romantizm nedir, hangi akımları nasıl etkilemiştir, nasıl başlamıştır ve neye romantizm denir diye sanat felsefesinden girip herder ve schiller tarzı alman romantizmi ve buna goetheyi de dahil ederek uzuuuuun uzun anlatabilirdim ama cidden uyumam lazım. sımayl vaz hiır.
içecek su bulmakta zorluk yaşamaya başladığında, susuzluğun sadece toplumun bir kesimini değil tamamını topyekun etkilemeye başladığını gördüğünüzde anlarsınız yağmurun kıymetini, gerçek altın olduğunu.
türkiye'de yüzlerce nehir ve dere kurumuş.
bu durumun nedenleri arasında kontrolsüz sulama, suyu verimsiz kullanma gibi faktörler olsa da yağmurların gerçekten azalmasının da etkili olduğunu görmemiz gerek.
burada sol edebiyatı yapmak yerine sokaktaki insanlar için bir şey yapmak gerek.
yağmur edebiyattan öte candır. zengini için de, fakiri için de. insandan öte tüm canlılar için de..
evsizleri, sokakta kalanları, sokakta çalışmak zorunda olanları, sokak hayvanlarını düşündükçe yağmur romantizmi yapamıyorum, üzgünüm. hem de bu şekilde ıslanmak kimseyi mutlu etmemeli.
-bir yagmur yagsa da beraber ıslansak..
**
birkac yagmur anısı hatırlıyorum. baska hatırladıgım yok.
-18 yasındayım. aylardan subat. gunlerden 13u. neragatsi cafede bulustuk. konustuk. beni kendine cekti ve ilk kez optu. adını koyduk. sonra istiklal de yurumeye basladık. semsiye actı. beni kanatlarına aldı. oyle el ele galatasaray lisesi ne kadar yuruduk beyoglu nun basından. beni daimi yatılı oldugum okula bıraktı. yarın gorusuruz dedi, gulumsedi.
-19 yasındayım. paris te yasıyorum. ziyaretime geldi. paris in alesia tarafından cıktık, montparnasse, chatelet yardırdık bir iki saat. yagmur ciselemeye basladı biz yururken. el ele tutustuk. gule oynaya yurumeye devam ettik.
-yas 32. bulustuk. konustuk. gulustuk. anlattık. dinledik. kanyo ndaydık. candan ercetin in konseri vardı. je ne regrette rien calmaya basladı. hayatım seninle baslıyor ve gecmisteki hicbir seyden pisman degilim diyor bu sarkıda dedim. sıcacık gulumseyerek baktı. yagmur ciselemeye basladı.
-ve bir sene evvel. seni osledim dedi. gel dedim. bardaktan bosalırcasına yagmaya basladı. istanbul un bir ucundan toplu tasımayla geldi. her tarafı sucuk gibi ıslanmıs. seni gormem lazımdı dedi. sarıldık. simdi bu adam seni seviyorum demese de olur.
**
-bir yagmur yagsa da beraber ıslansak..
