benim için iki aşamalı bir konu bu. daha okula gitmediğim zamanlar ve yeni başladığım zamanlar ansiklopediler ilgimi çekerdi onlarla okumaya başladım ve sevdim.
ikinci aşama ise sabahattin ali kitaplarını okumamla oldu.
4. Sınıfa yeni başlamışken teyzemin Doğum günü hediyesi olarak aldığı bir kitaptı. Sevdiğim birisi olduğu için bir bildiği vardır diye okuyup bir şey anlamadım. Sonra bana anlamam için ufkumun genişlemesi gerektiğini söyleyip bir kaç kitap okuduktan sonra okumamı söyledi. Önce evliya çelebi serisini ardından Yavuz bahadıroğlunun bir çok kitabını okuyup sonra o kitabı okudum. Sonra da okumayı bir daha bırakamadım.
Yaban
Suç ve ceza
Oblomov ( kalbimde yeri ayrıdır )
Budala
Zeytindağı
Çalıkuşu
Hayvan çiftliği
1984
Don Kişot
Devlet
Hükümdar ( prens )
Metal fırtına
Sefiller
Pal sokağı çocukları
Kaşağı
Mai ve siyah
Kafamda bir tuhaflık
9. Hariciye koğuşu
Diyet
Dede korkut hikayeleri. ilkokulda öğretmenimiz kütüphanedeki kitapları okumak için dağıttığında bu kitabı seçip vermişti. ilk başta üzülmüş, o çocuk aklımla "lan şu şansa bak yüzde doksanı batı klasikleri dolu kitaplıktan düşe düşe payımıza bu çıktı" diye hayıflanmıştım. Meğerse en değerlisi bana denk gelmiş de haberim yokmuş. Değerini yıllar sonra anladım.
the catcher in the rye .. bu kitabı defalarca okumuştum ortaokulda.. sanki kendini sorgulamayı uyandıran bir kitaptı. Çocukluktan yetişkinliğe giden yolu Keşfetmenizi yads ikisinin farkını görmenizi sağlayan. Bir çocuğun büyümesini gösteren güzel bir kitaptı. Hayatın çirkinliklerini ve çocukluğun masumiyetini anlatan değerli kitaplardan birisidir.
