(bkz: deniz baykal)
bir kültür merkezinde tesadüfen rastlamıştık o zamanlar daha genç ve sağlamdı.
(bkz: rahşan ecevit)
markette kimsenin dikkatini çekmemişti, yanında sivil polis vardı.
(bkz: mehmet ali erbil) bizim okula gelmişti.
(bkz: candan erçetin) konser.
(bkz: neslihan danyel) lisedeyken okulca gittiğimiz spor konulu bir konferansta.
(bkz: ayla algan) büyükadada.
Cuneyt arkin: universitede talebeyken uyusturucu ve alkol karşıtı bir sempozyumda birebir sohbet etmisligim var.
Huseyin turan: ankara'da askerken guzel bir tesaduf eseri tanisip konusmustuk.
sene 2013 izmir özdere’de bir beach. pascal nouma oturmuş gövdesine, bacaklarına kum sürüyordu. ne yalan söyleyeyim tanınmayı bu kadar takmayışı çok hoşuma gitmişti eheheh.
edit: arkadaşlar neden konserine gittiğiniz ünlüleri “karşılaşılan” ünlüler başlığına yazıyorsunuz?
eski meslek icabı sayısız ünlüyle karşılaştım. ama çok acayip bir sempozyumda mahmud ahmedinejad ile birebir uzun süre muhabbet ettim, tartıştım. hemde kafam çakırken.
ilhan deliktaş: bir yürüyüşte karşılaştık, sohbet muhabbet derken gün bitti. kafka oteli'ni yazmış yeni basılmış o sıralar. Ünlü mü? Değil ama yazdım. Çünkü olacak. Gerçekten hak eden nadide bir yazar.
Murathan Mungan: 90 ların sonu, 3 aynalı kırk oda nın imza günü aslında. Sayılmaz biliyorum ama o sıralar en sevdiğim yazar, şehrimde neredeyse hiç olmayan imza etkinliğine gelmiş. Benim için büyük heyecan.
Adama baktım gencecik. Şaşırmıştım. O ünlü oldu, sıra ilhan'da.
Ados ve hidrayla karşılaşıp sohbet etmiştim no.1 i gördüğümde alkol alıyordu kafası aşırı yüksekti yanımdaki arkadaşla bağıra bağıra sohbet ettiler lafın sonunda zenci dediğini hatırlıyorum gazap daha meşhur olmadan izmir sokaklarında görmüştük o zaman da ağır başlıydı biz çocuktuk elimizdeki tavuk dönerleri bırakıp yanına koşmuştuk gayet düzgün bir şekilde nasılsınız kardeşim iyi misiniz vs demiş halimizi hatırımızı sormuştu haricinde çok rapci gördüm konuştum da en bilinenleri bunlar sanırım he bi de bilal kısayla karşılaşmıştım akhisarli olduğum icin tanıyorum ama forum Bornova avm de denk gelmişti.
yüzlercedir. ancak tanımamazlıktan geliyorum yoksa şımarıyorlar *
millet çığlık falan atıyor yanlarına koşuyor. adam/kadın memnun değil işte suratı asılıyor sen koşunca fotoğraf falan isteyince. bunu anlayamadım bir türlü neden yaparlar belli ki onlarda özel yaşamlarında huzur istiyorlar. bir tek cem yılmazı gördüğüm zaman farklı hissediyorum o da semtin adamı olduğundan *
isim vermek işime gelmez. Bizim önce manken sonra oyuncu olan aktörlerden birisi gazeteye: "Ünlü olmak her yerde tanınıyor olmak çok can sıkıcı. Kimsenin beni tanımadığı bir yerde yürümeyi çok özledim" mealinde bir röportaj vermişti. Bu sözler aklımda kalmış. Bir gün bir tatil beldesinde kendisine gece yarısı denk geldim. "Hop birader. Ateşin var mı?" dedim. Çakmağını çıkardı bir de sigaramı yaktırdım ama kendisini tanıdığımı belli etmedim. Napıyorsun nerelisin ne iş yapıyorsun diye lafı uzattım. Bana kendisini tanıtana kadar canı çıktı. Şöyle oyuncuyum böyle oyuncuyum o kadar dizide oynadım hiç mi tanımamışım. Bu kadar mı memleketten habersizmişim.. gazete de mi okumuyormuşum.. internete de mi girmiyormuşum.. hangi devirde yaşıyormuşum.. bırakın la bu ünlüyüm ama mutlu değilim ayaklarını!
tunalı'da karşılaşmıştık. Az da olsa sohbet ettik. Yine babacan tavırlar, yine tane tane konuşmalar. Ve yine kafasının içinde filler ayıplı şeyler yapıyor gibiydi sanki.
benim için tüm zamanların rekoru robert plant ile karşılaşmamdır. 23 yaşındaydım ve 30 saniyelik konuşmamızın 27 saniyesi beni sakinleştirmek için uğraşmıştı adamcağız.