Mekânı cennet olsun.
Ülkenin yobazları, peygamberin yasakladığı hadislere göre cehennemlik yapmış. Sen önce kendine bak, üç kuruşluk kemik için yanlışa doğru demeyi onuruna yedirebilen satılık cahil.
düşünsenize doğduğunuz ülke, aileniz, çevreniz, eğitiminiz yani her şey yüzünden küçüklüğünüzden itibaren bir kabuğa sıkışıyorsunuz ve o kabuktan çıkmanız çok uzun yıllar alıyor. bazı gerçekleri öğrenseniz bile çok ama çok geç anlıyorsunuz, kolay bir şey değil tabi...
şimdilerde piyasada sözde ilim sahibiyim diye dolaşan bir çok adamı cebinden çıkartacak donanımda olmasına rağmen finali deist olarak bitirdi!
ibretlik bir son'la bitti.
belam bin baura'yı anımsatır.
Adamlığının yarısının çeyreğini verseydi; tüm yavşak tarikat ve din tacirlerinin günahı yunur, pak tertemiz olurlardı. Kral adamdı. Recep yalayıcılar ve şirk ehli anlayamaz.
~~
küfür içinde geberdi gitti. bu tayfaya göre islam düşmanıyken aydınsın.
~~
Siz bir zamanlar fetoş'a da alim ve hocaefendi diyordunuz. Yaşar nuri o zamanlar onun ne mal olduğunu söylüyordu ama.
Maalesef artık yaşamayan Nuri Öztürk'tür. Dini, akademik olarak en iyi anlamlandıran ve anlatan, dinin içerisine sokulan tüm hurafeleri ve yanlış inanışları; "kaynaklarıyla birlikte" tek tek ortaya koymuş olan ve sırf bu yüzden de; dinsiz, ajan vb. bir sürü iğrenç iftiraya maruz kalmış olan, din adamı ve akademisyendir. Asıl kaynak kitabı unutup, hadis maskesi altında inanca monte edilen ve sonradan yamalanan her şeye çok karşıydı rahmetli. Dini ticarete dönüştürenlerden ve alakasız alanlarda başka amaçlarla kullananlardan çok çekmiştir. Öldüğü güne kadar, her zaman doğruyu ve gerçeği sonuna kadar savunmuş olan, tüm söylediklerini direkt kaynak belirterek anlatmış olan, gerçek bir din adamıdır. Huzur içinde uyusun hocamız.
iyi başladı ama dinden dönerek öldü maalesef. Bir zamanlar ilahiyat fakültelerinin efsanesiydi. Gençliğinde savunduğu hemen her doğru görüşü yaşlılığında inkar etmiştir. Müslümanlara siz Müslümansanız ben deistim, Putin Müslüman siz kafirsiniz diyerek göçmüştür.
"Zalim nasıl başarılı oluyor? Zalimin karşısındaki mazlum mu yoksa angut mu? Gerçek Mazlum Türk Tarihidir, Anadoludur, Türk Miletidir." demiştir, Rahmet olsun ruhuna.
Yaşar Nuri Öztürk’ü kötüleyenlerin çoğu islamı tarikat çizgisi dışında kabul etmeyenlerdir. Ben de eskiden söylemlerini biraz uçlarda bulurdum ama şimdi bakınca bunun sadece üslubuyla alakası olduğunu düşünüyorum. Herkes gibi Yanlışları olabilir ama bu denli günah keçisi ilan edilmesi haksızlık. Allah rahmet eylesin…
1. "Kur'an’ı Tahrif Etme Çabası"
Yaşar Nuri Öztürk, Kur'an’ı ve islam’ı kendi kişisel görüşlerine uydurmak için büyük bir çaba sarf etti. Öztürk, Kur'an'ın ayetlerini, sünneti ve islam’ın temel öğretilerini kendi düşünce sistemine göre şekillendirerek, dini tahrif etmeye çalıştı. Bu, islam'ın özüne ve mukaddes metinlerine karşı yapılmış büyük bir saldırıdır. islam, Allah’tan gelen bir vahiydir, onu değiştirmek, dönüştürmek veya yeniden yorumlamak insanın haddi değildir. Kendi görüşlerini ön plana çıkarmak, Allah’ın sözlerine karşı bir isyan ve sapkınlıktır.
Kur'an, sadece Allah’ın kelamıdır; onun yorumuna, kendi düşüncelerine veya Batı’nın değerlerine göre şekil vermek, asla kabul edilemez. Öztürk’ün yaptığı tam olarak budur; kişisel egolarını ve Batı kültüründen edindiği etkileri islam’a monte etmeye çalışmıştır.
2. "islam'ı Modernist Bir Yaklaşımda Sunmak"
Öztürk, islam’ı modernist bir çerçevede sunmaya çalıştı. Bu yaklaşım, islam’ın evrensel ve değişmez doğrularını sorgulayan, Batı düşüncesinin etkisiyle şekillenen bir yaklaşımdır. Modernizm, islam’a doğrudan bir tehdit oluşturan, sekülerleşme ve Batı’nın fikir dünyasına teslimiyet anlamına gelir.
islam, zaman ve mekan sınırlarını aşarak evrensel bir öğreti sunar. Modernist yaklaşım, dini sadece bir kültür olarak ele alır ve onun hayatın her alanındaki hükümlerini yok sayar. Yaşar Nuri Öztürk’ün bu modernist söylemi, islam’ın hayatı şekillendiren bir öğreti olarak kabul edilmesinin önüne geçmiştir. Bu tür bir yaklaşım, ümmetin birliğini dinamitlemek ve islam’ı Batı’nın etkisine açmak için kullanılan bir taktiktir."
3. "Sünneti Red Etmek ve Hadisleri Sorgulamak"
Yaşar Nuri Öztürk, sünneti ve hadisleri yok saymaya çalıştı. Bu, islam’ı sadece Kur'an’a indirgemek anlamına gelir ki bu da ciddi bir sapkınlık ve yanıltmadır. Sünnet, Peygamber Efendimiz’in (sav) hayatına ve öğretilerine dayanan bir kaynaktır. O, Kur'an’ın pratiğe dökülmüş halidir. Hadisler, islam’ı doğru bir şekilde anlamamız ve uygulamamız için en önemli kaynaktır.
Eğer bir insan, hadisleri ve sünneti küçümseyerek sadece Kur'an’a odaklanıyorsa, islam’ın bütünlüğünü yok etmeye çalışıyordur. Öztürk, islam’ın temelini oluşturan bu iki kaynağı sorgulamakla, aslında dini kendi dar düşünce biçimine hapsederken, halkı da gerçek islam’dan uzaklaştırmıştır.
4. "Felsefi Sözde Akılcılık ve Laiklik"
Öztürk, bir yandan felsefi akılcılıkla islam’ı harmanlamaya çalışırken, diğer yandan laikliği savundu. Laiklik, islam’a tamamen zıt bir düşüncedir. islam, hayatın her yönünde Allah’ın iradesinin hakim olmasını isterken, laiklik ise dinin devlet işlerinden tamamen ayrılmasını talep eder. Bu anlayış, islam’ın toplum düzenini nasıl şekillendireceği konusunu dışlar.
Yaşar Nuri Öztürk, islam’ı laik bir sistemle birleştirmeye kalkışarak, aslında islam’a karşı büyük bir ihanet içinde olmuştur. Akılcı yaklaşımını, islam’ın temel öğretilerini yok sayarak Batı’nın seküler düşüncesine uydurmak, hiç şüphesiz büyük bir sapkınlıktır.
5. "Halkı Yanıltma ve Din istismarı"
Yaşar Nuri Öztürk, halkı yanıltmak için dini kullanmıştır. Dini her zaman kişisel ideolojik amaçları için bir araç olarak kullanmış ve halkı aldatmıştır. Allah’ın dini, insanlar için bir çıkar aracına dönüştürülemez. Din, insanlara hakikati öğretmek ve onları ahirete hazırlamak için verilmiştir. Oysa Öztürk, dini, kendi ideolojisi ve Batı’ya hizmet için bir araç haline getirmiştir.
6. "islam’a Yabancı Düşüncelere Kucak Açmak"
Öztürk’ün islam’a bakış açısı, onun içindeki Batı’yla barış çabalarını ortaya koyuyor. islam’ı Batı’nın düşünce tarzına uyarlamaya çalışırken, aslında Batı’nın hristiyanlık, sekülerizm ve pozitivizm gibi ideolojilerine göz kırpıyordu. Batı’dan alınan her düşünce, islam’a zarar verir; çünkü islam, kendi içindeki bağımsız düşünce ve değerlerle varlık bulur.
Sonuç:
Yaşar Nuri Öztürk, islam’ı yalnızca bir kültürel öğe olarak görüp, onun evrensel hakikatini ve hükümlerini yok sayarak sapkın bir yol izledi. Sünneti ve hadisleri küçümsemesi, akılcı felsefi yaklaşımlarını dine dayatması ve Batı düşüncesine teslimiyeti, onun gerçek anlamda islam’la bağlantısının zayıf olduğunu gösteriyor. islam, her zaman özdür; O’nun hakikatini eğip bükmeye çalışan her fikir, sapkınlıkla sonuçlanır. Bizler, iBDA Hareketi olarak, islam’ın hakikatini her zaman savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Yaşar Nuri Öztürk gibi şahısların fikirleri, sadece birer gaflet ve yanıltmadan ibarettir.
yaşar nuri öztürk'ün söyledikleri, yazdıkları, islam dinine bakışı-yorumu yeni bir şey, yeni bir düşünce, reformist bir hareket değildi.
mezhepler çıkmadan önce hz. ömer, şii inancının temeli olan hz. ali'den tutun hz. hasan ile hz. hüseyin'den, şu an mezhep olarak sunni inancını şekillendiren imam-ı azam ebu hanife vb. tutun da günümüzde diyebileceğimiz asya'da Muhammed ikbal, avrupa'da aliya izzetbegoviç, ortadoğu'da şeriati vb insanların söylediği binlerce yıllık süregelen yazılan, söylenen düşünceleri yaşar nuri öztürk tekrar etmiştir.
insanlık tarihi boyunca din bir inanç olmamıştır. din tamamen bir davranış ve inancın varlığını tanımını da davranış belirlemiştir.
binlerce yıl önce henüz mezhepler ortaya çıkmadığı dönemde islam halifesi yaptırdığı muhteşem sarayı bir sahabe olan ebu zer'e gösterip nasıl bulduğunu sorup sarayı hakkında övgü ve hayranlık beklerken; suratında tiksinti ifadesiyle halifeye "kendi paranla yaptırdıysan israf, halkın parasıyla yaptırdıysan haramdır" diyen inanış din olarak görülmesidir.
din inanışının temeli yaratıcı var-yok tartışması değildir.
yeni bir din- inanç daima dine karşı din olarak gelmiştir, bakınız; islam, hristiyanlık, yahudilik, Konfüçyanizm, Taoizm, budizm, şamanizm vb. hepsi artık din yaratıcı adı altında toprağa, kana, devlete, ırka, bayrağa ve şahıslara tapıldığı, dinini bu insanlara bu değerlere indirgediğinden dolayı yeni bir din olarak gelmiştir.
binlerce yıldır söylenen "Kur'an kurslarında Kur'an'ın ne dediğini değil de Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğretmeye devam ettiğimiz sürece kimse gelişmiş, erdemli, ahlaklı bir toplum beklemesin" sözün kökeni ne yaşar nuri öztürk, ne ali şeriati'ye aittir...
" insanların isyanına sebep olup, cezalandırmaktansa, isyana sebep olan şeyleri ortadan kaldırıp, itaati gerçekleştirmek daha hayırlıdır" sözünün temeli hz. ömer'e ait değildir.
hepsi allah kelamı kur'an da geçer.
emin olun, şu an hz. muhammed günümüzde yaşasaydı veya hz. muhammed ortaya çıkıp allah'ın dini olan islam'ı insanlara yeniden anlatsaydı müslüman'ım diyenler onu taşlardı.
en basitinden halkın manevi değerlerine hakaret etmekten dava açılırdı, din düşmanı diye yargılanırdı.
Cemaatçiler tarafından hadis inkarcısı olarak gösterilen bir ilahiyatçı... Avukatlık da yapmıştır. Her insanın yanlışı olduğu gibi yanlışı olan ancak ilahiyatçılara çok şey katmış insandır.
Yazmış olduğu tefsir, ölümünden dolayı tamamlanmamış ve yayınlanmamıştır.