sahip olduğum türklük/aidiyet duygusu, islam inancı, ülke, vatandaşlık, yurttaşlık bilinci hepinizin malumu.
beni türk yapan bu ülke-türkiye cumhuriyeti ve atatürk den başlayarak türkiye cumhuriyetinin kuruluşunda katkısı olanlar ve bugün tc temsil eden cumhurbaşkanı r. t. erdoğan da dahil olmak üzere kişiler objeler temalar beni türk yapan olgular değil.
benim dinimin islam olması anne-baba aile çevre de değil. daha da teknik (felsefe) açısından konuya yaklaşırsak içimde olan ve inandığım yaratıcı/allah bilincini oluşturan kur'an ve peygamberler de değil.
vatandaşlık yurttaşlık bilimcimi şekillendiren ay-yıldız bayrak da değil.
şimdi içinizden hödüğün biri çıkıp "ne yani, vatan millet din bayrak senin için bir önemi yok mu?" diyebilir.
evet, canım aynen öyle!
bu ülkede doğmak büyümek bu ülke değerlerini varlığını benimsemek benim için önemsiz, birinci öncelik olmuyor. uzun uzun anlatmamak için 1-2 örnek vereyim; apo denen bebek katili türkiye cumhuriyeti doğumlu, ay-yıldız bayrak altında yaşıyordu. fetö denen önüne geleni kandıran ve kandırdığı insanları oyuncak gibi kullanan kendine kul köle yapan bu ülkenin insanı değil mi? üstelik devletin de memuru, yok yani, fetö ile ikimiz yan yana dursak adam devlet memuruydu. bu kadar kıymetli kişiliklerdi bunlar. tv de devleti idare edenler bunların düşünce eylemlerini mektuplarını savunmadı mı?
babam, dedem vb aile geçmişim soy ağacım bu ülkede bu bayrak altında doğmadı, yaşamadı. hilal değil de haç gölgesinde yaşadılar ama onlar kendilerine türk dediler, dinleri islamdı.
benim türklük aidiyet duygumun varlığının kaynağı bu ülke bu coğrafya bu bayrak bu vatan değildir.
dinimin islam olmasında ve yaratan olgusuna inanmam insanların ailemin müslüman olması ve müslümanların çoğunlukta olduğu ülkede yaşamam değil. eğer yaşamın kaynağı nedeni diye kendime soru sormasam açıklanamayan/anlamadığım gerçekleri görmesem dinim islam olmazdı, bir yaratıcı inancım oluşmazdı.
neyse, başlıkta konu olan ekranlarda türklük vatan millet bayrak din iman diye ortalıkta arz-ı endam kişilerin düşünceleri ile benim düşüncelerim karşılaştırılırsa bunların yanında haymatlos (vatansız) gibi kalıyorum.
buna rağmen bu insanların düşüncelerine, eylem ve söylemlerine bakarak; türklük ülke vatan bayrak kimlik vatandaşlık/yurttaşlık bilinci ve bu bilincin getirdiği sorumlulukla bu insanlara karşı söylemlerim adeta beni ırkçı fundamentalist durumuna sokuyor.
bu savunduğu değerleri bilmeyen ve bunun gereğine göre davranmayan düşünmeyen/düşünemeyen insanlara bakıp "cahil eğitimsiz doktor canından, iş bilmeyen ortak malından eder" gerçeğini yaşıyorum. eğer bu insanların seviyesinde olsam inanın faşist ırkçı dinci olurdum.
hep derim, bu ülkenin sağcısı ile solcusu, dincisi ile ateisti, akp'si chp'si, hdp'si mhp'si, inananıyla inanmayanı, kürt ile türk'ü, komünist ile milliyetçisi hhepsi aynı seviyededir.
Ağa hiç kıvırma, bu yıkımın müsebbibi en başta sensin! Öyle T.i.Merkezindeki odana -eş Şehid- ismail Enver paşanın büyük boy resmini asmakla olmuyor bu işler. Onun tarz-ı ihtiyarisini, dirayetini - cesaretini takınabildin mi, onu sorarlar adama? "- Senin ne işin var Trablusgarp da? Diye soran Alman meslektaşına, cevabi mektubunda; "- islam milletinin anlına sürülen kara lekeyi kanlarımızla temizlemeye geldik!" demiştir. Sen ne yaptın? - Gittin firavuna yavşadın - yaltaklandın!.
Çatlak zurna gibi öten şerefsiz de, çabası? Ha bu saatten sonra sana "duamız - bedduamız(nasıl anlarsan!), Allah(Azim eş Şan)'ın kalbindeki marazı artırmasıdır!.
"- Ben Musa değilim, lakin peşimde firavunlar?" feryadı ile Şehadete yürüyen yiğitlerin evsatında? Kendi payına bir ibret çıkarabildin mi, ondan haber ver?
Laf ile "peynir gemisi" yürumeyeceği gibi, "Türk'ün gemisi" hiç yürümez. Etma Yavuz, etma!?
"Âyînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ben her ne kadar gördüm ise ba'zı mazarrat(zarar-ziyan)
Sâbit-kademim yine de bu re'yin üzerinde!"
- Ziya paşa -
Ha bu destici denen, -firavun'un paçavraya çevirdiği- "etkisiz eleman!" 2019 seçimlerinden sonra -şehidin partsine kazandırdığımız- hendek belediye başkanlığı ziyareti önü, -cuma vaazında kabilenin gâvur imamının- sidik vaazı vererek "o'na ve belediye başkanı lavuğa!" Açıktan "taharetsız!" Göndermesi yapmasına sessiz kalmış, zavallı bir bedbahttır! Ve Türkiye'nin başka bir yerinde değil de, sadece hendek de belediye başkanlığı kazandığını sorgulayacak kadar akıl-izan sahibi değildir. Muhatabını tanı diye yazdım. Mel'un kabilecilerle giriştiğimiz mücadelemizde, böyle birçok anektot yaşanmıştır. Muteber sayarsan -tahditsiz- dercedebiliriz.
Gerekirse parti kuracağız diyor. Bize sormazsın da, eğer sorarsan?; - hiç gereği yok, deriz. Şehidin partisine avdet edersin, olur - biter. Destici de "desteledikleri ile beraber?" Bir kenara çekili-versin, "kutsal inek!" değildir ya, yola yatsın? 2019'da vurduğumuz darbenin devamını, -seninle veya sensiz- on ay sonra hitama erdireceğiz(bi iznillah).
-Dini bütün- Türk Milliyetçiliği davamızı tekâmül ettireceğiz demiş idik, al sana bir imkân daha! Bunu da -zinan gibi- heder edersen; " -Artık sık kafana yavuz, sık kafana!."
Güya iYi Parti de siyaset yapıyordu, çıktığı tüm yayınlarda AKP ye alttan alta göz kırpıp, ittifakın dağılması için her oyunu oynuyordu, M. Akşener kapının önüne koydu, bugün nihayet AKP ve Erdoğan'a desteklerini açıkladı...Siyaset epeliksleri.