bugün

Anne tarafimin orta anadolunun guzide bir sehirde yasamalari, isparta ve bursa gibi muhafazar sehirlerde okumam ve cevremde cok islamci arkadasim bulunmasi sebebiyle karsilastigim yobazliklardir...

Universitede ilahiyat fakultesinden sonraki durakta otobuse bindikten sonra, karsilikli 2'li koltuklardan birine oturmamla diger 3 koltuktaki kapali bayanlarin aniden kalkmasi ve yolculugu ayakta devam etmeleri.

Siniftan bir kiz arkadasimin dogum gunundeyken, kutlama fasli bittikten sonra nezaketen herkese elimi uzatip hizli hizli sıkıp gitme niyetindeyken kapali bir kizin "ben sikamam" deyip beni dumura ugratmasi..

Daha 9-10 yasindayken teyzemin dua ve sureler okurken elinde bir bardak suyla etrafa eliyle su damlatmasi, nedenini sordugumda ise eve cinlerin musallat oldugunu soylemesi.

Bursa yesilde bir arkadasimi gezdirirken turbenin birinde kadinin birinin dua ettikten sonra arkasini donmeden turbeden cikmasi..

Sanirim mimar sinanin yaptigi bir caminin 4 yanindaki kolonlarin icine yerlestirdigi silindirleri kadinlarin cevirirken "cevirin cevirin sevaptir" dediklerini duymam..

Aklima gelen ilk olaylar..
lisede madam bovary'yi okumayan bir kız vardı. romandaki kadının karakterinden ötürü kitabı yarıda kesip bir kenara bıraktı.
ankara sincan'da 3-4 sene uzun saç ve metalci tişörtleri ile dolaştım ama bir kez olsun bu seviyede yobazlıkla karşılaşmadım. gerçi sincan'da hiçbir olayla karşılaşmadım.
daha ötesini görmedim.
ilkokuldan sonra yatılı kuran kurslarında hafız olmak için okuldan "geçici bir süre" ayrılan öğrenciler, yıl sonunda halen kayıtlı oldukları okullarına gelip her dersten tek bir sınava girerek bir üst sınıfa geçerler.

Bu kursların yurtlarında öğrenciliğinde geçici bir süre kalmak zorunda kalan bir din kültürü öğretmen arkadaşın anlattıklarına göre; bu yurtlar, ailesine en çok ihtiyaç duydukları dönem olan 10-11 yaşındaki kız çocuklarının, zorunlu olmadıkça hiçbir koşulda dışarı çıkamayıp, ailelerini dahi binbir rica ve yakarmalar sonucu görebildikleri, adeta bir çocuk hapisanesidir. Hocaları ve yöneticileri ise birer gardiyan edasıyla çocukların üzerinde müthiş bir baskı oluşturmaktadır. sevgi ve ilgiye muhtaç olan bu Çocukların hemen hepsi son derece mutsuz ve depresif çocuklardır.

Kendisinin üniversite öğrencisi olduğu halde 10-15 gün zor dayanabildiğini ve göz yaşlarıyla yine rica minnet bir telefon bularak, ailesini aradığını ve gelip bir an önce kendisini kurtarmaları gerektiğini yine göz yaşlarıyla anlatmasını unutamam. Tıpkı Yıl sonunda sınavını olmaya gelen 10 yaşındaki zeynep'in sınav olurken dahi yüzünden düşürmediği, tahliye olmuş bir mahkumun esrik gülümsemesini unutamadığım gibi.

Aynı kursta uzun yıllar hocalık yaptıktan sonra çalıştığım okula arapça öğretmeni olarak gelen ve hafız olması için küçük zeynep'i çok zeki ve akıllı olması gerekçesiyle, başlangıçta çok da istekli olmayan kendisini ve ailesini yönlendiren, ikna eden nejla hoca'ya sordum elbette.

"Nasıl oldu da Bu kadar kutsal bir mekanı ve görevi bırakıp; neden buraya; kız ve erkek öğrencilerin bir arada, yan yana olduğu bir okula arapça öğretmenliği yapmak için geldiğini?"

Fakat esas soramadığım soru ise; insanın efendisiyken bile mutsuz olduğu bir yerde; 10 yaşındaki bir çocuğun evinden, aile ve arkadaşlarından, okulundan uzakta öğrendiği bir dinin huzur vermesi mümkün müdür hocam?
(bkz: 7 nokta 4 yetmedi mi)
Ayrıca bu ülkenin görmüş olduğu efsane orospu çocukluklarından biridir.
Askerde karşılaştım.

“Sol elle yemek yeme karşımda şeytan var sanki” dedi.

Normalde askerde her türlü mallığı oranın iklimine verip alttan alıyordum ama O anda başka bir şeyden dolayı zaten gerginim...

Sonrası olaylar olaylar...

O yüzden komutan bana 5 aylık askerliğim boyunca “psikopat adanalı” dedi...
90 lı yıllarda devlet eliyle yapılan bağnazlık yobazlık hayvanlık Artık nederseniz.üni lerde ikna odaları kurup başörtülü lerin örtüsünü çıkartmak için psikolojik baskı yapmaları,oda yetmedi polis zoruyla örtüleri çekildi.
insanların hassasiyetlerine saygım var. Ancak bunu başkalarına karşı koz olarak kullanan insanları gördükçe uzaklaşıyorum.

Bir yolculuk esnasında bayan bir yolcu önde bulunan erkeğin geçişi kapattığını iddia ederek mırıldandı. Daha sonra ineceği yere geldiğinde erkek iş arkadaşını eve bırakmayı teklif ederek arabasına doğru yol aldı.

Malum bir partinin üyelerinden genç şehrin ileri gelenleriyle seçim çalışmalarına katılıyor, onlarla aynı karede yer alıyor, işini garanti altına almak istiyordu. Bir markette ise soğuk içecek dolabından alamadığı içkiyi ise arkadaşına kafa işareti yaparak anlatmaya çalışıyordu.
(bkz: atatürk için ayağa kalkmayanların kafasına sıkıcaz)
https://www.youtube.com/watch?v=6e0R69sd0_o