bugün

Annemin öleceğini düşünmek. Benden önce ölmeside en büyük korkumdur.
acınmaktır. sevdiklerim tarafından acınmaktır özellikle. Canımı en çok acıtandır, kaç kere keşke buracıkta yerin dibine girsem dedirten durumdur. Bunun sebebini de o kadar çok düşündüm ki. Kimileri 'madem böyle bişey yapıyorlar zaten sevmiyorlardır' diyebilir ama sorunlu olan benim sanırım bu noktada. ne bileyim belki çokca önem verdiğimden, çok sevdiğimden, üzmekten korktuğumdan, elimden gelen her şeyi yapmak istediğimden veya acınmak, yalan gibi şeylere neden ihtiyaç duyulabileceğini anlayamadığımdan. Sık sık düşünüyorum da acaba bazı şeyleri abartıyor gibi mi geliyorum, çok mu sıkıyorum ki buna mağruz kaldım önceden.

edit: bir an kaptırmışım galiba, neyse...
şehit haberleridir.
2 lahmacunu gömüp Adana'nın hepsini gömememem.
mezun olmak.
Birkaç hafta önce sarılabildiğim insanın bugün toprağın altında olması.
Yanlış anlaşılmaktır.
Her şey çok pahalı.
Kibirli insanların kendini nimetten sanması.Aslında üzülecek durum yok.Kibirleriyle başbaşa bırakmak en doğrusu.
Yaşanması mümkünken, yaşayamadığım mutluluklardır.

Görmemek ya da bilmemek bazen daha iyidir. Ama neyi kaçırdığınızı gördüğünüz zaman çok acıtıyor insanı. Bir fırsat, aşk, iş teklifi ya da herhangi bir şey fark etmez...
kendim. kendimden kurtulamıyorum, lanet olsun.
Herhangi birinde görüp de yadırgadığım bir davranışı veya tutumu, bir zaman sonra kendimde de gözlemlediğim o an.
Yoktur. Üzülme yetimi kaybettim.
Yalnız ölme korkusu. Evet beni tam olarak bitiren bu.
hayat pahalı, sağlık hizmetleri leş, kimse çocuğunu devlet okuluna göndermek istemiyor, polise adalete güven yok herkes allah düşürmesin diyor, işsizlik almış başını gitmiş, toplumun ahlak (gerçek ahlak) yapısı çökmüş, çevre kirliliği, kuruyan göller, yaşanan afetler, trafik kurallarına uymayan magandalar, saygısız komşular..

bizim konuştuğumuz arda-berkay, kaşıkçı cinayeti, andımız.

andımızı tekrar yürürlüğe sokanlar ile buna karşı çıkanlar aynı kişiler. maksat millet gerçek gündemi konuşmasın. ben bunlara üzülüyorum sözlük.
Aslında olanlar değilde, olduğunu sandığımız şeyleri konuşuyor olmamız.

Aslında gerçek bir fikrimiz olmadığı, bize öğretilenleri gerçek sanıyor olmamız.

Aslında hepimizin sonunun aynı olacağını bildiğimiz halde, birbirimizi yiyor olmamız.

Üzüyor elbette, ama uyananlar olduğu gibi uyanmaya başlayanlarda çok, elbette uyuyanların neslinin tükenmeyecek olduğunu bilmek ve bu bilinçle yaşamakta üzüyor.
Börek açamayan eski sevgiliden gelen evlenelim sana kimse benim gibi bakamaz mesajı.
Üç gündür kahve içemiyor olmak. Kahve kokusu burnuma burnuma geliyor ama yasak.
Zorunda bırakılmak. Bir şeyleri zorla yapmanın verdiği zorluk hayattan soğutuyor.
Mazot fiyatları yedek parça fiyatları.
Kırk yıl sonra aldığım kola kapağından bir litre bedava çıktı. Kampanyanın süresi dolmuş. Gel de üzülme. Dünya başıma yıkıldı.
En çok üzüldüğüm şey, bir zamanlar deli gibi istediğim yerde olmam ve halimden memnun olmamam.
Alışılan insanın gitmesi.
Yanlış anlaşılmak.
Mutsuz insanlar.
incelikler.
klavyenin başına oturup da, bir kelime dahi yazmaya erinmek.

(bkz: yazar psikolojisi)