bugün

Avucunda gül dönen Ömer Edip Cansever'in Tomris Uyar olma isteği uyandıran gün dönümü, iç dökümüdür...

"Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki": gözlerinde dünya var!
"tomris uyar ne şanslı kadın!" dedirtir bana her okuduğumda. bir şeyler karalama sebebidir aynı zamanda.

“ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.”

ben seni o en güzel yaz akşamlarının serinliğinde gördüm.
dünyanın en güzel şehrinin en güzel semtinde bir gece kalbin deli gibi atarken gördüm.
ben seni dünyadan, diğer insanlardan soyutlanan anlarda gördüm.
gözlerim-n kapalıyken bambaşka diyarlarda gezinirken gördüm.
ben seni araya giren mesafelerde, bitmek bilmeyen yollarda gördüm.
senin olmadığın şehrin sınırları bana hapis duvarıyken gördüm.
ben seni telefonun bir ucunda dünyanın en güzel sesiyken gördüm.
ülkelerin arasındaki sınırları tek bir “alo”nla kaldırırken gördüm.
ben seni deli gibi edilen kavgalarda “yanımda olsan öldürürdüm” diye düşündüğüm tüm anlarda, -yanımda olduğunda- bağır çağır sarılmalarında gördüm. saçlarımı okşayıp, kokumu içine çekerken gördüm.
ben seni içilen o biralarda, rakılarda, sarhoş olunan gecelerde gördüm.
aşkından-m kafam güzelken gördüm.
ben seni feda edilen diğer tüm insanlarda gördüm. hiç pişman olmamaklarda gördüm.
ben seni hep benimle gördüm. hep “biz” gördüm.

“ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.”
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
ve yaraşırsa ancak monet'nin
kadınlarına yaraşan giysilerinle
gördüm de
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde
bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında
öyle kısaydı ki adımların
şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle
ölçülür ve denk düşerdi ancak
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

yok bir yanıtın nereye diyenlere
bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın
ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere
o bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun
sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden
yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
hani etiler'den hisar'a insek bile
bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
çok yaşında her zamanki çocuksun gene
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
mutfağın mutfak olalı böyle
bir adın vardı senin, tomris uyar'dı
adını yenile bu yıl, ama bak tomris uyar olsun gene
ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
oysa güneş pek batmadı senin evinde
söyle
ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.
Okuyunca acaba neden hiç kimse sevdiği kişiyi uzaktan şöyle bir yürürken izlemez diye düşündüren şiir. Hiç aklımızda gelmiyor sanırım. Sonra yapsam iyiydi diyebilir insan.

Alternatif evrende şiirsindir muhtemelen edip bey.