başıma gelen kötü bir olayı sık sık düşünmezsem o olay tekrar başıma geliyor. düşündüğüm vakit hiç gelmiyor veya en az hasarla atlatıyorum. hayatım boyunca hep böyle oldu. muhtemelen psikolojik bir açıklaması vardır.
Abimin mezarina gitmistim. Kafam tasak gibi tabi. Saat de gece yarisini gecmis. Gittim ama mezari bulamiyorum. Neyse ararken telefonum caldi. Baktim abim ariyor. 3.5 atarak actim telefonu. Tabi arayan yok. Sonra bir baktim onumdeki mezar.
Biliyorum buna kimse inanmaz ama yalan soyleyen akpli olsun.
Yaşadığını sandığı. Her dönemin paranormal olayı bir sonraki dönemde bilimsel olarak açıklanıyor ama bizler yeni açıklayamadığımız olaylara yine paranormal demeye devam ediyoruz. Bizden sonra bu dönemin paranormal olayları da açıklanacak ama onlar yeni paranormal olaylar bulmuş olacaklar. Ah bizler ah.
Paranormal bir olay değil aslında hatta çok saçma ama yine de paylaşayım. 2-3 sene oldu. yoğun depresyonda olduğum bir dönem memleket larissa'dayım gece vakti ama içim çok sıkkın çok sinirliyim sözlükte boş boş geziyorum falan. Bir yandan da özel mesajdan birileriyle dertleşiyorum hatta şu an sözlükteki en iyi dostlarımdan biri olur kendisi sağ olsun.
Neyse ben o zamanlar sıradan muhabbet kurduğum bu dostum ile konuşuyorum o beni teselli ediyor falan. Sonra bir anda mesaj kutuma yeni bir mesaj geldi herhalde bizimkinden dedim baktım degilmiş ismini cismini bilmediğim bir eleman nicki de mutlulukxlerde mi xmutluluktur gibisinden garip değişik bir şey (olmayadabilir çok uzun zaman oldu hatırlamıyorum) profilinde de kapkara bir temanın arkasında yine siyah bir insan silüeti olan değişik bir resim var.
Neyse bu selam yazmış falan filan derken iyice muhabbet kurduk. Bu da benim derdime ortak oluyor falan çok ciddi tespitler yorumlarda bulunuyor birnevi onun sayesinde de çıktım da denebilir zaten o bunalımdan. Neyse geç oluyor hem benimkine hem de bu elemana iyi geceler dileyerek mevzuyu kapatıyorum.
Yarın sabah oluyor teşekkür etmek için mesaj kutuma bastığımda gariplik burada başlıyor. Dün konuştuğum o adam ile ilgili hiçbir konuşma geçmişi, alınan mesaj, görünen mesaj yok. Yani demek istediğim öyle biriyle yazışmamışım hiç ne öyle biri bana mesaj atmış ne ben öyle birine. mesaj kutum bomboş.
E diyeceksiniz ki mesajlarını silmişsindir. Ben de Adım helen ise o mesajları silmediğime size yemin edebilirim çünkü eğer silseydim dostumun da mesajlarını silmiş olurdum (mesaj kutumu sürekli temizliyorum). Kesinlikle o gece birileriyle konuştum ama konuştuğum kişi hiçbir şekilde var olmamıştı. Sözlükte nickini, profilini, nick altını aradım o nickte biri hiçbir zaman bu sözlükte var olmamış. O nickte bir profil yok nick altı yok hiçbir bilgi hiçbir şey yok.
Ben o gece buradan kiminle konuştum bilmiyorum ama kesinlikle birileriyle konuştum ve o konuştuğum kişi gerçek bile değildi.
Geriye ise iki ihtimal kalıyor ya uyku sersemiyle alter egom bana derman oldu ya da konuştuğum o kişi nick falan değiştirdi. ikinci ihtimalin yine olacağını sanmıyorum çünkü mesajları silmediğime %100 eminim dediğim gibi.
O gece konuştuğum o kişi kimdi veya öyle biri gerçekten var mıydı bilmiyorum ama bugün o haldeyken intihar etmeyip bugünleri görebildiysem hem onun hem de şimdiki arkadaşımın sayesinde. Her şey için teşekkür ederim.
Dediğim gibi paranormal bir olay yok hatta baya bir saçmalık barındırıyor hikaye ama yalan söylemiyorum bunları yaşadım ve hala hafızamdalar. Sadece halen daha bu duruma şaşırıyorum o kadar.
Sizinle de paylaşmak istedim vaktinizi çaldıysam özür dilerim.
Küçükken yazları köye giderdik. Abimle ben rahmetli ninemin dağın yamacındaki evinde kalırdık. Geceleri dışarıdan ve harabe evlerden ağlama sesleri gelirdi. Ninem aşırı bilgili bir kadındı bir nevi büyücülük tarzı işleride vardı. Gece ağlama sesi gelince eyvah gene cenazeleri var derdi. Çocuk olduğumuz için geceleri bizi tuvalete kaldırırdı tuvalet evin dışındaydı. Bir gece çıktığımızda köpek boyunda kuyruğu dik kediler etrafımızı sardı. Ninem geri geri dualar okuyarak bizi eve soktu ve kapıyı kitledi. Allah rahmet eylesin.
bundan 10-12 yıl önce falan. lisedeydim.
yazıcım habire gürültü çıkarıyordu kartuş yerleşme sesi bilen bilir. bilgisayarım kendi kendine açılıyordu uykularım kaçar oldu.
korktum falan baya bi, neler oluyor derken kısa devre yapıyormuş şerefsiz.
cin min yok yatın uyuyun aşkolar kesin bilgi.
Arkadaşım kaybolmuştu kimse nerede olduğunu bilmiyordu . Bende dahil neyse kızın en son konuştuğu kişide benim götüm götümüm , telefonu falanda kapalı çaresiz odada dönüp duruyorum gözüme perde indi ve bir görüntü gördüm sahilde kayalıkların arasında sonra kalkıp sahile gittim ve arkadaşım oradaydı ... ürktüm sürekli birlikte gittiğimiz bir yer değildi
Gecenin bir vakti sokaktan evime doğru ilerlerken gerçekten karanlığın içinden biri adımı söyledi. Eve nasıl koştuğumu hatırlamıyorum. Gördüğüm kadarıyla kimse de yoktu bulunduğum konumda uyanık olan veya balkonda duran.
Buna bir açıklama getirmek istiyorum ve şöyle bir teorim var.
Uykuya dalma anında insan zihni çalışmaya devam ediyor. Kafamızdan türlü türlü düşünceler daldan dala atlayarak geçiyor ve bir süre sonra bu düşünceler bilinçsizce devam ediyor çünkü işi düşünmek olan organımız beyin biz uyuyarak kendimizden geçsek de mantığı bir kenara bırakmış şekilde bilinçaltımızda yer alan ürünlerle çalışmaya devam ediyor.
Örneğin önce bugün gördüğümüz arkadaşımız aklımıza geliyor, sonra onun arabası, sonra onun arabasının lastiği, sonra lastiğin plastiği, sonra plastiğin siyah rengi, siyah renkten aklımıza karanlık geliyor, karanlıktan aklımıza uzay boşluğu, uzay boşluğundan bir uzay mekiği, uzay mekiğinden uçak, uçaktan paraşüt, paraşütten yükseklik, yükseklikten gökdelen, gökdelenden new York, New York tan dümdüz caddeler, caddelerden kanalizasyon kapağı, kanalizasyon kapağından ninja kaplumbağalar, ninja kaplumbağalardan leonardo, leonardodan leonardo da vinci, leonardo DaVinci den monalisa, monalisa dan louvre müzesi, louvre müzesinden cam piramit, piramitten illuminati, illuminati den Rihanna, rihannadan seks, seksten....
işleyiş sanırım böyle oluyor.
Ve rüyalarını hatırlayabilen biri iseniz elbette hergün gördüğümüz düşlerden ara ara hayatımızla uyum gösteren bazı hayaller denk geliyor.
Gecenin bir yarısı uyanıp tuvalete gidince yaşadığım olaylardır.
Çeşmeyi çevirmeden su akıyor. Tuvalet kağıdı rulousu kendi kendine çözülüp aşağı doğru uzuyor.
En felaketi bir kez elektrikler kesilmişti işerken.
Bir keresinde karşı balkona bakarken uzun boylu bir erkek bana bakıyordu. Yani ben orda öyle bir şey gördüm. Sonra gözümü bir kırpıp açtığımda yavaş yavaş görüntüsü kayboldu.
Çocukların beyin gelişimini tamamlayana kadar şizofreni belirtileri gösterdiğini okumuştum. Halüsinasyonlar görme gibi durumlar oluyormuş. Çok ta şey edilcek durumlar değil.
Dün akşam oğlumla koltukta, telefonda oyun oynuyoruz. Bir an gözü kapıya takıldı. Uzun uzun oraya baktı ve sonra dönüp bana "anne biri kafasını uzatıp bize baktı" dedi. Nereden geldiğimi şaşırdım. Ilk kez böyle bir şey söyledi ve kapıya doğru bakışları çok acayipti, tedirgin olmuştu aşırı.
Nasıl biriydi? dedim. Pembe bir kafaydı, çok tatlıydı, dedi ama çok korkmuştu. Bir an bende titremeye başladım istemsizce. Sonra eşimi görüntülü aradık. Oğlum uyuduktan sonra da evde 3.5 atarak dolaştım bir süre.
Neyseki bugün annem bize geldi. Bolca dua okusun o neyse artık gelmesin bir daha.
Sabaha karşı uyandığımda yaşanan olaydır.
Gözlerimi açtığımda bir ateş çemberi ve içinden uzun siyah saçlı bir varlık elini bana doğru uzatıyordu...
Hayal değildi. Tükürdüm ona. Bu sefer nefesim kesildi.
Beni tutup ateş çemberine doğru çekti. O esnada Allah-u Ekber dedim. Beni bıraktı.
Sonra mutfağa gidip su içtim. Yatağa dönüp ayetel kürsi okudum.
Sabah uyandığımda parkenin üzerinde tükürük gördüm.
Evet rüya değildi yaşanan.
Sonra hatırladım o gece dua okumadan uyumuşum.
Biri pandemi daha ülkeye girmemişken rüyamda mezarlık gördüm kepçeler ile mezarlar kazılıyordu.
Digeri babamı kaybetmeden 10 gün kadar önce yeni kaybettiğimiz Bi yakınımızın mezarını gördüm yanımda babam vardı ama mezar mermerleri zarar görmüş kırılmıştı babama dedim ustalar ne boktan iş yapmış gidelim söyleyelim tekrardan yapsınlar dedim.
birgün uyudum sabah bir kalktım iki parmağım kına yakmış gibi renkte ve kokladım bildiğin kına kokuyor. bir tırstım neyse cildiye gittim. doktora anlattım mercek gibi birşeyle baktı boya bu dedi.
hocam nasıl olsun yattığımda elimde birşey yoktu boya bulaşacak birşeyde yok resmen kına gibi kokuyor yok bu boya önemli birşey değil dedi.
acayip tırstım kendiliğinden geçti ömrü hayatımda böyle boktan bir durumla karşılaşmamıştım.
1-2 ay kadar önce, rüyamda küçük bir çocuk görmüştüm. 2-3 yaşlarındaydı, bir duvarın yanında birilerinden saklanıyorduk. sonra çocuk benim suratıma bakıp kolumdan dürtmeye çalıştı. beni dürttükten hemen sonra korkarak uyanmıştım. saat gece 02:10 civarıydı. ben uyumaya çalıştığımda saat 01:50 olması lazımdı. hayatımda bu kadar kısa sürede sızıp da bu kadar korkunç olabilecek bir rüya gördüğümü hatırlamıyorum.