Aşk vb değil de, genellikle güvenecek kimse olmadığını düşündüğümde bunlarla aynı hayatı paylaşmaya gerek yok "hepsinin amk" diyorum bazen.
Yarım saate geçiyor, "hepsinin amk bana bir şey olmasın" diyor konuyu kapatıyorum.
ya beni sevgililerin ani gidisi cok alabora ediyor genelde.
cok basıma geldi, ortada fol yok yumurta yok, yıllardır beraberiz, her sey yolunda, aniden hicbir sey soylenmeden her yerden engelliyor filan.
o şokla cok acayip seyler yapmaya kalkabiliyorum.
ama kademeli terk edildigimde daha sakin kalıyorum.
lutfen beni biraz seviyorsanız kademeli terk edin. tesekkurler:)
Teşekkür ederim. Çok korkunç bir hastalık. Ne halüsinasyonlar görüyordum hem de. Burada asıl olay kişinin düşünceleri yönlendiriyormuş bu halüsinasyonları. Şizofreniden ayıran kısım bu olabilir.
Geçmiş olsun, pardon o zaman, zor hastalık ya, şizofreni için ilaç geliştiren doktoru içeri tıktılar, o anda anladım ki devlet insanları gerçekten önemsemiyor.
yıllar önce bi dönem depresif nöbet diyip ilaç vermişti daktır. ilaçlar işe yaramak yerine daha kötü yaptı beni. psikolojik şiddet gördüğüm bi döneme denk geliyor. kendimi bi arabanın önüne atarken falan görüyordum rüyamda sürekli. evden dışarı çıkamıyordum. insanlar sanki bana bakıp aralarında konuşuyor gibi geliyordu. ama geçti çok şükür. kendimi zorladım biraz ama aştım.
işitsel ve görsel halüsinasyonlar bipolar bozukluk rahatsızlığında da var. Hatta doktorum ilk şizoaffektif bozukluk tanısı koydu sonra bipolar bozuklukta karar kıldı. Her halüsinasyon gören şizofreni olmuyor.
Green card uydurma bipolarda hezeyan olur ama görsel halüsinasyon şöleni olmaz, sen şizofren olabilir misin? Teşhisin yanlış koyulmuş bence. Çok ilginç geldi bana bu.
Bipolar bozukluk hastası olduğum için atak geçirdiğimde her şey intihar etmem için dizayn edilmişti. Eşim beni aldatıyordu, benden nefret ediyordu ama çocuk olduğu için boşanamıyordu ve boşanmak istersem beni öldürecekti. Herkes aldatıldığımı bilip beni idare ediyordu. Yani ben öyle biliyordum, öyle görüyordum. Yalnızca kurgu, şüphe değil halüsinasyonlar yüzünden. Bu hastalığı düşmanımın başına vermesin Allah. O nefret edilme, salak yerine koyulma duygusu intihar etme isteği uyandırmıştı. Bir de düşünün çoğu kadın bunları sahiden yaşıyor ama baş edebiliyor. Ancak siz bipolarsınız çektiğiniz acının tarifi yok.
aslında yazmayacaktım bu başlığa ama…
elimizi bazen yanlış yere uzatıyoruz ve ben de öyle bir iki zamanda bu anın içinde bulmuştum kendimi. çaresizlik hissinin çıldırttığı bir andır kesinlikle ve o patlama etkili duyguların ardından, ki bu duyguların her insanda ya da her durumda dışa vurumu farklı olur, intihar teşebbüsü ortaya çıkar ne yazık ki…
nasıl dile getirilir bilemiyorum ama yapamadığında ya da başaramadığında sonucu daha bir başka duygular doğuruyor. bunlar iyi de oluyor kötü de oluyor ama bir müddet sonra intihar eşiği boş gelebiliyor. elbette her deneyimin sonu aynı değil. eminim ki bu his görüş ve izahi olarak değerlendirilebilir ama açıklanamıyor, hani yaşanmadan hissiyatına girilemeyecek bir durum bence…
dilerim haksızlık kimseyi bu raddeye getirmez ve hakeden her insanın kendine katlanacağı huzurlu bir hayatı olur.
2 yıl öncesiydi, özel hayatımda bazı problemlerim vardı ve üstesinden gelemiyordum. Kendimi toplamam aşağı yukarı 1 yılımı almıştı ve şuan düşündüğümde hangi kafayla buna karar vermişim anlam veremiyorum. (bkz: #46076675)
Sözlük yazarlarının intihar etmesine, son bir adım kalan bunalım anlarıdır.
Cepte beş kuruş yok ve kredi kartı borçları üst üste gelmişti. işsiz kalmıştım. Sevgilim yoktu. Yakınlarımı kaybetmiştim.
Geceleri tek başıma caddelerde boş boş yürürdüm. Sonra eve gelip uyurdum.
Sokak köpeği gibi hissediyordum kendimi.
Bir gece intihar etmeye hazırlanırken Charles bukowskinin bu şiirini okumuştum. Güzel seslendirme yapılmış: https://youtu.be/HJjwYa6y8hM?si=WtpYXqQm1LKSd9Qm