken, havlunun iplikleri arasına sıkışmış saç tellerine hasret kalmak. önceleri beyazdı dediğin dişlerin, sarının tonlarından kahveye doğru gittiği günlerde, ''diş fırçası''na küsmek, diş macununu ne zaman aldığını hiç mi hiç hatırlamamak. içten bir şey yapmak için şevk gelmemesi. önceleri mahallede top oynayan çocuklara karışırken, şimdilerde ''ekmeğimi alayım da, kapımdan içeri gireyim'' diyebilmek. ekmek parası telaşının yaşlanmak kelimesine olan doğru orantısını çözmeye çalışmak. daha çok yorulmak, yoruldukça kaçmak, hareketten kaçmak, devinimden kaçmak. aşık olmamak, olamamak; eski defterleri karıştırıp, eskilerin mutluluğunu gördükçe, dürülen o defterlere pişman olmak. yalnızlığa mahkum olmaktır belki de, tek kişilik yatakta.
kaçınılmaz bir sondur ve her insan karşılaşacaktır ancak ihtiyarlamak ve yaşlanmak arasındaki ince çizgiyi de bilmek gerekir. herkes yaşlanır ama herkes ihtiyarlamaz kolay kolay. 70 yaşına gelip de gayet dinç olan erkekler ve kadınlar vardır ama çok düşük bir yüzde ama ne olursa olsun gene de bu türde şahıslar mevcuttur dünya üzerinde.
macera hissinin sona ermesi. kırkımı bitirmek üzere olduğum şu günlerde yavaş yavaş etkisini hissetmekteyim. filmler, müzik, kitaplar, kadınlar artık ilgi çekici gelmiyor eskisi gibi. bir havadis değeri olmaktan çıktı. hayatla oyunlar oynamanın da bir esprisini görememeye başladım. sadeleşme, olabildiğince yalnızlaşma, uzaklaşma, daha da dışarı kalma isteği ana motife dönmekte. bu yaşa geldiğinde kimi sığınakları yaratamamış birisiyseniz benim gibi, bu olup bitenden sıyrılmaya bir gerçeklik verememekten kaynaklanan bir daralma kalıyor elde. bu da fena haliyle. içinde olmak istemediğinizin içinde kalmaya ve içerisinde oyunlar oynamaya da devam ediyorsunuz az biraz katlanılır kılma adına ama istediğiniz bu oyunlara tamamen bir son vermek ve başka bir yaşama gidebilmek. can sıkıcı. filmleri izlemeye, şarkıları dinlemeye, karşınıza çıkan kadınlara ilgi göstermeye, bir kitabın ilk sayfasını açıp sonrasında kendinizi yüzüncü sayfasında bulmaya, arkadaşlarla zaman geçirmeye, yeni giysiler almaya, bir takım yerleri görmeye devam ediyorsunuz. oysa bunlar artık bir şey olmaktan çıkalı çok zaman oldu. devri ve hikayesi bitmiş bir kimse olarak elinizde kalan tekrarlarınıza dönüyor.
dinlediğiniz sanatçıların birer birer bu dünyadan göçüp gitmesi. anıların olması ve onları özlemek, hüzünlenmek onları hatırlarken yüzünde bir tebessüm oluşmasıdır.
kuran'da en düşkün çağ olarak tabir edilen ömür dilimidir. şahsım en fazla allah'ın izniyle 45'e kadar yaşamayı düşünüyor. ondan sonra yaşamayayım diye dua edip durmaktayım.
--spoiler--
Allah sizi yarattı. Sonra sizi öldürecek. içinizden kimileri de, bilgili olduktan sonra hiçbir şeyi bilmesin diye ömrünün en düşkün çağına ulaştırılır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeye) hakkıyla gücü yetendir.
--spoiler--
an be an, gün be gün bünyemde hissettiğimdir.aman neyin var diyenlere anlatamadığımdır yaşlılık. Herkes kendi derdiyle dertte, insan tatminsiz ama şükretmek lazım herşeye yinede. Bu yaşıma, bu günüme çok şükür elbette, neler neler var. Ama insanın gücüne gidiyor bazı şeyler hayatta. Şimdi daha iyi anlıyorum, aman evladım sakın yaşlanma diyenleri, hani aynı anne-baba olunca anlarsınız dedikleri gibi. Yaşlılık, sağlığın gitmesidir. Elinizde yalnızca güzel anılarınız kalır, beklersiniz o anın gelmesini sadece, yaşlılık böyle birşey işte, hem benim ruhumda yaşlandı, işte en kötüsü bu sanırsam. Umarım ne bedeniniz ne de ruhunuz yaşlanır..
kendisiyle barışık insana güzellik katarken, yaşlandığını kabullenemeyen insan için iki kere işleyen olgudur.
her yaşın ayrı bir güzelliği vardır neticede, fazla takılmamak gerek.