Çevrem tarafından çok konuşkan biri olarak bilinmeme ve konuşmayı sevmeme rağmen yazmanın yeri her zaman ayrıdır bende.
Yazmak rahatlatır. Düşüncelerini alır akıtır aklından. Hiç yargılamadan seni dinleyen dostun olur defterler, sırdaşın olur. Sinirle birine konuşmadan önce öfkeni kusacağın silahın olur. Ne diyeceğini tartacagin terazin olur.
Kendimi bildim bileli yazarım. Günlük değildir ama olay. Birinci sınıfta çalışmışım günlük tutmaya ama sadece öfkelendigimde yazdığımı farkettim. O deftere yazılır, kapak kapatılır ve orada kalır bütün olaylar. Ta ki bitip, yırtılıp, yakılıp hiçliğe karışana kadar..
bir türkçe öğretmeni olarak gönül rahatlığıyla yazmanın daha zor olduğunu söyleyebilirim. konuşurken işaretlerin sana yardımcı olur; ama yazarken her şeyi çok iyi açıklaman gerekir.
Güzel konuşma ve güzel yazma ise ayrı beceriler. Her ikisi de zor.
Herkese göre değişiklik gösterebilir, ama benim gibi duygusal insanlar yazmayı tercih edtmeli diye düşünüyorum. konuşarak, karşımdaki insana kendimi yanlış ifade edebilirim ve bu nedenle yazmak en etkili çözüm yoludur.
Kimisiyle konuşmak kimisiyle yazışmak kolay. Genel olarak yazışmayı tercih ederim fakat uzun uzadıya değil. Uzun uzadıya olacaksa konuşmak iyidir sen sus karşıdaki anlatıp sussun. Mis.