Dörtyol'un nemidir. gölgedeyken bile terlersiniz ve yapış yapış olursunuz. Öyle ki terinizden yeni bir uhu üretmek gelir içinizden. serinlemek için denize girersiniz, çıkıp duş alıp rahatladınız sanarsınız ama omuzlarınızdaki alevleri hissedince bir gün boyunca yüzünüzü ve kollarınızı hareket ettirmeden uzanır kalırsınız bir köşede. Zira güneş kreminizi sürmeyi unutmuşsunuzdur. Seneye gireceğiniz bir sınava tabisinizdir ve hayatınızı buna bağlayan bir sistem vardır. Bilgisayar veya ps oynamak varken sınava çalışmak zorundasınızdır. Fenalaşıyorum galiba sözlük...
Aşırı sıcak nem ve bundan dolayı uyuyamamak.(bursa çok fena oluyo)
Yaz okulu hiç çekilmiyor.
Sivrisinekler.
Evde soğuk su olmaması.
Aldığın kavun ve karpuzun tatsız ve kelek çıkması.
Giydiğin elbisenin terden üstüne yapışması.
Bursada 47,48,51,e12,e13 denilen otobüslere binmek.
otobüs yahut metroda ayakta kalanların arasında kalmak. zira yukarı tutunmak için kalkan kolların ne müthiş bir altları olur ya rabbi. kokudan gözler döner, tansiyon düşer.
izmir'in yakan sıcağında uyuyamamak, ya da dışarı çıkmak zorunda kalmak. ( kendi adıma, tansiyonum zaten çok düşük olduğundan, güneşte biraz fazla dolaşınca kaldırım, sandalye, yol hiç önemsemeden yere yapıştığım ve insanların başıma toplandığı çok olmuştur. bir de esnaf yardım etmek adına iyi niyetle o çok kısa küçük taburelerden verir hemen ki onlara oturmak başınızı daha beter döndürür. o anda istediğiniz tek şey yere yapışmak ve üstünüze bir kova su dökülmesidir.)