yazarların insanlığından utandığı anlar

entry7 galeri0
    1.
  1. Yazarların içini parçalayan veya haksızlığa tanık olduğu anlar.
    1 ...
  2. 2.
  3. şehir merkezinde mendil, ıslak mendil, yara bandı, lif satan bir abla var. merkezde bir etkinlik olmuş araçlar toplanıp gidiyordur, o sırada abla beyaz panelvan bir arabanın şoförüne seslenir;

    -ne taşıyorsunuz arabada?
    +şeftali.
    -aa çok severim verir misin biraz.

    beyaz panelvan gaza basıp gitti. genel olarak duygusuz olduğumu düşünürüm ama bu sahneyi gördüğümde benim için değil ama o beyaz panelvan şoförünün insanlığı adına utandım. kendime de söz verdim, mezun olup buralardan gitmeden önce ablaya şeftali alacağım. belki beraber yeriz.
    2 ...
  4. 3.
  5. başımdan geçen bir olayı yazarak utanayım.

    şöyle ki; 17 yaşındaydım öss'ye hazırlanmak için kadıköy'de bi dershaneye yazılmıştım ilk günlerim falan. kantine çıkıyoruz her teneffüs tabi ilk haftalar klasik ne var ne yok yoklama çekilir. sonra kritik yapılır.

    dipnot: ben de o yaşıma kadar ilkokul 1'den beri birini seviyodum. (karşılıklıydı da. büyüdük sevgili olduk ayrıldık) yani hiç hiç başka bir erkekle flörtük bir diyaloğum olmadı.

    böyle birkaç hafta geçti kantinde bi çocuğu farkettim. farketmemim sebebi de beni her gördüğünde durup gülümseyip geçip gidiyodu ilgimi çekti tabi. gerçekten de yakışıklı boylu poslu falan hani. ama benim hiç hoşlantıydı konuşmaydı flört etmeydi deneyimim olmadığı için inanılmaz heyecanlanıyordum. bir gün ders çıkışı arkamdan geldi ve yavaşça sağ omzuma dokundu adımı söyledi. tabi ön hazırlık yapılmış isim öğrenilmiş içimden ya ne tatlı çocuk falan derkeeennn.. bedensel bir özrünün olduğunu farkettim. (burdan ne olduğunu yazmak istemedim belki okur) başımdan o an kaynar sular döküldü. hayatımda aklıma gelip o anki hissi yaşadığım nadir olaylardan biridir. neyse konuşması hali tavrı her şey çok güzel, çok özgüvenli ve kendisiyle barışık çok tatlı bir insandı. sonradan arkadaş olduk yemek yedik konuştuk. tanıdık birbirimizi ama tabi ben rahatım arkadaşça yaklaşıyorum. müzik zevkimiz vs birçok şey çok alakasızmış zaten ama tabiki esas şans vermeyişimin sebebi utanıyorum gerçekten de ama özrüydü. kendimi aylarca çok sorguladım hatta nefret ettim diyebilirim. yani çok şükür onda bu düşüncem sebebiyle öyle bir izlenim bırakmadım ve kırmadım. yine hatırlayınca çok üzüldüm sözlük.
    0 ...
  6. 4.
  7. Küçük bir çocuk insanları tartıyor, hava -10 derece. Bense halimden şikayetçi bir şekilde en kalın kıyafetlerimle yürüyorum. Çocuğun üzerinde ne mi var? Sadece bir forma, galatasaray forması. Oysa ben fenerbahçeliyim. Şöyle bir çocuğun yüzüne bakıp, abim napıyorsun bu soğukta, dedim. Çocuk donuyordu yüzünden belli. Abi kardeşlerim var, dedi. Oysa o kardeş olarak bakılacak yaştaydı. Cebimde ne kadar bozuk varsa uzattım. Verdiği cevap beni daha da yıktı. Abi burda fazla para var ben bunu alamam. Velhasıl zorla verdim parayı ve ayrıldım ordan ama aklımda yüreğimde hâlâ orda durur.
    3 ...
  8. 5.
  9. -Oğlum montu sana giy diye verdiler, niye çantana koyuyorsun?
    +Yağmur yağıyo hocam, ıslanmasın.
    -...
    2 ...
  10. 6.
  11. eskiden kitapçı dükkanım vardı. çocuğun bir kitap alacak parası bile yoktu ama okumak istediği gözlerinden belliydi. uzaktan uzaktan bakıyordu kitaplara. iste o an adaletsizlikten, kendimden, herşeyden ve herkesten o çocuk adına utandım. kitap hediye etmem bile bu utancı gizleyemedi.
    3 ...
  12. 7.
  13. Gözünü kırpmadan, vahşice çocukları öldürenlere de insan dendiği andır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük