üzünce yaptığım, hiç bir şey yapmak istememek duygusunu dibine kadar yaşamaktır. başka da bir şey değil. ama sadece o duyguyu hissetmektir işte. ama, eninde sonunda insan; illa ki yapacak bir şey buluyor zora ki de olsa. yoksa üzül üzül nereye kadar anasını satayım.
eger hayatımı etkileyecek kadar uzucu bir durum varsa:
ahmet kaya, kıvırcık ali tarzı eskileri anımsatan bir türkü acar, bir bardak cay alırım. oturup kafami camdan cikartirim, derin derin nefes alarak yaşadıklarımı, nerelerden döndüğümu düşünurum zaten bununla birlikte gözlerimden yaş süzülür. biraz ağlayınca rahatlar bir plan strateji belirlerim kendime. ufak çaplı bir yol haritası ve tekrar mücadeleye girisirim.
annemi ilgilendirmeyen ufak sorunlarsa ona anlatır biraz rahatlarim beraber çözüm buluruz
boyle yuzumi asiyorum. elinden cukulatasi alinmis minikler gibi bir masumluk sariyor beni. acikcasi hicbirsey yapasim gelmiyor. bir cay bir de slow muzikler eslik ediyor huznume. ve uyku basiyor. uyuyayim gecer diyorum ondan sanirim. hic buyumemeliydik belkide. hayat bazen koskoca bir yalan...
Yalnız kalmak isterim şarkı söylemek pişirilebilir her şeyi pişirmek ve film izlerken yemek.
Aniden gelen çat diye yüze vuran yıldırım gibi çarpan üzüntüler için sadece ağlarım.