köpek saldırdı. elimin üst kısmına dişini geçirdi. paçayı gene iyi yırrtık. ondan sonra, hastane, kuduz aşısı, tetenoz falan derken yara kapandı. ama iz kaldı.
Köye gitmiştim ilkokulda yaz tatilinde. ilk kez Görünce Bembeyaz pamuk şeker gibi heidi nin sevimli kazları geldi aklıma. Kedi gibi alıp kucağıma sevebilirim sandım çocukluk işte. O turuncu gagaların hepsi bir anda öfkeyle üstüme üstüme nasıl bir saldırı kovalamaca aman allah ım nasıl kaçtığımı hatırlamıyorum. Hala daha Anlamadığım bir şekilde beni her gördüklerinde kovaladılar üstelik.
Hala çok korkarım kazlardan. Hayvanat bahçesine gittiğimde dahi kümesi es geçerim.
kurt köpeği. ufak bir hobbit olduğum zamanlarda üzerime atlamıştı da araya babamın bir arkadaşı girmişti. hayvan adamın kolunu ısırmıştı. benim yerime onu hastaneye götürmüştük. sizin var mı bilmiyorum ama benim hayatımı borçlu olduğum bir insan var işte.
martıdır. yıllar evvel askerden yeni gelmişim sirkecide çalışıyorum. unkapanı köprüsünden yürüyerek karaköye geçiyorum her sabah merkez bankasında para değişimi için. bir sabah martının bir tanesinin alçak uçuşla geldiğini fark ettim eğildim iyice tam üstümde iken zıplayıp bacaklarına dokundum. sonra hayvan kızdı herhalde ben yoluma devam ederken arkamdan geldi kafama çaktı bir tane. arkasından resmen kahkaha atarmış gibi sesler çıkartarak tepemde döndü bir süre. kafam acımıştı bayağı ona mı yanayım oradaki onlarca kişinin gülmesine mi yanayım bilememiştim..