Dubleks (üst katında sadece yatak odası bulunan çatı kati) olan ahşaptan bir ev.orman kenarında olacak ama. Etrafı çitlerle çevrili olacak, çiftlerde beyaz olacak. Bahçesinde ellerimle diktigim çiçekler, sebzeler yetişecek. Çepeçevre ağaç olacak çitin hemen içi. Bi kamelyasi olacak o bahçenin o da bembeyaz boyalı olacak. Yaz geceleri o kamelyada doğanın sesini dinliycem.
Kesinlikle asma katlı. Asma katı yatak odası aşağısı salon mutfak vs. Ayrıca yatak odasının pencereleri baştan aşağı cam. Hem enine hem boyuna penceresiz komple cam ama.
büyük adada, biraz üstlere doğru.
havuzlu, güzel bahçeli bahçesinde çok güzel begonvillerin olduğu havuza giderken bir mermer biraz yeşillik şeklinde sıralanan yoluyla o havuzlu binada ki 5. kattaki sağdaki daire.
2 katlı, birinci katta balkon mutfak yatak odası uzunca bir hol var. 2. katta balkonu olan ufak bir oda. balkonu arkadaki havuzu ve ilerideki binayı ve biraz daha ilerideki güzel bahçeli müstakil evi görüyor.
diğer oda daha büyük, 2 oda büyüklüğünde ve terası var. terasta mangal. çevresinde martılar ötüyor geziyor filan.
bundan 15 sene önce ne kadardır bu ev acaba diye sorduğumda 200-300 milyar demişlerdi şimdi tahminen 600-700 bin vardır.
bir eve o kadar para vermem, yalan yok.
ama işte hayal değil mi? kime ne?
Doğu Karadeniz'in en Doğusunda bir dağ köyündeydi. Ahşabın ne demek olduğunu çok sonra öğrendiğimden tahtadandı diyeceğim.
Alt katı kütüktendi. Kışın daha sıcak olduğundan aşağıda yaşardık. Kuzineli sac sobasında pişerdi aşımız, ekmeğimiz. Elektrik 91'de geldiğinden gaz lambasını hatırlıyorum.
Üst katında uzunca bir eyvanı vardı. Bu eyvan ortada genişler Köşk adını alırdı. Ambarın kapısı alçak olurdu. Hırsızlar çuvalla çıkamasın diyeymiş.
ineğimiz, koyunumuz, kedimiz, köpeğimiz, tavuğumuz, meyve bahçemiz, tarlamız, bostanımız, arılarımız vardı be daha ne olsun.
Kediyle arıları unutamam hiç. Önüme bi tas sütlü ekmek koyarlardı bir kediye yedirirdim bir ben yerdim çocukluk işte.
O arılar ise Anadolu Arısının son temsilcileriydi sanırım. Küçük sarı kızgın arılar. Türkiye genelindeki son kovanlar Kafkas arısıyla değiştirilmeden önce henüz Varroadan ölmemiş olanlar. Her gün ağzım burnum şiş gezerdim arı sokmasından.
işte öyle bir evim olsun istiyorum. Çok şey mi istiyorum.
işime yakın. Hadi metroya yakın olsun.
Şimdi geçin bahçe olaylarını filan. istanbul gibi yerlerde ne kadar az trafik çilesine maruz kalırsan o kadar yaşam kaliten ve kendine ayıracağın zaman artar.