köyde doğmuş büyümüş bireyin her yaz yaptığı eylemdir. üniversitede rahatlığı yaşayan kızlarla gezen adam, gider yazın kendini sabahın köründe incir tarlasında bulur. bir ay incir toplar, sonra biraz arkadaşlarının yanına gider, gezer gelir ve tekrar köye döner. vakit ağustostur ve o sıcaklarda millet denize girerken kendini üzüm bağlarında bulur. hele bir de hayvancılık da varsa o zaman tatil diye bir şey yoktur onun için.
çocukken insana aa ne hoş köye gidiyoruz heyecanı katan, büyümeye başladıkça yine mi köy nidaları attıran, daha da büyüyünce ben artık gelmiyorum dedirten fakat yaş kemale erince hadi bir köye gidelim be şöyle bir temiz hava alalım cümlesini kurdurtan fiildir kendisi.
zamanında kosup çıktıgınız yokuslarda artık nefesinizin tükenmesi ve beraber salıncakta sallandığınız kuzeninizin kucuk cocuklarıyla gelmesiyle insana yaslanmaya basladıgı hissi veren eylem.
eskiden playstationlar, cep telefonları , internet köylerde pek olmadığı için epey sıkıcı gelen ama artık köye gelen herkes bunları yanında da getirebildiği için pek fark yaratmayan durum.
telefon çekmez, internet yoktur, herkes aynı odada uyur, sabah erken kalkılır, akşam erken yatılır, teyzeler şapur şupur öper falan filan..
ama yinede güzeldir üzülür insan oradan ayrıldığına..
köyünüz benimki gibi tatil beldesindeyse gayet güzeldir. deniz, kum ve güneş üçlüsüne ev ortamının rahatlığı, güzel yemekler ve tonton bir anneanne ile tatiliniz beş yıldızlı otelleri aratmaz.