sağlık ocağında benden iki tüp kan alınmıştı. midem bulanmaya başlayınca bana şeker verip sedyeye yatırdılar. ayağa kalkarsam bayılıp düşeceğim yoksa. teyzenin biri içeri girdi nedense yattığım sedyeye bakma gereksinimi duydu. bakmasıyla yüzünü eliyle kapatıp gitmesi bir oldu. oysa sadece tansiyonum düşmüştü.
iş hayatından örnek vereyim:
Öğrencilik zamanında süper markette çalışırken, reyon altına eski ayakkabılar bulunmuştu.
Meğerse millet, yeni ayakkabıları kutudan çıkarıp, giyipte gidiyormuş. Tabi Eskileri de reyon altına sallamışlar.
Ayakkabıların alarmlarını nasıl söktüleri ise sır olarak kaldı. swh.
Türkiye'de değil de muz cumhuriyeti diye bir yer vardı, orda diplomasiz cumhurbaskani bütün ülkeyi yönetiyordu. Ülkenin bütün kaynaklarını satıp parayı kendisi ve eşi dostu yerken, halkın büyük bir kısmı bu adama tapiyordu, bazıları da peygamber bile ilan etmişti.
Ulan iyi ki böyle bı ülkede yaşamıyoruz amk, şunların haline bak.