bugün

bir kez yarış arabası çarpıyordu hayatım film şeridi gibi geçti gözümden.

ikincisinde 3.kattan düşen pencere kafama doğru geliyordu o kadar hızlıydıki film falan süresi yetmedi arkamdan itekleyen şahsı muhterem insana can borcum vardır efendim.

ve son olarak da kendi şahsıma kast etmiştim ama onu bile becerememiştim efendim.saygılarla.
ilkokuldayken karşıdan karşıya geçmeye çaışırken son hızla üstüme gelen arabanın nasıl olduysa üstüne çıkmışlığım, burnum bile kanamadan kurtulmuşluğum var. * *
maden şişesine oturarak ölümü beklemek olmadığı farklı olaylardır.
sinek saldırısı.
bi sevgilim vardı. bela, dert. atlattık çok şükür ama bikaç iz kaldı tabii.

tanım: çok kötülerdir.
bundan 3 yıl önce kızlığımı kaybettim. oluk oluk kan geldi.
sabah kalktım. hastaydım o gün biraz. neyse efendim uykulu uykulu indim merdivenlerden. lavaboya gittim. biraz yüksek bizim lavabo. ben de hastayım ya tam hapşırırken alnımı lavaboya çarptım.* beyin kanaması falan geçiriyorum sandım bir ara. allahtan ufak bir morlukla kurtuldum.*
üç yaşındayken binanın 4. katından düşüş, sekiz yaşında bir araba çarpması ve bisikletle yokuştan inerken bir metrelik boşluğa düşüş ve duvara bodoslama çarparak burnun kırılması,on yaşında 3m yüksekten başına varil düşmesi ve iki kez araba çarpması ,yirmi yaşında inşaaatın dördüncü katından iskeleden düşmek....

not:herşeye rağmen ruhen sağlıklı mıyım bilmiyorum fakat bedenen sağlamım.
2 metre yükseklikten baltanın üzerine uçtum. elimi sıyırdı sadece.
geçenlerde helikopterden diğer helikoptere atlıyordum tam o esnada ayağım kaydı allahtan yandaki jetin kanadına bastım oradan atladım bu sefer pilotun kucağına düştüm şanslıyım ki pilot bayandı yoksa durum sakat olabilirdi.
patates kızartırken yağ sıçradı göz kapağımın üstüne çok korkmuştum.
bir daha tövbe yapmam.
yağ sıçramasının nedeni tavaya elimden su damlamıştı.lanet olası!
küçüklüğümden aklımda kalan en eski şey beni elektrik çarpması. o da bir flash gibi. tek karelik.
ben mini minnacıkken babamın tamir etmeye çalıştığı prizi tutmuştum. çok garip bir duygu. 220 volt geçince içiniz bir hoş oluyor. tuttuktan sonrasını hatırlamıyorum. daha sonraları elimde yara vardı zamanla geçti.
daha dün akşam başıma geldi. virajı dönmemle karşıdan gelen iki tane birbirini sollamaya çalışan psikopatı farketmem bir oldu. o an manevi olarak altıma sıçmadım desem yalan olur. ama yine de ucuz atlattım.
geri zekalinin biri hatali sollama yaptigi icin kendi seritimde dimdizlak kalmistim. allahtan yan taraf duz araziydi de direksiyonu kirabildim, kendisi de son anda kirabildi... ucuz atlattik.
kolonyalı elimle mumu tutunca elim meşale gibi alev aldı o panikle elimi sallamaya başlayınca ben salladıkça o daha da alevlendi bi anda kalbimin atışlarını duymaya başlayınca koltuğa vurmaya başladım ellerimi.
sonuç: elim tütsülenmiş tavuk gibi kokuyordu.
freni tutmayan bir bisikletle daracik orman yoluna gece gece farsiz bir sekilde dalarak, yokus asagi ayaklarimi yere sürtüp bisikleti durdurmaya calisirken havada yarim takla astiktan sonra zifiri karanlik gecede ormandaki agaclara carpmadan tepemin üzerine düsüp, köprücük kemigimin darmadagin olmasi ve ameliyat olmam. sansliyim ki ucuz kurtulmusum.
koluma demir girdiydi, inşaat demiri, öteki yandan çıkmadı tabi ama içeri girdi bildiğin, izi mevcut sol kolumda her baktığımda hatırlarım et parçasını, bir de mal gibi kendime doğru çekince kolu, yırtıldı kolum. vay le le
kıştı... Kar yağmış, yollar kapanmıştı. O nedenle yolculuğumuzu yollar açılana kadar ertelemiştik.

Ertesi sabah hava günlük güneşlik, çatılardan eriyen karın suyu şıpır şıpır akıyor, kuşlar bahar gelecek zannetmiş şakıyorlar. Yola çıkmaya karar verdik ve yolculuk başladı. Yollar eriyen karın etkisiyle hafif ıslak yolun kenarında kar yığınları var. Babam çok hız yapmayı sevmez, en fazla 90'la gider ama o bile çok yüksek hızdır bazen. Bir virajı döndük, iki dağın arasında gölge bir yola girdik ve bir anda yolun buz olduğunu farkettik ama çok geçti, araba bir anda dönmeye başladı.

Bende şöyle bir ruh yapısı vardır; olay anında değil olaydan sonra korkarım. içinde bulunduğum otomobil başıboş şekilde kendi etrafında dönerek hızla ilerlerken ben babama dönüp baktım. Yüzünde bir dehşet ifadesi, direksiyona yapışmış ve arabayı toparlamak için çaresizce çırpınıyor, arkaya dönüp baktığımda annem 'allahım allahım' diye bağırıyor. En garibiyse ablamın o anki haliydi. Hiç bir şey olmuyormuş gibi sakin sakin arkasına yaşlanmış ve o kadar rahat görünüyor ki. Dudakları kımıldıyor, belli ki dua okuyor.

Araba kendi etrafında 5 veya 6 tur attı ve sonunda tam da gideceğimiz yol istikametine dönük şekilde durdu. Müthiş bir tehlike atlatmıştık, bu travmayla rengimiz kaçmış vaziyette öylece kalakaldık. Bir dakika sonra o neydi öyle falan derken babam 'gizli buz var, farketmedim. iyi ki aşağıya uçmadik. Ya karşıdan başka bir araba falan gelseydi' dedi. Sonra arabayı çalıştırdı ve yola devpam ettik. Pek konuşmadık ama hepimizin en çok şaşırdığı şey o dönemeçte neden dümdüz uçuruma doğru değil de onca yolu yoldan çıkmadan gittiğimizdi. Hala da merak ediyorum. Belki de ablamın okuduğu dualar bizi kurtarmıştı. Bilmiyorum.
ben çok küçükken ailecek arabayla uçurumdan yuvarlanmışız. çok şükür kimseye ciddi birşey olmadı.
geçen gün yataktan düşüyordum sayılır mı?
geçirdiğim en büyük kaza sünnetimdi hala etkisindeyimdir.Düğünden sonra annem balkondan yıldızlara bakalım diye yukarı çıkardı işte o zaman bir yıldız kaydı.
4-5 yaşlarında küçük bir çocukken kumsaldan eve doğru gelirken eşyaları toparlayan anneannem görmeden karşıya geçmeye çalışmam.. sol taraftan fırlayan bir otomobilin hızla üzerime gelmesi... acı bir fren ve ayağa kalkan kumsaldaki insanlar...

eve geldikten sonra ağlamıştım lan arabanın sahibi arabasının önüne çıktım diye beni polise verecek diye. çocukluk işte.
üç ay öncesi caddede hızla gelen arbanın beni iki seksen yere uzatması oldu.. dizlerim ve kolumun derisi soyuldu. ucuz atlattım gene..
bir tren az kalsın arkadaşımla beni eziyordu. tren üstümüze üstümüze gelirken, bizim yaptığımız tek şey, trene mal mal bakmak oldu. etrafımızdakiler bize bağırıp çağırmasa hala trene bakar mıydık bilmiyorum...
görsel