bugün

normal de ne zaman sözlüğe girilse dolu bir kafayla girilir ve neredeyse hiç biri boşaltılamaz ve arada öyle zamanlar gelir ki kafa bomboş gibidir. ama içi o kadar doludur ki söylenecek çok şey vardır. sadece ne heves kalmıştır ne de his. hiç bir şey uğruna yazmak gelmemektir içten. birisi bu arkadaşı yeniden döndürsündür önceye. geriden gelen adamın haline düşmek istenilemezdir. onu oradan kurtarmak için çok uğraşlara düşülmüş ve neredeyse ona benzemiş bir hal alınca insanın umutları yazıya dönüyordur. yazı yoksa umutta yok.