otel,motel,pansiyon gezip yazın tadını çıkaran yazarlardır.
öyle bir yere bağlı kalıp her yıl aynı yere gitmek mecburiyetleri yoktur.
canları nereyi isterse orada yazlarını geçirir,dinlenir,gezer,öğrenirler..
ülkenin büyük bir bölümü gibi sözlüğünde hatırı sayılır bir bölümüdür. keza; yazlık lükse kaçar. millet başını sokacak bir ev ararken yazlığı nereden bulsun. ancak yazlığın en çok arandığı zaman; hani bir hatun ayarlarsın, hatun sana tav olmuş vermeye hazır vaziyette. işte o zaman ah keşke bir yazlığım olsa dersin. otele gitsen dünya para istiyorlar ki çoğu zaten evlilik cüzdanı istiyor. ancak yazlık olsa sorun mu? al hatunu götür yazlığa sabaha kadar mokoko. diyeceğim, bir hovarda da olmazsa olmaz iki şeyden biridir yazlık. diğeri mi? tabi ki araba.
bir yandan eziliyordum derdim ama bir yandan ne kadar kıymetli ayrıcalıklarım varmış diye kendimden geçirdim.
Bre arkadaş olsa ne olmasa ne, kışın ısıtacak bir evin olsun yeter. yazında hal olur.
Şimdi bizimde var kamplarımız, gazinolarımız, ordu evlerimiz. Ama işin hava atma kısmı bizde yok be, yani gerek yok ona.
o yazarlar, oturmuş evde çoraplarını pijamalarına çekmiş, herhangi bir paylaşım platformunda ileride belki atasözü olacak sözlerini paylaşırken, facebook a da bir göz atayım derken, bir de ne görsünler durum iletisinde birkaç tane zibidinin yazlıkta havuz keyfi yazıyor. yazarlar bizim niye havuzumuz yok diyor, neden yazlık onların başına çökmüyor diyor, neden bizimde yatımız yok diyor. bırakın püskeviti yat istiyorlar.