Bugün (teknik olarak dün) bi yerde kasada ödeme yapacağım sırada kartın şifresini unuttum hayatımda ilk kez… öyle bi kal geldi ki. O şifre bin yıldır falan aynı yani. ilk iki haneyi hatırlıyorum ama sonrası yok… arkada bekleyen insanlar var, onlara rezil olduğum, ne kadar nakit param olduğu, acaba fast yapsam kabul ederler mi gibi şeyler anlık olarak aklımdan geçerken iki kere denedim ve yanlış şifre girdim. Sonra tamamen rabbimin yardımıyla -yoksa bende kafa falan kalmamış artık anladığım kadarıyla- bir anda ufak bi Işık yandı… ödemeyi bi kere daha deneyebilir miyim diye sordum utana sıkıla çünkü kendimden emin değilim ama neyse ki tuttu. bi kağıda önemli şeyleri yazıp çantaya atayım bari yoksa bu gidişle sonum iyi değil ya.
yaşlanmak bir nebze de toyluğumuzu bıraktığımız zaman dilimidir.
gençlik yıllarımızda kendimize iyi bakarsak yaşlılık zamanlarımız o kadar da kötü geçmeyecektir. hastalıkla, ilaçla uğraşılmayacaktır.
gençliğe yatırım yaşlılığa da yatırımdır.
akıllandığımız ve kendimizi bulduğumuz yaşları da barındırdığı için korkmamak gerekir.
ama tabii, yaşlandığımızda en çok özleyeceğimiz yaşlar belki de sadece gençlik senelerimiz olacaktır.
Universiteli hatunlarin “ben su yastayim, ben uni okuyorum” diye bagiran entrylerini gorup “ay bi zamanlar ben de aynen bu tarz yaziyordum” deyip caktirmadan baslarini oksamak… kiyamisu size bee ahahaha.
Yaşlanıyoruz be. Zaman oldukça hızlı geçiyor daha dün gibi hatırladığım üniversite hayatından 7 yıl geçmiş. Yeğenim 13 yaşına gelmiş küsüyor atarlanıyor beni engelliyor wpden falan vay be. Tam 2 yıl önce dur durak bilmeden 3 ay boyunca pazarları dahil gece 12-1 e kadar çalışıyordum yorulma nedir bilmiyordum şu an sabah 9 akşam 5 çalışmayla sıkılıyorum ediyorum. Hayattan aldığım zevk git gide azalıyor. kısır döngüye girmiş gibi hissediyorum kendimi. Önceden maaş az diyordum gezince yetmiyor diyordum şimdi gezecek zaman yok ve yoruluyorum. Oğlum bi çıkardım gezmeye 12 saat araba sürerdim üstüne birde şehir dolaşırdım yorulmazdım. Bir kaç gün önce şehir dışına gidiyim dedim yoruldum aq.
Bedensel ve zihinsel olarak yorulmuşum artık. Beynim dolmuş düşüncelerle. Bıkkınlık var hayattan artık yaşayacağım kadar yaşadım modundayım.
bel ağrısı çekiyorum her üşüdüğümde ya da 15+ kilo kaldırdığımda. Damacanadır, evde koltukları temizlemedir, ağır gelmeye başladı bana. Güçsüz hissediyorum fiziksel olarak. 25 yaşındayken bunlar çocuk oyuncağıydı. Nasıl bi anda ortaya çıkabiliyorlar çok ilginç.
Zor bir şey. Boynumdan gıc gıc sesler gelmeye başladı, bazı parçaların bakıma ihtiyacı var sanırım. Manuel terapiye de gitmeye üşeniyorum, bari o bana gelsin allahım lütfen.
Bazen 65 yaş üstü insanların konuşmalarına şahit oluyorum aynı gençler gibiler. Sonra bir an onların bir zamanlar genç oldukları geliyor aklıma. Ölümden sonraki en acımasız şey bu olabilir.