her şeyin gelip geçici olduğunu anlıyorsun. bir anda değil tabii, her sene, belki de gün gün süreç olarak. insanın, 3 sene önce ne istediği ile, bugün ki isteği değişebiliyor. hele ki, büyüdükçe, sorumluluktan hiçbir yere kaçınılamayacağını, sığınılamayacağını düşününce insan, daha bir efkarlanıyor.
En yakın dostlarının para için domaldıklarını görüyorsun.
Çocukluk ya da gençlik arkadaşların da olan ve sizin hoş gördüğünüz hasetlik, kibir, bencillik, aç gözlülük gibi kötü ahlakın arkadaşınızı tamamen kuşattığını görüyorsunuz.
geçmişe müdahale edememenin gittikçe gıcık bir durum haline gelmesi akabinde yerlere yatıp yuvarlanma isteği ve sinir krizleri. neden orada öyle dedim , böyle deseymişim ben ne malmışım vs vs
Aslında yalnızsın,ne ailen ne de her şeyinizle yanında olacağınız arkadaşlarınız yok. Kendinden emin ol gerisi sadece belli bir yere kadar seninle. Şimdilik bu kadar o belli bir yere gelemedim sonrasını zamanla anlayacağım.
hayatı görev gibi yaşamamak gerektiğini anlıyor insan. mesela para kazanmak uğruna çalıştığımız ama mutsuz olduğumuz mesleklere ömrü adamanın gereksiz olduğunu, kendimiz mutsuzken başkasını mutlu edemeyeceğimizi, bazı şeyler affedilmez ama affetmeden de özgürleşemeyeceğini... uzayıp giden yollarda yeni maceralara atılmak gerek gelecek kaygısı olmadan.
yaş ilerledikçe fark ettim ki bunun gerilemesi gibi bir durum söz konusu değil. evet. yormadım kendimi. büyük çıkarımlarda da bulunamayacağım. dilediğimi yapıp dilemediğimi yapmadığım bir hayat yaşadım. ma.
yaş ilerledikçe fark ediyor ki insan ne sağlık ne sevdiklerimiz ne de para insana tek bir şey lazım sevgili dostlarım. şöyle ki hayali olmayan bir insan rüzgarda savrulan bir çöp poşeti kadar dahi var olamamıştır fikrimce. bir var olamayan olarak söylüyorum bunu.