şu rahmete, şu yağış bereketine şükreden eli nasır, sırtı kambur çiftçilerin yüz suyu hürmetine; bocaladığım borç batağından kurtulmak ve içine düştüğüm darboğazdan çıkmak nasip eyle ya rab diye geçirmiştim içinden.. yağmur yağınca hallolmuyor elbette ama hallolmayınca dua ediliyor işte. belki yaradan bir yol gösterir, bir kapı açar belki de; kim bilir ..
Birşeyler söyleyecek gibi oluyorum geri çekiliyorum. Yazıyorum, siliyorum, siliyorum, yazıyorum kısacası ne yaptığımı da bilmiyorum. Hep bi kafa karışıklığı almış başını gidiyor
acaba bu yağmur tam olarak nerde bitiyor diye düşünerek çocukluğumu geçirdim ben sözlük. tam o bittiği yeri bulup vücudumun yarısını yağmur yağan kısıma, kalan kısmını da yağmayan kısma ortalayıp öyle durmanın hayali yedi bitiridi beni. hala da devam etmekte. *
insanı her zaman hüzünlendiren şeylerdir. geçmiş gelir aklına, yaşadıkları hüzünlü anlar gözünün önüne gelir. aslında bunun nedeni suyun gökten yeryüzüne düşüp kaybolması veya su birikintisi haline gelmesidir çünkü zamanda böyle bir şey. su birikintileri geçen zamanla birlikte birikmiş hüzünlü anları hatırlatır. düşün yağmur damlaları ise geçen zamanı. yağmurun amk ne çok şey hatırlatıyormuş.