Yazarların akıllarından çıkmayan ve bi kaç gün etkisinde kaldıkları film sahneleridir. (bkz: life is beautiful) filminde babanın öldürüldüğü sahne en etkilisidir.
the pianist filminde Adrien Brody abimizin kendisine ateş eden askerlere elleri havada bir şekilde virane evden çıktıktan sonra "o ceketi niye giyiyorsun" dediklerinde "üşüyorum" dediği an. hıkık diye bişey düğümlenmişti boğazıma.
evet efenim tüm film boyunca bu durumdan tek bir kişi hariç herkes şikayetçidir. o da henry fonda'dır. ceketini çıkarmayı bırakın, kravatını bile gevşetmez. akabinde yağan yağmurla sıcaklığın eriyip gitmesi aslında ön yargının ne kadar illet bir şey olduğunu gözler önüne serer. zaten film de bunu anlatmaz mı ?
schindler's list , toplama kampında aileler bir tarafta asker gözetiminde tutulurken , çocukları kamyonlara bindirilip auschwitz'e gönderilirler. o esnada çocuların kamyona binme neşeisyle ailelerine el sallamaları , ailelerin sliahların üzerine doğru koşmaları filmin en can alıcı sahnesidir bence.
the shawshank redemption'da red'in hapishaneden çıktıktan sonra andy ' ye verdiği söz ile buxton'a gitmesi ve orda andy'nin yazdığı mektubu okuması , mektupta yazılan
" unutma umut iyi bir şeydir hatta umuttan daha iyi bir şey yoktur ve iyi şeyler asla ölmez " bu cümleden çok etkilenmiştim.
all the little animals'ta mrsummersın ölüp bobby nin büyüyünce hala beraber yaptıkları işi devam ettirdiği sahne. neden bilmiyorum ama çok duygusal geldi aq
Hostel filmindeki sahnelerdir.
Önce kızlarla sauna'da falan ateşli şekilde takılıyorlar. izleyici boşalma durumuna geliyor.
Akabinde hatunlar tarafından kandırılan çocuklar, kendilerini bir fabrikada buluyor.
Kocaman bir kasaphane burası. Çeşitli aletlerle canlı canlı insan kesip biçiyorlar. Şuraya bakın, kurban keser gibi adam doğruyorlar lan. Fena etkilenmiştim.
nikos kazancakis'in zorba romanından uyarlanan filmdeki sahnedir.
Otel sahibi zengin madam, ölüm döşeğinde yatar. Herkes numaradan çok üzülüyor gibi yapar. Sahte göz yaşları dökülür.
Kadın öldüğü gibi evi yağmalamaya başlarlar. Herkes bir eşya kapma derdine düşmüştür.
Ve bu sahne gerçek hayattan alıntıdır. Benim büyük dedem ölünce de, onun evinde buna benzer bir mal kavgası çıkmıştı.
Mutfakta; o çatal senin bu kaşık benim... davası yapılıyordu. swh.
-Gladiator filminin finali. Beni ağlatan tek final..
-scent of a woman filminde al pacino'nun konuşma yaptığı sahne.
-matrix'teki kırmızı hap ve mavi hap sahneleri.
-inception'daki rüya sahneleri.
-toy story filmindeki sonsuzluk ve ötesine denilen sahne.
-shrek 4 finali. Ulan çok duygusal ve anlamlı o final..