üçüncü katta kolları ful kıllı kel kafalı bi dayı var muhtemelen müşterim. sırtınında ful kıl olduğunu sanıyorum. neyse işte hep onla karşılaşıyorum göz göze geliyoruz hoş olmuyor.
Odamın tam hizasında epey büyük bir dükkan var ve o dükkan taşındığımızdan beri hiç tutulmadı kiralanmadı boş.
işin ilginç kısmı o dükkanda cansız vitrin mankeni eski bir barbekü yırtılmış koltuk gibi garip garip eşyalar var. Yatağımda uyurken bile gecenin bir körü bunlarla göz göze geliyorum.
çağımızın en büyük sorunu: insan, betonlara başkaldıran ağaçlar, biraz gökyüzü, mahallem, sokağa gibi görünse de çoğu zaman kalbime ışık tutan sokak lambaları ve anılarım.
havlayan köpekler, yanmayı unutmuş bir sokak lambası, sokak lambasının isiksizliginda parlamaya çalışan yalnız bira şişesi... karşı evin mutfak cami ve korkunç perdeleri.. uykusuzluğumun o korkunç perdeleri soktuğu canavarımsi şekiller. . bügunde delirmedim çok şükür minneti..