bugün

sizi bilmem ama benim içimi içten içe kemiren burukluktur.öyle ki salıdan beri fazla gözükmeyen ve ısıtmayan güneş ve bir taraftan çiseleyen yağmur daha 2 gündür etkisini gösterse de bu bile yetmiş ve yazın güneşini ve ılık rüzgarını özletmiştir.bugün itibariyle ulaştığımız 31 ağustos günü yaz aylarından sonuncusunun son günüdür.eylül her ne kadar sıcak da olsa sonlarına doğru verdiği serin etki onu tam bir sonbahar ayı yapar.haziran bu sene serin geçti.temmuz ağustosun yarısı ramazanla geçti.ne dışarı çıkılabildi,ne de denize havuza girilebildi.ramazan bittiğindeyse zaten ağustosun 22siydi.özellikle eğlenilen ve zevkle geçirilen zaman bu kadar mı hızlı geçer ama koca kış çokkk uzun ve sıkıcı geçiyor.yaz mevsimi ise kısa.Allah var ne kışı ne sonbaharı zerre kadar özlemedim.keşke 21 hazirana geri dönsek sil baştan.42 derecelere de laf söylemedim hiçbir zaman çünkü eksi dereceli kış günlerini düşündüm hep.ama çoğu insan o göte buz attıran kış gecelerini hiç hesaba katmayarak, bu ne sıcak ne bunaltıcı hava şimdi etraf karlarla kaplı olsaydı ne iyi olurdu dedi.alın işte artık istediğiniz olacak,önümüz sonbahar ve kış.küstürdüğünüz 2012 yazı ne geri gelecek ne de uzayacak.yaprakların sararıp döküldüğü,günlerin kısaldığı,kasvetli ve soğuk gecelerin başlayacağı zamanlara dönüyoruz yeniden ne yazık ki.elveda 2012 yazı.uzatmaları oynuyoruz artık.seni çok özleyeceğim.
okulların açılacağının habercisidir. içim acıyor sözlük.
yazın bitmesi değil de, okulun başlaması problem. bir de sınav senesindeyseniz boku yemişsiniz.
havaların soğumasıyla doğalgaz faturası ödemeye başlanacağının düşüncesinin bünyede yarattığı burukluktur.
ülkemizde yaşanan cehennem sıcaklarını dahi sevenlerin daha çok yaşadığı burukluktur. bir örneği de ben.
çoğu insanda sıcak havaların bitip kasvetli havanın gelmesiyle baş gösteren duygu durumudur. lakin yazın bitmesine üzülmek yerine sevinenlerin de sayısı çoktur, sıcak ve boğucu havalardan, neredeyse her gün t-shirt giymekten, yazın etkisiyle istemsiz zayıflamaktan ve fazla uğraşacak bir şey bulamamaktan sıkılan bünyelerde ise burukluk yerini güzel umutlara bırakır efendim.
çok acı veren bir burukluktur. Kar, yağmur, çamur yani kötü hava koşullarının yanında hem de okulların açılacak olmasının verdiği buruklukla birlikte intihar sebebi bile olabilir.
tek uzuldugum ve dusunduren nokta havuza giremedik, denize gidemedik, tatil yapamadik degil de ulan kis geliyor bu evsiz barksiz insanlar ne yapacak bu sogukta diyedir. simdiden ilgilenilmesi onlarin da en azindan soguktan korunmak icin illa soguklarin gelmesini beklememek lazim.
verdiği burukluk değil mutluluktur. yazın çalışmak çok daha sıkıcı. ayrıca kış ankarama yakışıyor vesselam. tabi bunların yanında kışın ankarada olmayabilirim. *
izmirli'ler için büyük mutluluktur.
bana uğramayan burukluktur.
Önümüzdeki yaza kadar izmir'de olacağını bilmenin güveniyle yerle yeksan olan burukluk.
(bkz: yazın geliyor olmasının verdiği mutluluk)
Okan buruk tan bile buruk buruk olan durumdur.

Tamam sustum ama bitiyor sonuçta, ne ara geldi ne ara bitti anlamadım.
tekrar kosusturmanin baslamasidir.
Yeni bir maraton başlıyor demek. binlerce soru beynimin ve odamın einstein nın temsili resmi gibi olması.
Üç yıldan sonra aynı başlığa entry girdiren bir burukluktur.
Yazın tatil yapmayanlar için pek bişey fark etmez .
aslında, yaz'ı çok sevmeyen biri olarak ister istemez yine de verdiği burukluk. çünkü niye; iş , güç , okul vs koşuşturmaca başlayacak. kışın işsiz kalma olasılığı olması da cabası. hani belki bu yazda, işi gücü olanları var ve vardı ama, her an bir tatil fırsatının bekleme heyecanı oluyor yine. kışın öyle değil mesela. stressiz bir işin, makul bir maaşın olacakta anca öyle.
zerrin özer'in tercüman olduğu burukluk:

Ne güzel geçmişti bütün bir yaz
Başımda kavak yelleri esen o yaş
Bense hanımeli kadar beyaz
Çalmıştınız kalbimi bilmeden biraz

Nasılda koşuşurduk bahçelerde
Şarkı söylerdik mehtaplı gecelerde
Sen bana ben sana komşu evlerde
Kök sarmaşıklar gibi sarıldık o yaz

Eline değerdi safça elim
seninse arardı beni gözlerin
Öpüşürken korkusu birşeylerin
Sevgimize ilk hüznü getirdi biraz

Çocuk kalbimize dolan gamlar
Oturup ağlamıştık sessiz çardakta
Çaresiz erken inen akşamı
Veda edip ayrıldık biterken o yaz